Konumuz "Blogunuz sizin için tek kelime ile ne ifade ediyor?"
Bu "tek kelimeden" sonra açıklama yapabiliriz ve blogumuzu tanımlayan bir fotoğrafı mime eklemeliyiz.
Biraz düşündüm ve tek kelime ile ifade etmek mümkün değil gibi göründü gözüme. Sonra birden aklımda bir ampulün içinde bir kelime yandı. Fırladım yattığım yerden koştum buraya.
Beklenti
Benim için ifadesi tam bu olmasa da tüm
takipçilerimin ve benim ortak noktamız beklenti.:)) Bu yüzden bu blogu
tanımlayan en doğru kelime beklenti.
Blogumu tanımlayan en iyi görsellik da bu ifadeler...:))
Bir blog açmak aklımın ucundan geçmiyordu aslında. Severek takip ettiğim bir kaç blog vardı benimde herkes gibi. Yazdıklarına gülerken evdekileri korkuttuğum bloglar. :D Biraz yüksek sesle gülerim zaman zaman.:)) Asla onlar gibi eğlendiremeyeceğimi bildiğimden yazmamım anlamı yoktu. Oturup konuyu anlatmaktan başka ne çıkardı benden. Konuyu her yerde bulabilirdi insanlar, kalabalık yapmaya gerek yoktu ortalıklarda. Üstelik alakaları dahi olmasa izlediklerimi anlatıp işkence edeceğim insanlar vardı çevremde o zamanlar.
Tüm bu negatif düşüncelerime rağmen izlediğim dramaların fotoğraf albümlerini, OSTlarını paylaşmak üzere bir Facebook sayfası açtım. Facebook'da kim ne yapmış, ne paylaşmış, nerede kiminle birlikteymiş hiç bir zaman umrumda olmadığı için bir sayfa açıp Koreciklerimle haşır neşir olmaktan alıkoyamadım kendimi.:))
Sonra baktım sayfamı beğenlerin çoğunluğu yabancı. Eee ben çok çakmıyorum İngilizce'den. Dandik Google çevirisi de bir yere kadar, fotoların altlarına yazamıyorum konularını dizilerin. Bir eksiklik hissettim o an. Aynı zamanda çevremde beni dinleyecek adamda kalmamıştı. Ve burada aldım soluğu.
Hiç bir beklentim yoktu burayı açarken. Sadece konuları yazacaktım o kadar. İsim bile bulamadım doğru düzgün bloga hatta. Ama yazmaya başlayınca öyle olmadı tabi. Bir Dae Jang Geum yazısı yazdım bir solukta, uzunluğu beni bile şok etti. Yine de emindim benden başka kimseciklerin uğramayacağına buraya. Biri gelir takipçi olur mu pehhh.
Hayatta inanmam.
Yazmaya devam ettim. İlk yazılarım daha özdür ortadakilere göre. Sevdiğimi yazdım, sevmediğimi yazdım. İçimden ne geliyorsa yazdım, döktüm içimi. Sonra bir gün bir baktım, takip ediliyorum. 1-2-3-5-10 derken blogu açalı 1,5 yıl olmasa rağmen bugün 122 takipçim var. Benim için 10 bile mümkün değilken, bugün 100'den fazla kişi yazdıklarımı okuyor. İster istemez mutluluk duyuyor insan. :))
Üstelik aramızdaki tek bağ yazdıklarımın okunması değil. Aramızdaki bağ komşuluk bağı, arkadaşlık bağı, dongsaeng bağı, unni bağı... samimiyet üzerine kurulmuş çok güzel bağlarım oldu. Hiç beklemiyordum ama oldu.
Böylece benimde beklentilerim oluştu bu blogtan. Güzel yazabildim mi, eğlendirebildim mi, sevdirebildim mi, en önemlisi becerebildim mi yazmayı gibi beklentiler ile dolduruyorum sayfaları. Yorum aldığımda sevinip hemen cevaplamaya koşuyorum. Mutlu olduğum şeylerle başkalarını da mutlu etmek çocukluktan beri yapmaya çalıştığım birşey sonuçta...:))
Ve aldığım yorumlarla öğrendiğim beklentiler... benden beklenilenler. "... izlemeni tavsiye ederim, izleyince yaz.", "Bu yazını merakla bekliyordum", "Yazdıklarını severek okuyorum, .... yı da yazsan" gibi yorumlarla bloguma duyulan beklentileri karşılamaya çalışyorum kendimce. Çoğunlukla hayal kırıklığına uğrattığımın farkındayım ama buna rağmen hala burada olduğunuz için bir teşekkür daha çakmak istiyorum sizlere...:))
Özetle;
Beklentilerimiz ve beklemediklerimiz ile memnun olduklarımız ve olmadıklarımızla dolup taşan yani Kore Dizileri ile dolup taşan (artık taşan 74. dizimi izliyorum da:D) 'K'ore Günlükleri dünyası sizi sevgiliyle kucaklar...
Umarım bu sevginin içinde olmaktan sizde benim kadar mutlusunuzdur.:))