Ayda yılda bir paylaşım yaptığım Instagram sayfamı takip ediyorsanız; yıllar önce izlediğim anime Vampire Knight'ın 19 bölümlük mangasını aldığımı görmüşsünüzdür. Bu yazı bol spoiler içerecek bu yüzden.
Yıllar önce izlemiştim ben anime Vampire Kinght (ヴァンパイア騎士)'yu. Gençlik yıllarımdaydı desem abartmış olmam. Başlangıç ve bitiş şarkılarını o kadar sevdim ki yıllardır sıkılmadan dinlerim.
Biliyorsunuz tüm dünyanın hayatına 2020'de pandemiden sonra Netflix girdi. Netflix'de anime ile yeniden karşılaşınca şöyle bir bakıp çıkayım dedim ama tahmin edersiniz ki çıkamadım. Yıllar sonra animeyi tekrar izlemiş oldum. İyi ki böyle bir şeyi yapmışım ama...
Meğer ben ilk izlediğimde anlamamışım bir çok yeri. Yeniden izlediğimde bu aydınlanmayı yaşadım ve Zero'ya bir kez daha bağlandım eskisi gibi.
Bir yanda hayatı acı yalnızlık ile dolu hüzünlü bakışlı Kaname, diğer yanda işlerin her zaman onun için kötü gittiği Zero. Sürekli kaybeden Zero. Ailesini kaybeden, insanlığını kaybeden, sevdiği kadını kaybeden Zero ile biten anime. Hayır böyle bitemez, mangayı okumalıyım dedim ve öyle yada böyle satın aldım. Ne yalan söyleyeyim bana biraz pahalıya mal oldu. Ama en azında sonu öğrenebilecektim. Mangayı okudukça anime izlemeyi daha çok sevdiğimi anladım. Çünkü mangayı anlamak nedense bilmiyorum bana zor geliyor hep. İnternetten okuduğum için anlamıyorum sanıyordum ama elimde kitap olsa da anlamadığım yer çok oldu. Sonradan hatırladım ki animeyi de 2. izleyişimde daha net anladığıma göre hikaye biraz dolambaçlı.
Gerçekten inanılmaz dolambaçlı. Sizi şaşırtan yerler varsa da, bu olmasa da olurmuş aslında, şimdi bunu niye yaşadık hissi veren sonuca bağlanmayan durumlarda mevcut. Karakterlerin inanılmaz gizemli olayları mevcut belki 2.'ye okuyunca anlarım.
Anime 2 sezondan oluşuyor hepinizin bildiği gibi.
Manga da 19 ciltten oluşuyor. 18 cildi bitirdikten sonra dedim ki bir ara vereyim.
Ama veremedim. Aklım tamamen 19.ciltteydi. Okuyup sona ulaşmak en iyi yapacağım işti o an. Çünkü beynim uzun zamandan sonra ilk defa bir şeyin sonunu bu kadar delice öğrenmek istiyordu. Üstelik 18 bölüm tam bir Zero-Yuki bölümüydü. Her ne kadar Yuki yine Yuki'liğini yapıp bizi ve Zero'yu deli edecek bir durumla bölümü kapatmış olsa da.
Tabi onca karmaşayı son bölümde çözüp mutlu son arıyoruz. Peki buluyor muyuz? Bilmiyoruz.
Okudum ve anlamadım. Başa döndüm tekrar okudum ve tekrar anlamadım. Kafamda bir şeyler canlanıyordu evet ama yine benim istediğim gibi düşünmeme izin vermeleri sinir bozucuydu. Daha ayrıntılı kesin açıklamalar yok mu?O zaman hemen google amcaya sordum. Soruma tatmin edici bir cevap bulamadım. Araştırdım, araştırdım ve işte karşınızdayım sevgili çingular.
Manganın sonunu anlamamış olmam, bir çırpıda açıklanamayan onca cümle ile bitmesi inanılmaz sinir bozucu söyleyeyim. Ama daha sinir bozucu olan kısmı Vampire Kinght'ın bitmemiş olması. Vampire Knight Memories diye ikinci bir seri yayınlanmış ve bırakın Türkçe'ye çevrilmeyi, hiç bir Türkçe site forumda kendisi hakkında bilgi dahi yok. Kafamızda bir sürü soru işareti ile her seferinde final veren yapım; kafamızdaki sorunları çözebilmek için 2. bir seri yayınlamış. Arkadaş madem ikincisini yayınlayacaksınız niye bitti artık havasını veriyorsunuz.
Bitmiyor işte senin bu hikayen ey Matsuri Hino, vicdansız kadın. Neden kandırdın beni bu son bölüm diye 19.ciltte. (Nihayet sonucu ciltteyiz tarzı bir açıklaması vardı da mangakanın)
Neyse efendim kısacası; benim gibi okuyup da anlamamış nice okuyucu için yazıyorum bu satırları.
Pislik Rido yüzünden yüz yıllık uykusundan uyanan Kaname; Yuki'nin gerçek abisini yedikten sonra onun yerine geçmiş meğer bunu ortalarda öğreniyorduk zaten. Kaneme'nin bambaşka bir hayatı var aslında. Zero'nun başına gelenlerin her bir satırının onun yüzünden olması inanılmaz acımasızca. Ama tüm bunlara rağmen Kaname'ye kötü diyemiyoruz. İnanılmaz saçma bir ironi ama diyemiyoruz. Yüreklerimiz izin vermiyor. Tüm bu olanlar Kaname'nin o bambaşka hayatı yüzünden çünkü.
Kaname ilk ata vampirlerden biri; sevdiği saf kan kadını dünya barışı fedakarlığı uğruna kaybediyor. Tüm bunları da onun izinden gitmek için yapıyor.
İşte son bölümde de Kaname amacına ulaşıyor. Sevdiği kadının izinden, sevdiği kadın gibi kalbini söküp ateşe atarak kendini feda ediyor.Ve hem Zero'yu hem Kaname'yi sevdiği sürekli vurgulanan Yuki; tutarsızlığı ile beni deli etmeyi her seferinden başardı. Mangakayı bir kez daha tebrik ediyorum burada. Yine son bölüm gitme diye Kaname'nin arkasından ağlaması, 18. bölüme inanılmaz zıt. Kızım sen az önce Zero'ya olan aşkını itiraf etmemiş miydin? Neden Kaname ile yattın. Onca şeyin arasında yatak sahnesi çok saçma.
Meğerse Kaname'den hamile kalmış o seferde kızımız. Kaname'yi camdan bir tabutta donduruyorlar bu arada toza dönmesin diye.
Tabi Kaname ölmeden önce Zero ile Yuki'nin birlikte olmasını istediğini söylüyormuş ben okurken anlamadım. Bu Kaname bunlara şimdi niye sarıldı diye düşündüm. Ne anlama geliyor? O demekmiş, araştırınca öğrendim. Tabi Yuki'nin Kaname'den kızı olduğunu da araştırınca öğrendim. İki saf kandan saf kan bir kız çocuğu dünyaya geliyor aynı annesine, anneannesine benzeyen.
Son sahnede Yuki Kaname'yi insan yapan büyü ile kendi yok ederken orada bir de "Abla uyandı" diyen aynı Zero'ya benzeyen bir başka kız var. Oda Zero ile Yuki'nin kızı. Yuki 1000 yıl Zero ile yaşamış. Zero aşkına sahip çıkmış beklemiş, düşmanın kızına düşmanın kardeşine sahip çıkmış. Bir kez daha ne kadar mükemmel bir insan olduğunu ortaya koymuş.Zaman zaman Zero da beni sinirlendi tabi ki... Özellikle her önüne gelen saf kanı emüklemesi ama kendini vampir yapan kadının kanını almaması inanılmaz sinir bozucu bir ayrıntı. Kan içmekten, vampir olmaktan bu kadar nefret eden adamın önüne gelen her safkandan kan alması sinir bozucu. Kendi kardeşinin kanını almak zorunda olmasına kadar olan her anı çok acımasızca Zero'nun. Ona acımamak imkansız bence. Onun mutlu olmasını istememek yüreksizlik bence.
Oturup hikayeden bağımsız çizimleri incelediğimizde bile Zero'ya üzülmemek mümkün değil. Yuki her zaman Zero'yu arkasına alıp Zero'ya sırtını yaslıyor. Zero hep onun yanında. O da Zero'dan uzaklaşamıyor. Ama her zaman Kaname'ye kucak açmış. Kaname ile olmak zorundaymış da Zero'dan kopamıyormuş fikri çizimlerde her daim var. Daima ikinci planda kalan Zero her zaman yürek burkuyor.
Aradan zaman geçip de biraz sindirince hikayeyi Zero'nun 1000 yıl Yuki ile olmasına gerçekten sevindim. Kaname'nin ölmesine hiç de üzülmedim bu arada Kaname severlerden özür diliyorum. Zaten ölmüyor da. Sonunda gördüğünüz gibi Yuki onu insan yapıyor ve kendi canını feda ediyor. Manga bittiğinde yine: "E benim Zero'ma ne olacak şimdi, yine sevdiğini kaybetti ya diye düşünmüş, hüzün çökmüştü içime. Neyse ki araştırmalarım sonunda 1000 yıl birlikte yaşadıklarını, Zero'nun 1000 yıl sonunda toza dönüp yok olduktan sonra Yuki'nin canını Kaname'ye feda ettiğini öğrenmek biraz olsun beni rahatlattı. Kazanan Zero olmuştu sonunda öyle yada böyle.
Bunun yanında Zero'nun neden toz olduğunu öğrenemedim. Hangi acımasız trajedinin kurbanı olup tozlaştı acaba yine diye düşünmeden de edemedim. Bunun içinden Vampire Knight Memories serisini okumamız gerekecek sanırım. Ama o da pek mümkün olmayacak gibi...
anlamamıştım ben de bir daha okumak da zor geldi. çok teşekkürler şimdi anladım
YanıtlaSilBu yazının size yarar sağlamasına çok sevindim:)
SilYazdıklarınızı şaşırarak ve zaman zaman "Hadi canım, gerçekten mi cümleleri eşliğinde?" okudum. Olayın nasıl geliştiğini öğrenmemi sağlayan yazınız için teşekkürler. Hatta keşke konuya hakimken mangayı çevriseniz dedim
YanıtlaSilBen tam bir Kanameciydim. Ben de çizgi romanı okudum kafam son ciltte olunca 17 18 i biraz hızlı geçtim malum kaname yoktu... 19. cilde geldim ve kahrımdan öldüm. O kadar saçmaydı ki başka kadına aşık olması falan. Yani yazar resmen Zero ve Yuki olsun diye Kaname'yi kötü gösterdi resmen. Kanameciler tepki göstermesin diye sonu öyle yazılmış tamamen. Zero'nun baştaki ben tehlikeliyim uzak dur kızım tavırlarını hiç sevmediğimden ısınamadım Zero'ya haliyle hiç de okurken üzülmedim. Kaname tam bir kalite bir karakter. İşin aslı Zero gibi çok karakter buluruz da Kaname gibisi yok. Yuki de ayrı bir salak. Neyse yazı için çoook teşekkürler sayenizde aydınlandım.
YanıtlaSilBende tam bir kanameciyim kaname yuki tarafından gerçekten harcandı sabırla Yuki’nin onu sevmesini değer vermesini isterken yuki onu harcadı bildiğin kaname bunu hak etmedi kesinlikle kaname Her seferinde Zero’yı sevmemesine rağmen sırf yuki üzülmesin diye ona kanını verip e seviyesi bir vampire düşmekten kurtarmıştı ayrıca ölüm döşeğinde iken bile yuki ve Zeronun birlikte olmasını istediğini söylemişti onlara sarılarak ben de Zero ya hiç üzülmedim o zaten hikayenin en başından ikinci plana atılmıştı çünkü bunu kendi seçmiş gibi bir şeydi ama ben burada tamamen Zero suçlamıyorum çünkü Yuki gerçekten çok tutarsız bir karakter ve iki tarafıda harcadı bu arada bilgilendirme için saol ben zaten memoris serisini okumuştum sadece fikrimi söylemek istedim
YanıtlaSil