May Queen: Tersaneler Gölgesinde İntikamların Yıpratacağı Kalpler...

          Pişmanım bu diziye başladığıma pişmanım.
          Haftalık takip etmeye başladığım ilk altyazılı dizi Faith'di. İzledikçe çok doğru bir karar verdiğimi anladım. Çünkü arka arkaya izlenemeyecek kadar ağır bir dizi. İnsanın psikolojisini çökertir valla.:)) O yüzden haftada bir gün iki bölüm arka arkaya yetiyorda artıyor bile.
          Aynı şekilde Arang. İyi ki haftalık izliyorum. Yoksa benim gibi korkak fadimenin biri o pörlek gözlü canavar kadına dayanamazdı. Haftada iki bölüm yetiyorda artıyor bile:D
          Üstelik ikiside heyecanını koruyor, içine çekiyor insanı.Özellikle Faith gözdem.:))
Heyecanlı yerlerde de bitseler de bir 5 dakika "Yaa nasıl bekliyeceğim şimdi" diye yanıp yakınıyorum sonra unutuyorum.:))
          Ama May Queen öyle değil. Çok güzel bir dram ve arka arkaya izlemek istiyor insan başladı mı. Nasıl bekleyeceğim her hafta merak ediyorum.:))
         Dizinin 12. bölümü az önce bitirdim. 3 günde 12 bölümün başını yedim. Ve diziyi beklediğimden kat kat kat sevdim. Bu yüzden lafı daha fazla uzatmayarak ilk kez bitmeyen bir dizi tanıtımı ile sizleri baş başa bırakıyorum. -Spoiler yani-

Madem yeni dizi birazda konusunda bahsetmek gerek değil mi?
          Artık Daehanminguk dırama severler olarak hepimiz biliyoruz her türün bir kalıbı var. Romantik-komedinin, dramın, tarihin vs. hepsi kendi içinde benzer özellikler taşıyor. Bu kalıplara göre tam bir dram dizisi var karşımızda. Hayatı daha kendini bile bilmediği zamanlarda kararan 4 çocukla başlıyor hikaye. Hayatları karartan ise tek bir isim var, Jang Do Hyun. Hırsından adam öldüren, yetmeyip çocuk öldürmek için emir veren, yuva yıkan, bir kadını kocasız - evlatsız bırakan, çevresindeki insanları deli gibi döven ama bir kadından başka birşeyi düşünmeyen nappınnom. (Afişteki bizim yakışıklı oğlanların arkasındaki adamdan bahsediyoruz.)
          Beş - üç yaşlarında olan bu 4 çocuk içinden hangisi başrol oğlumuz diye düşünürken, 10 yıl sonra bir oğlan çıkıveriyor ortaya ve başrol oluveriyor. Kendisi de az acıklı bir geçmişe sahip değil diğerleri gibi. Annesi-babasını küçük yaşda kaybedip dedesinden başka kimsesi olmayan biri.

 
          Kızımız her dramda olduğu gibi en çok acıyı çekmiş varlık. Üvey annesini tarafında yıllarca horlanıyor ve hizmetçi muamelesi görüyor. Ama hiç üzülmüyor. Çünkü onu haklı görüp kendini suçluyor. Ne kadar kalbi acılara boğulursa boğulsun her zaman içinde saklayıp başkalarını neşelendirmeye çalışıyor. Hayatında tek sahip olduğu biricik babasını da hain bir adam tarafından kaybedince ilk aşkı oppacı ile aralarında bir bağ oluşuyor. Ama bu öyle aynı kaderi paylaşmaktan falan gelen bir bağ değil. Bildiğimiz gerçek aşk aslında aralarında olanlar.
          Oppacığına gelirsek o da yaşama sevincini kızda buluyor. Annesini hiç tanımayan, babasının çalıştığı evde tüm aşalanmalarla hayatı daha zorlaşan bir mazlum. İlk aşkının her zamanda yanında olmaya çalışıyor, eve bisikletle bırakıyor, hastayken o sırtında taşıyor vs. Ve sürekli yan yana olan bu şekerler, sevimli aşk kazalarıyla ilk kez sevmek ne demek öğreniyor. :))

          
          Hep söylerim zaman çok hızlı geçiyor. Çocuk oyuncular bile büyümüş yahu. Park Ji Bin'i hepimiz tanıyoruz artık değil mi? (EVETTT:)) Yi San ve Boys Over Flower'da pek bir sevmiştik kendisini özellikle. Büyükmüş adam olmuş sevimli oğlumuz. 5 yıl sonra ortalığı kasıp kavuran süper bir oyuncu olacak bence. Çocukta manyak potansiyel var, küçükken çok sevimliydi, büyüdükçe daha yakışıklı oluyor eşek.:)) 5 yıl sonra peşinde koşulası oppa listesine girip kendi başrol dizisi de yapar.:))
          İlk kez tanıştığım Park Gun Tae 'nin ise ondan eksik kalır yanı yok. Oyunculuk potansiyeli, yakışıklılık 10 numara. Ne zaman yan profilden baksam yavru Siwon gibi göründü gözüme. Bakınız: kolajlı resim alt sol 3. resim.
Özetle; 5 yıl sonra görüşelim babyler.:D Nunanız sizi bekleyecek.:D

           İkinci afişimizi görüyorsunuz şimdide. Bu afiş her bölümün sonunda çıkıyor ve ilk 8 bölüm oppa hasretine çekmenize neden oluyor ufaktan.:D 9. bölümden sonra ise bu sevimli veletleri özlemeye başlıyorsunuz.:))
           Kim Jae Won ssi'yi ben zaten tanıyordum ama bir çoğumuz geçen yıl Can You Hear My Heart ile ayrı bir sevdik kendisini. Bu yıl yine aynı tarz bir MBC dizisi ile karşımızda ve idda ediyorum; bu diziyi de en az onun kadar çok seveceksiniz.
          Jae Hee ssi çok sevdiğim bir oyuncu olmuştur her zaman. Askere gittikten sonra pek bir özlemiştim kendisini. Onun yüzünden "oppaaaaaaaaaa" diye kendi tükürüğünden boğulan ilk insan olarak tarihe geçecektim az kaldı, ilk gördüğünde dizide.:)) Ki ben öyle oppa meraklısı bir insan değilimdir yani (püpp yalan.:D). Artık içime ne kaçtıysa...:D Özlemişim işte keratayı.:) Hatta savcıyım demesini bile özlemişim.:)) Delightful Girl Choon Hyang 'da da savcıydı da oğlumuz.:))
Romantik-komedilerini ayrı sevdiğim Jae Hee ssi sevimli mimikleri ile soğuk bir karakterin altından kendi tarzıyla başarılı bir şekilde kalmış durumda şuan.
           Han Ji Hye ssi ile ilk tanışıklığımız My Boyfriend Is Type-B olmuştu. Çok yeni yani. Ama şimdilik tombik yanaklı kızımızdan menunum.
           Aşk üçgenin dış açısı Son Eun Seo ssi ile ise ilk kez tanışıyoruz. İlk gördüğümde "Iyy bu kızı hiç sevmeyeceğim" desemde şimdilik iyi gidiyor. Oyunculuk olarak, karakter olarak...:))

          Oyuncuları bir kenara bırakıp dönelim. Aşk kısmına gelelim işin. Küçük yaşlarda ilk kez atmaya başlayan kalpler birbirini unutmuyor.
          İstemeyerek bir kağıt parçası ile ayrılan Jang Hee ve Hae Joo iltibatı kesmiyor ve 15 yıl boyunca görüşmeye devam ediy... hayır, çıkmaya devam ediyorlar. 15 yıl boyunca aralarındaki bağ katlanıyor, katlanıyor ve büyük aşk olarak hayata tutunmaya çalışıyor. Zaten birlikte yanarak kaderleri bana göre mühürlenen aşıklar hayatın zorluklarına rağmen, ilişkilerinin zorluklarına rağmen, birbirlerini sevmekten vazgeçemiyorlar.

          Her ne kadar Kang San karşılıksız olarak Hae Joo'yu sevse de, ben In Hwa ile ikisini çok sevimli buluyorum. Çocukken de aynıydılar, 15 yıl sonrada aynılar. Onlarda hoş bir çift bence. Hep böyle gitsek olmuyor mu?:D

          Ama ilerleyen zamanlarda işler değişecek gibi görünüyor. Şu tablo sayesinde fark ettim ki açıkçası biraz hayal kırıklığına da uğradım.:(

          Hemen dikkatinizi tablonun ortasına parantez içindekilere çekmek istiyorum. Adi hayat yani adi yazar ileride bu iki gül yüzlü arkadaşı birbirine düşman edecek sanırım. Yetmeyecek 15 yıldır çıkan Chun Hae Joo - Park Jang Hee çiftini bir çırpıda ayırıp bir de Jang In Hwa ile Park Jang Hee evlendirecek. Tabi bunlar teori olarakta kalabilir ama öyle görünmüyor malesef. Herşeyi tatlıya bağlayıp benim içime sinece şekle getirilerse ne ala. Ama Chun Hae Joo - Park Jang Hee çifti de hiç ayrılsın istemiyorum.
Bu kez ikinci adamı tutmak istiyorum. En başından beri onun tarafını tutmak istiyorum. İlk aşkın kazanmasını istiyorum. Kızın ilk aşkı kazansın istiyorum. Ama Kang San'a da kıyamıyorum. Kuma mı alsa ikisi napsa kız:D Ben olsam alırım mesela.:D

           Özetle ben dizinin bu halini çok sevdim, oyuncuları çok sevdim. Kim Jae Won ssi'den bir Can You Hear My Heart daha çıkaracak önümüze gibi. Üstellik yanında bonus Jae Hee ssi var.:))
Her hafta nasıl dayanacağım merak ediyorum. Yine de şükür, iyi ki çeviren insanlar var haftalık, Allah razı olsun valla.:))

          Son olarak güncel bir konuya değinmek istiyorum. Şu sıralar ülkemizde bile meşur olmuş Gangnam Style şarkının bir de Chun Gajok'tan Ulsan Style versiyonunu dinleyin.:)) Çok eğlenceli bir sahne.:))

Adı: 메이퀸 / Me-i-kwin / May Queen (Mayıs Kraliçesi)
Tür: Dram, romantik, melodram
Bölüm Sayısı: 32
Yayınlandığı Kanal: MBC
Yayın Tarihleri: 18.08.2012 - 02.12.2012
Yayınlandığı Günler: Cumatesi - Pazar 21:50

Oyuncular:

* Kim Yoo Jung   * Han Ji Hye / Chun Hae Joo


* Park Ji Bin     * Kim Jae Won / Kang San


* Park Gun Tae    * Jae Hee / Park Chang Hee


* Son Eun Seo    *Hyun Seung Min / Jang In Hwa

Dizinin yayınanlar bölümleri ile ileriki haftalarda

yada bittiğinde görüşmek üzere...

Mutlaka izleyin bence... :))