19 Eylül 2018 Çarşamba

Bir Hint Film: Padmaavati

Genelde sevdiğim, etkilendiğim yayınları paylaşmayı severim blogumda.
Şarkıların filmler yada günümüzün modern ve teknolojik sanat eserlerin tek ortak noktası vardır. Duygular, kaliteli yapımlar duygulardan oluşur, duygularınızı etkiler derinlikleri ile.

Benim için her Bhansali filmi öyle olmuştur. Bir görsel şölendir, bir kültürün yeniden canladırılışıdır, derindir, aşkın derinliği ile her başrol karakteri kendi içinde sevdirir. Devdas gibi, Bajirio Mastani gibi, Saawariya gibi, Hum Dil De Chuke Sanam gibi. Hem Hint kültürü kokar, hem duygusal derinlikleri ile bizi belki günlerce etkiler...

Padmaavati de bir Sanjay Leela Bhansali filmi...

Ama ilk defa bir Bhansali filmini bu kadar beğenmedim ben. Görsellik derinlik ondan çıkmamış gibi çok sıradan.
Sıradan bir savaş filmi izlemiş gibiyim. Deepika'nın başına niye ödül koymuşlar anladım. Hinduların saygısızlığını kazanacak hiç bir şeyi yoktu. Aksine onların sevdiği gibi bildiği gibi sonlandı film. Bence Hinduların değil Müslümanların ayaklanması lazımdı bu kadar kötü müyüz diye? ki Müslümanlarında yüz karası Alaaddin Sultan yani Ranveer Singh'in karakteri.

Ranveer Singh'i oldum olası sevmem. Sevenlerine sorry ama ben sevmiyorum. Dahası Deepika gibi bir hatuna da yakıştırmıyorum ama herkesin kendi kararı bizi ilgilendirmez. Lakin bu film ile hepten tiksindim kendisinden. Ne kadar başarı bir oyuncu, role girmiş işte ayaklarını bana kesmeyin, yemem.

Film Müslümanları kötü göstermiş şeklinde yorumlar gördüm, haksız sayılmazlar. Ama Alaaddin Sultan gerçekte de amcasını öldürüp tahta geçen bir caniymiş zaten. Allah korkusu olmadan can kıyana kendi kibri için can kıyana Müslüman denir mi pek sanmıyorum. Allah kibirli insanları sevmez. Ayetler var.

Filmin tek güzel yani şu şarkı

o da söz bakımında biraz sakat gibi ama çaktırmayın iyi düşünelim iyi olsun ben çok dinledim Allah affetsin .

10 Eylül 2018 Pazartesi

Risky Romance; izlemeli...

Selam çingular,

Bugün sizlere çok tatlı bir dizi getirdim. Risky Romance.
       
     Yıllardır KDrama izliyoruz öyle değil mi? Her yıla damgasını vuran çoğunlukta olan türler yayınlanıyor. Son zamanlarda herkes değişiklik peşinde, derinlik peşimde, kalite peşinde, kronik olay örgülerinde, klasik karakterlerden oluşan dizilere pek revaçta değil. Aksine herkes kaçışta. Yine mi klişeler deyip kaçmakta.

          Heh biz de zaman zaman sıkıldık. Bu sözleri sarf ettik ama işte insanda bir alışılmışlık da yapıyor bu diziler ki o günleri özleyip "ahhhh o sevdiğim filanca dizinin tadını alabilsek" diyoruz zaman geliyor.
          Çok dizi izliyorum; bir çoğunu bitiremeden yarım kalıyorlar. Sanki dizinin tadı tuzu, bir şeyi eksik geliyor bir noktadan sonra. Sırf bu duygu yüzünden haftalık dizi izlemeye başladım. Nasılsa haftada 2 bölüm yayınlanıyor, iki saatte biter yarım bırakmam düşüncesiyle. Ama yine olmadı haftalıkta olsa yarım bıraktığım çok dizi oldu. Hiç bir dizi bende eskisi gibi sonsuz izleme isteği uyandırmıyordu bir süredir.

          Fakat Risky Romance sonsuz izleme isteğimi tekrar uyandırdı. Çok özel bir tarafı yok belki ama benim gibi komedi romantik sevenler için çok tatlı bir dizi kesinlikle. Komedi romantik diyorum çünkü, komedi ile başlayan hikayemiz romantizme doğru çok tatlı tatlı akıyor.

          Aslında dizide ticari yöntemler yok değil. Doktor dizileri sevildiği için "bir hastanede geçsin" demiş yazarımız, yanlış anlaşılmaya başlayan, saf temiz başrol kızımız, çok kötü kıskanç yan karakterimiz, başta iyi olup sonradan insan olmanın bencilliğine yenilmiş bir de 2. adamımız var dizide.

          Ama ana karakterimiz, başı beladan kurtulmayan travmatik adamımız o kadar güzel götürüyor ki diziyi. Beni ilk izlediğim dizilere götürdü uzun zamandan sonra.
Aşık olunası mükemmel adam, yakışıklılık desen yakışıklılık, karizma, boy pos, seksilik, on parmağında on marifet yetenekli bir doktor. İyi kalpli, sadık, duygusal, temiz, titiz, yemek yapmak konusunda da efsane bir adam. Özetle tüm kızların hayalini süsleyen yegane koca adayı.

           Peki bu rüya adama kim hayat veriyor derseniz? Doğru cevap 👏Hepimizin Queen In Hyun's Man'de severek izlediği Ji Hyun Woo.
          En son Trot Lovers'ı onun hatırına bitiren ben, Angry Mom'da (yarıda bıraktığım için) şöyle ucundan gördüğüm Ji Hyun Woo ssi'ye bu rolü fazlaca yakıştırdım. O kadar güzel oturmuş ki ona Dr. Han olmak... Ahh çingular anlatılmaz izlenir. Hiç bir şey için değilse bu adam için bu dizi izlenir.

Benim anlatışım mükemmel adam olsa da Han sonsengim o kadar da mükemmel bir halde değil. Trafik kazası geçirmiş, psikolojik olarak bazı yaraları olan bir adam. O yüzden belki de daha da sahiplenip seviyorsunuz keratayı. Öküz olduğu yerlerde bile kıyamıyorsunuz. Bir de itiraf edelim bayanlar biz biraz gıcık ve öküz seviyoruz malesef. Ama bu adam sevince yine tam da bizim bayıldığımız gibi şeker mi şeker namja dapke şahane birşey oluyor. Sevgisi dizlerinizin bağını çözebilir dikkat.😂 Tavsiyem izleyin bu adamı.

           Dizi dediğim gibi klişeleri olan bir yapım. Ama bence akıcılık başarılı, tek düze sıkan bir klişelikten çok sevilen özlenilen klişeleri var dizimizin. Diziyi anlatmaya değil, hala okuyan varsa bu blogu; izleyin demeye geldim. Sadece bugünlük dizimizin son 2 haftası var. Hatta bu haftayı saymaz isek ki saymayalım. Haftaya salı final veriyor tatlı dizim. İçime bir hüzün çöktü şimdi. Lakin dertlenmeyin siz. Zaten dizi bir solukta izlenecek tatlılıkta. Ben bir solukta izledim kendisini bu hafta. Gerçi altyazı sıkıntılı, ben sağda solda dolaşa dolaşa izledim. Siz tamamlanınca başlayın hatta. Ama mutlaka izleyin ve yorumlarınızı benimle paylaşın.

          Dediğim gibi izleyin demeye geldim sadece. Diziyi ayrıntıları ile inceleyeceğim devam yazımızda görüşmek üzere o zamana kadar izleyin mutlaka.
Bol spoili bir yazı olacak malum.  (12.01.2019 Güncelleme: Beklenen spoiler geldi.Tık Tık...)

Bir yerlerden tanıdık geldi mi?





Spoisizliğe yine dayanamayan ben...

3 Eylül 2018 Pazartesi

Lovely Horribly

          Bu yazıya nasıl başlamalıyım bilmiyorum. Sonunda beni heveslendiren bir dizi buldum diye mi? Park Shi Hoo geri döndü diye mi? Yoksa 'K'ore Günkükleri geri döndü diye mi?

Bu saçma karmaşayı sizlere bırakıyorum ve ben uzatmadan dizimize geçiyorum.



         Dizimiz romantik komedi korku türlerini içinde barındıran ilgi çekici bir senaryoya sahip. Paranormal olayların komedi ile harmanlandığını söyleyebiliriz özetle. Henüz romantizme ulaşamadık ama gelecek bölümler kader bağlantısı ile güzel romantik sanheler umut ediyoruz izleyici kitlesi olarak. :)

Diziyi Two World W dizisine benzetenler de var. Bir açıdan o havayı verse de esinlendiklerini söylemek çok daha doğru olmaz bence. Bende hafif bir Master's Sun havası hissettim ona bakılırsa. Abartsak hepsini death note bile bağlarız yani. Çok mu zor. Ama diziler illa ki birbirine benzeyecek. Sonuçta sayısız dizi yapılıyor her yıl. Ama ben diziyi gayet başarılı ve orjinal bulduğumu söylemek isterim.

Herşeyden önce korku türünü hiç ama hiç sevmem. Korkuyorum basit. Ama burada korkamıyorsunuz.
Neden?
Becerememişler mi?
Hayır!
Gayet başarılı olmuş ama o korkunç anların sonuna öyle eğlenceli sahneler yerleşmiş ki adeta ters köşe oluyorsunuz saniyeler içerisinde... Korkunun yerini kahkahalar alıyor yüzünüzde.
O yüzden çok başarılı bir yapım oldu gözümde. Korkmayı sevmeyen ben; gülmeye bayıldığım için severek izliyorum her bölümünü.

          Dizinin 03/09/2018 tarihine kadar yarım saatliklerden oluşan toplam 12 bölümü yayınlandı. Her pazartesi salı yarım saatten toplam 4 bölüm yayınlanıyor haftada. Dizinin final bölümü ise 32. yarım saatlik bölümde gerçekleşecek. Bu da tarih olarak 2 Ekim 2018 gününe tekabül edecek herhangi bir aksaklık olmadığı sürece.
           Reyting Listelerine baktığımda gidişat çok iyi görünmüyor Kore açısından. Ama internette ün saldığını gördüm bir iki gözlemle.

          Dizinin başrollerini Park Si Hoo ve Song Ji Hyo paylaşıyor.

          Adetimiz ilk başrol namjamızdan bahsedelim. Kariyerinde tam zirveye çıktı dediğimiz adam bir skandalla sarsıldı ve ekrandan yıllarca uzaklaşmak zorunda kaldı. Skandalda ne kadar masum ne kadar suçluydu bilinmez çok ilgilenmedim sonrası ile çünkü ama adamın kariyer bir anda yerle bir edilmek istendi bu bir gerçek. Aradan yıllar geçti önce OCN dizi ile geri dönüş yaptı Park Shi Hoo, ardından uzun soluklu bir dizide başrol oynadı geçen yıl ve başarılı oldu. Sonunda oyunculuk kalitesine yakışan bir KBC projesi ile karşımıza çıkabildi bu yıl.
          Yoo Phillip karakterini çok başarılı bir şekilde canlandırdığımı söylemek isterim ben. Kişiliğini bilmem ama yıllar içinde oyunculuğunu geliştirmiş başarılı bir aktör bana göre Park Shi Hoo şi.

          Song Ji Hyo şi ilk tanıdığımızda kıl olduğumuz Goong 'daki Min Hyo Rin di. Zaman nasıl bir kavram ki gerek oynadığı karakterler sağolsun, gerek ki hatta katkısı çok büyük Running Man sağolsun sevdiğimiz bir insan oldu Song Ji Hyo şi.
          Ben Oh Eul Soon karakterinin üzerine çok yakıştığını, çok başarılı bir seçim olduğunu söylemek isterim kendi adıma.



          Eski adı ile BEAST yeni ismi ile HIGHLIGHT grubunun elma şekeri Lee Ki Kwang ve T-ara Ham Eun Jung dizimizin Kpop kökenli oyuncuları. Lee Ki Kwang 2. adamken, Ham Eun Jung'un kötü olması hiç hoşuma gitmedi ama napalım.
Son olarak ana cast da Choi Yeo Jin şi yer almakta. Genelde kendisini kötü roller görsek de göre göre sevmişiz demek ki ki bende burada ölünce üzüldüm.
Ups! spoi mi oldu yoksa; hayır daha hiç birşey olmadı. Spoilerimiz az sonra başlayacak.

          Öyleyse birazda çektiklerimiz konuşsunuz çingular... "SPOİLER"

Ana karaktermiz Phillip; yazdıkları mı gerçekleşen yoksa gerçekleşenleri mi yazan bir psikopatın yanında olup olmadığı şüphesi içinde hesap sorarken; ortam gayet ciddiyken, seyirci bile şüpheliyken bir kapı açılır ve dikkatler yerle bir olur. Sonuç:
Seyirci kahkahayı patlatır. Başa sarıp tekrar gülenler var içinizde biliyorum:D

Bu sahneye gülmek için izlemek gerek, hala izlemeden spoi mi okuyorsunuz bakayım siz.

           Seyirci tam da beklediği romantik sahneyi buldum hevesine kapılsın havası veren ama gülmekten yerlere yatıran bir sahne daha....

Yukarı tırmanmak yerine aşağıya inmeye çalışsa bence daha mantıklı olurdu ama
işte dizi ne yapalım.

Ve o merdivenlerden kamyonun arkasına düşen adam;
 kamyonun üstüne düşmüşten çok bu duruşu ile kötü yola düşmüşe benziyor ama... 😜
          Ve biz bu hayat kurtarışının ardından klasik kıza sarılacak, hayatımı kurtardın diyecek diye beklerken başrolümüz Philllip kızımızın yakasına yapışıp hesap sorar.


Bazı izleyiciler başrol erkeğin pısırık olmasını pek beğenmemiş, ben beğendim valla. Masal vari adamlara doyduk kızlar erkeklerde insan korkabilir, gerçeklerle yüzleşin artık. 

Üst katı çökertip, dünyanın yargarasını kopardıktan sonra yatağın üzerine düşüp hiç birşey olmamış gibi davranan bu pişkin adam daha sevimli bence diğerlerine göre. 😍

pardonin dibi bir sahne... 
Özetle ben severek izledim ve severek izlemeyi düşünüyorum kendisini. Zira çokça yarım dizi bıraktım bu ara. Temenni ediyorum ki bu onlardan biri olmasın. Haftalık başlamasaydım bir çırpıda bitirebilirdim aslında birazda pişman gibiyim.  6 saatlik yayınlamiş bölümleri bir çırpıda izledim olsa daha izlerdim. 



          Son olarak çok beğendiğim bir şarkıyı bırakıp gidiyorum buraya. Dizinin ilk iki yani 2-4 bölüm sonunda çalan 1977 yılından kalma eski bir şarkı. Ben çok sevdim duyar duymaz.
Ne var ki sesi de duyar duymaz tanıdım, adamın yüzü gözümün önünde belirdi resmen.
(Ses ölçer gibi kulaklarım var beh...)
Ajussi gençliğinde şarkıcıymış demek. Kim mi bu ajussi...