Soru; "İç sesini dinliyor musun?" olsa da ben biraz konudan dışarı çıkabilirim haberiniz olaa.
"
"Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır." sözünü mutlaka duymuşsunuzdur. Hatta edebiyat aleminde bu söz Peyami Safa'nın mı Necip Fazıl'ın mı karar veremeyenler var. Kimin olduğu konusunda bir fikrim yok ama sözün kalitesi beni taa yıllar öncesinden etkilemişti.
Armutların olgunlaştırdığı bu zaman; beni de bir armut görüp olgunlaştırdığı için mi yoksa gereğin fazla tecrübeye maruz kaldığımdan mı büyüdüm bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki ben hiç çocuk olamadım herkes kadar. Hep bir olgunluk timsali mevcuttu içimde.:) Bakmayın burada yakışlıklı oğlanları görünce, anın heyecanı ile byeontae nuna'ya bağladığıma. Normal hayatımda böyle biri değilim ben. Her zaman ağır başlı ve sakinimdir. :) Bu yüzden kendimden 10 yaş büyük insanlarla kurduğum iletişim yaşıtlarımla kurduğumdan çok daha kaliteli ve sağlam oldu her zaman.
İç sesimi dinlemektense mantığımı dinlemeyi tercih ettim her zaman. İçimde kıyametler kopsa sesimi çıkarmam tüm sakinliğimi korumaya çalışırım ben. Her geçen yıl dışarı yansıttığım soğuk ve umursamaz tavırlar daha artıyor sanki. Sanki sabrım her geçen gün biraz daha artıyor. Muhtemelen bu yüzden olgun görünüyorum dışarıya yoksa içimde bir çocuk gizli. Yeri geldiğinde şımaran (-ki bu yer sadece ev oluyor.:D), sinirlendiğinde elindeki kaşığı yamultan yada kaşığı tabağa koyması ile tabakları ortadan ikiye ayıran, buna rağmen sinirli olmadığı zamanlarda bir böceği ezecek güce bile sahip olmayan... (olsamda asla böceklere yaklaşmam gerçide.:) ) Ben insanların bakamayacağı kadar kendini çirkin zanneden özgüvensiz bir saftirik, katlanamayacağı kadar huysuz, yaklaşaşamayacağı kadar korkutucu, uğraşamayacağı kadar çözümsüzümdür. Ve tüm bunlara rağmen her zaman samimi ve yardım sever biriydir de aslında. (Bu da çok kendini beğenmişlik oldu işte...:D) Böyle garip biriyim özetle. Kendimi anlatmaya kalksam hiç birşey anlamaz, üstüne pılınızı pırtınızı toplar kaçarsınız belki bu blogtan.:D Neden çünkü insan en çok kendini anlayamaz her zaman... Anlayamadığım birşeyi nasıl anlatayım size.:)
Belki içimdeki sesi dinleseydim daha kolay ve rahat bir hayatım olurdu ama yaptıklarımdan pişman olup rezil olmaktansa yapmadıklarımdan pişman olup gururumla kahrolmayı seçtim ben her zaman. Yani "alem ne der"i çok düşünen bir aptalım ben kısaca.:)) Aman siz benim gibi olmayın. Yine de içimin sesini dinleyeceğim diyip mantıksız işler de yapmayın. Önemli olan mantığını hayallerinle birleştirip doğru kararlar almaktır hayatta. Yoksa zaman size sadece armut muamelisi yapar.;))
"
Bu güzelim mimi tahmin ettiğinden de alaksız yerlere bağlayıp kendimi anlattığım için utanıyorum. Ama silmekte istemedim ve böyle kalmasına karar verdim; bu da bencil yönüm.:D
Paslama konusunda ise yine tüm kapıları açık bırakıyorum. :))
Not: Kore Günlükleri'nden kaçmayın sakın bu mimden sonra.:))
Bu da utanan ben.:D |