Lee Seung Ki'nin dizi yaptığı görünce pek bir sevindim. Rol arkadaşının Ha Ji Won olduğu öğrenince biraz buruldum. "Daha yakışanını bulamadılar mı Seung Ki can'a?" dedim. Konuyu okuyunca ise diziyi izlemek istemedim. Çünkü konuda "Kuzey Kore ajanı ile Güney Kore..."ibarelerini görünce gözüm başka birşey görmedi. Direk aklıma
Myung Wol Spy dizisi geldi. "Bu kuzey-güney mevzusu beni bozar şimdi" dedim. Kaçtım diziden. Sonra el mahkum geri döndüm. "Seung ki bu ya bir göz atalım" dedim, beklentiyi en düşük seviyede tutarak.
Seung Ki'nin oyunculuğu karşınında dehşete düştüm. Çünkü kendisi dehşet güzel oynamış.:) Dehşet güzel garip bir tamlama olsa da Lee Seung Ki'nin oyunculuğuna, dizinin alttan alttan yada açık açık verdiği her mesaja bayıldım, diziyi inanılmaz sevdim ve Kore'de gerçekleri böylesine tokat gibi çarpan bir dizi daha izlemedim. Amerikan aşığı bu milletin gözlerinin böylesi gerçekleri görebildiğine sevindim. Görüp bir de başkalarına anlatmak için cesaret edip dizi yapmalarını ayrıca takdir ettim. O zaman ver elini
spoiler...:)
Az önce söylediğim gibi Seung Ki can oyunculuğunu konuşturmuş. Lakayıt, şımarık tavırlarının altında birden sinirlenip ciddiye bağlayan ve karşısındakinin ağzının payını çok pis veren duruma geçişleri şahaneydi. Ve Seung Ki can bu dizi ile çok erkeksi görünmüş bence. Yani büyümüş adam olmuş bizim Lee Seung Ki.:))
Lee Seung Ki gerçekten severim. Evimizin şebeleği modunda gördüğüm insanlardan biriydi, Strong Heart sağ olsun. Ama şimdi namja listeme girmeye hak kazandı yani.:))
İlk öğrendiğimde Ha Ji Won'un eşlik ettiğine bozulsam da sonradan doğru tercih olduğuna karar verdim. Ha Ji Won'u sevmesemde herkes o erkeksi Kuzey Kore ajanı tavırlarını beceremez bence. Han Ye Seul'de gördük bu işin nasıl batırılabileceğini.;)
İlk başladığınızda dizinin amacının diğerleri gibi romantik komedi olduğunu sanıyorsunuz. Komedisi komik, romantizmi hoş. Hele bir sarılma sahnesi var ki bir çok aşk filmine taş çıkarır. Bu yüzden işler aceleye gelince "yahu bunlar bize yirmi bölüm ne gösterecek, dizi bundan sonra saçmalar artık dediğiniz noktada, beyninizde bir cümle beliriyor. "DİZİNİN AMACI ROMANTİK KOMEDİ OLMAK DEĞİL, gerçekleri yansıtmak..." Yani ben yarım akıllı geç anladım durumu. Meğerse türü kara mizahmış dizinin. Söyledikleri herşeyin taa ilk bölümden beri gerçekçi olduğunu 10.bölümde anladım. Bir yap-bozun parçaları gibi herşey birleşiverdi o anda.
Dizi bize bilmediğimiz yada aslında bilip de görmezden geldiğimiz gerçekleri anlatıyor. Siyasi, barış, savaş, Güney Kore, Kuzey Kore, hatta Kpop, dış görünüş merakı vs. çok şey var dizide. Kore'yi hatta dünyayı daha pempe gözlüklerden sıyrılmış bir şekilde görüp tanımak için bir dizi olduğunu düşünüyorum ben. O halde yakaladıklarımı sizlerle paylaşmaktan gurur duyarım.:) (
Bu noktada söylemek isterim ki bundan sonra gayet sıkıcı bulacağınız bir yazı bekliyor olabilir sizi. Benim gibi düşünmeyip köpürebilirsiniz hatta ama benim bakış açım budur. Nokta. )
İşte O Gerçekler:
* Dünya'nın savaş tacirleri tarafından yönetildiği gerçeği:
Zaten hepimiz biliriz ya; dünyaya silahları satan Amerika ve birkaç Avrupa Ülkesi; sürekli milletleri bölüp silah satıp kanlı paralar kazanıp, sonra o paralarla bize ekonomik olarak işkence eden varlıklar. Mağdur ülkeler -ki bunlar özellikle gelişmekte olan ülkeler ile geri kalmış ülkeler oluyor- ekonomik zarar görür korkusu ile bazı konularda sessiz kalıp sahte gülücüklerle diploması yapmak zorunda kalıyor. Amaç barış değil ama daha az zarar görmenin yolları. Bizim ülkemizi bölmeye çalışanlar, Kore'yi bölenler, Hindistan'ı paramparça edenler, dini uyuşmazlıklardan şıra çakanlar, siyasi görüşler uydurup ortalık karıştıranlar, herşeyin suçlusu silah tacirleri, sömürge meraklıları. Bakmayın şimdilerde sömürge devlet olayının tarihe karıştığına. Herkes karışmış ayağına yatıyor sadece. Oysa can atıyorlar bir yerleri sömürmeye.
"Müslümanlar terörist" deyip dünyayı dine düşman edenler, birbirine düşman edenler aslında onlar değil mi? Amerika'yı hiç sevmem ben. İngiltere'yi, Avrupa'yı hiç sevmem. Neden? Samimi bulmam. Yanlış anlamayın lütfen, elbette onlarda Allah'ın kulu. Ama ülke olarak yaptıkları sevmememi hak ediyor. Öyle ise Koreliler çok mu iyi? Neredeyse hepsi (bizim gördüğümüz kesim tabi) Amerikan aşığı. İyi değiller sadece bizim gibi aptalgillerdenler yada aptalı oynamak zorunda kalanlardan. Bu dizi bunu anlatıyor işte.
Hindistan farklı mı? Kim Pakistan Hindistan diye düşman etti aynı kanları, komşuları, hatta akrabaları...
Bu konu böyle uzayıp gider işte... Mazlumu ezen canileri sevmemi beklemeyin benden.
* Yüzeysellik:
Güney'e eğitim için gelen Kuzey Ajanları'nı taşıyan otobüsün içinde cama yapışan Kim Hang Ah (Ha Ji Won) etrafındaki yakışıklı ünlülerin resimlerine bakıp bakıp rütbelerine göre koca beğenedursun, yoldaşı Ri Kang Suk şöyle der "
Kulağa sanki tüm ilgin bedenlerineymiş gibi geliyor". Oppa sevdasını ne kadar güzel özetleyen bir cümle.:)) Ayrıca Ha Ji Won'un bir önceki rol arkadaşı Hyun Bin'i görünce "
Hyon Binnn" diye bağırışına çok güldüm.:)
Kadınlar yüzeysel de erkekler farklı mı sanki?
Erkeksi tavırları var diye kızı önce kandırıp sonrasında "
Öyle biri senin neyini beğensin" diye kızı rezil rüsva eden Lee Jae Ha (Lee Seung Ki) içimdeki erkekleri ateşe vermek isteyen feministi uyandırdı.:)
"Ne biçim Kuzey ajanısın sen, dağıt şu öküzün ağzını burnunu. Acıma SeungKi can diye vur gitsin vurrr" diye tepiniyordum o sırada.:D:D Neymiş, Han Ah yeoja (kadın) değilmiş, Göstereyim ister misin?" demek neden sadece erkeklere özgü bir hal ki ya...:)) Tabi kadınlar daha terbiyeli çünkü hıhh:D
Bu olay benim başıma gelmiş gibi hissettim de o yüzden böyle tepkilendim. Kendimi çok kaptırdım anlayacağınız izlerken.:)
* SNSD:
SNSD ve erkeklerin tanımına bayıldım.
18 bacak karşında ne yapacağını bilemeyen ve onları aklından çıkaramadığını büyük bir kahırla itiraf eden Kuzey Ajan'ın repliği geliyor. "
O günden beri o kızların bacakları aklıma takılıp kaldı. Kururmuş hayvan gibi miyim?" Devamı ise şöyle: "
Standartları yok, sadece dış görünüşleri! Tiffany... Tiffany ne yani? Ne diye uyduruk Amerikan ismine sahip kıza kapılıyorum. Orta sınıf bir kadın..."
Dikkat: Bu sözlerin hepsi dizinin yazarlarına aittir. Benle alakası yok. Ben bu kadar ağır konuşmam bilirsiniz ki. Ama biraz katılmadan da edemeyeceğim.;))
* Adalet:
İzbandut gibi bir herifle aynı odayı paylaşacağını gören velihat prens soluğu yetkilinin yanında alır. "
O takım lideriymiş, ben kraliyettenmişim, böyle şeylere hiç gerek yok. Adalet adına bana da tekli o da verseniz olmaz mı?" :D
* Korku:
Ölüm Korkusu; Ölümle burun buruna kalan iki düşman, sabahısı kavga ederken sarf ettikleri kötü sözleri geri alırcasına, "
Sen esaslı biriymişsin." "
Sende seksisin, alımlısın." diyerek gönül almaya çalışıyorlardı.
Bir annenin
-yürek parçalayan- korkusu; "
Sadece gözümüzü kapatıp hiç birşey olmamış gibi davranalım... Bunu kalbime gömeceğim. Bu defa korkak davranalım." diyerek oğluna yalvaran anne beni çok üzdü. Büyük oğlunu ve gelinini kaybetmenin acısını yok sayabilmeye razı, kızının kötürüm olmasını ezelden geldiğini düşünmeye razı... Tek isteği küçük oğlunu da kaybetmemek. Anneler gerçekten başka bir yürek taşıyor. Tabi insan ve anne kavramını hakkı ile taşıyan varlıklardan bahsediyoruz.:))
Şimdi ben susayım, çektiklerim konuşsun birazda.:))
|
Bizde bizde... Ama biz Çin'den de pek haz etmiyoruz. Çünkü kendi çıkarı neredeyse oraya koşuyor. |
|
Adalet sadece Allah katında mevcut bence. İnsanlar adalet sağlamaktan aciz malesef ki. Oysaki Allah herkese akıl, herkese göz, herkese vicdan veriyor. Ama nefsin oyuncağı olmuş insanoğlu... |
|
Ah bizde bundan şikayetçiyiz işte.:D İnsanın aradığı standartları yükseltiyor bu eşekler.:D |
|
Hadi sıkıyorsa yalan desinler...:)) |
|
Ne demek her zaman, her fan girl'ün birincil görevi:P :)) |
İşte böyle sevgili çingularım. Kore'ye Kore'yi anlatan bir yapım. Bana göre dünyayı silah tacirlerinin ve Amerikalıların yönettiği hatta pis bir şekilde yönettiğini anlatan bir yapım. Dünyayı savaşın yönettiğini anlatan bir yapım.
"
Amerika'nın ne kadar pislik olduğunu biliyormuş Korelilerde... vay bee.." dedirttiler bana özetle.
Ve anlamış olduğunuz üzere Amerika'nın izlediği pis politikalara olan kinimi sayfalarca kusabilirim ama susuyorum artık. "Amerikan yönetiminin ve izlediği adi politikalardan nefret ediyorum, tiksiniyorum, iğreniyorum diyip en ergen mahalle karısı modunda "Allah sizi taş etsinn oğlummmmm" diyip, konuyu kapatıyorum ama.:D
Ve 180 derece açılı ile geliyorum dizinin en üzücü noktasına. Zavallı Lee Jae Shin. En büyük acıyı o kızcağız çekti. Öyle ki özgürlüğünü kaybedip tekerlekli sandalyeye mahkum olması bile yaşadığı en küçük acı olaraka kaldı malesef. Zorla abisini öldürtmüş bir nevi şerefsizler kıza. İnsan nasıl yaşar o psikoloji ile? Üstüne bir de sevdiği adama kavuşamadan kaybetti. Çok üzüldüm, çok içim parçalandı oncağızıma.:)
Dizinin en sinir bozucu yani ise işte tam da bu kısım. Lee Shi Kyung tam jübile yaptı, kendini mükemmelik seviyesine çıkardı, gözümüzde kocaman oldu, "
Cansın sen Lee Shi Kyung" diyip sarılmaya koşarken biz adam öldü yahu.:(( Bende en az Seung Ki kadar ağladım o sahneden. Yazık ettiler bence Lee Shi Kyung'a yazarlar. Ne gerek vardı öldürmeye. Sırf birini daha öldürelim diye olmuş yani. Kralla kuzeyin aşkı aşkta onların ki değil mi sanki. Hor gördüler zavallımları.(: Yazarlara kızdığım tek nokta burasıydı işte.
Ve en sevdiğim iki noktaya geliyorum. Eminim herkesin bayılacağı nokta birincisi.:D
|
Huhuhu... Aferin size yaaa... seviyorum sizi... Evet müttefikiz biz (sanki ben katıldım savaşa) :D |
Ama sonrasında bende bir durdum düşündüm SeungKi can gibi. Bu durumda biz Kuzeylilere düşman sayılırız değil mi? Ne tuhaf bir ikilem şu dünya...
Ayrıca söylemek isterim ki, bizim ordumuz güçlüdür bir kere. Herkes başa çıkamaz öyle... hıhh:))
İkincisi:
Kesekkidıra...:D (çok güzel bağırıyor Seung Ki... Beğenmeme başka anlamlar yüklemeyin.:D)
Bu arada "ke" Korece köpek demek, köpek herifler de demiş olabilir... Yani siz öyle kibarlaştırın bence.:) Ama çok güzel verdi ağızlarının payını yaa.:))
|
Ehh Seung Ki, ben bu yapımdan sonra seni bir Amerikan yanlısı yapımda göreyim de bak koparmıyor muyum
o kulaklarını taa Korelere gelip... :D:D |
Son olarak herkesin genel anlamda şikayetçi olduğu bir durum varmış dizide. Malum Seung Ki kiss sahnesinde yerini sabitlemiş isimlerden. Düzgün bir kiss göremedik dizide diye yönetmeni boğazlamak isteyenler varmış. - ki çaktırmasam da bende onlardan biri olabilirim her an.:D -
"Aman boşverin canım" diyorum buradan şikayetçilere, Ha Ji Won kartoşunu öpeceğine Shin Min A'ları öpsün.
Üstümde beni de boğazlamak isteyen gözler görüyorum sanki şuan.:D
Tamam vazgeçtim, evlesin karıcığını öpsün.
Aaaa bakmayın öyle belki sizinle evlenir.:DD
(Rüyanızda görürsünüz. :D)
Adı: 더킹 투하츠 / Do king tu hachı
Diğer Adları: 킹 (King) / 더킹 (The King) / 킹 투허츠 (King 2 Hearts)
Tür: Kara Mizah
Bölüm Sayısı: 20
Yayınlandığı Kanal: MBC
Yayın Tarihleri: 21.03.2012 – 24.05.2012
Yayınlandığı Günler: Çarşamba – Perşembe 21:55
Oyuncular:
Lee Seung Ki / Lee Jae Ha
Ha Ji Won / Kim Hang Ah
Jo Jung Suk / Eun Shi Kyung
Lee Yoon Ji / Lee Jae Shin
Yoon Je Moon / Kim Bong Goo - John Mayer
The King 2 Hearts OST
Part 1 28.03.2012
01 Seni Deli Gibi Özlüyorum 미치게 보고싶은 - 태연 (소녀시대) / Tae Yeon (SNSD)
Part 2 11.04.2012
01. Aşk Ağlıyor 사랑이 운다 - K.Will
Part 3 25.04.2012
01. İlk Aşk 처음 사랑 – Lee Yoon Ji 이윤지 [배우]
02. Söyleyemem - 말 못하죠 – J-Min(제이민)
03. İstediğimi Yaşayacağım 내 맘대로 살꺼야 – 슈퍼키드(SuperKidd)
Part 4
01 Sadece 오직 너만을 - Hyun Seong (Boyfriend)
Full Album
1. Kral (더 킹)
2. Seni Deli Gibi Özlüyorum (미치게 보고 싶은) – Tae Yeon (태연)
3. Aşk Ağlıyor (사랑이 운다) – K.Will (케이윌)
4. Söyleyemem (말못하죠) – J-Min
5. Sadece (오직 너만을) – Boyfriend’s Hyun Seong (현성 – 보이프렌드)
6. İstediğimi Yaşayacağım (내맘대로 살꺼야) – Super Kidd (슈퍼키드)
7. İlk Aşk (처음사랑) – Lee Yoon Ji (이윤지)
8. Kral, sevgi ve duygu (더킹 사랑과 감동)
9. Hang Ah'ın Rüyası (항아의 꿈)
10. Ölüm Hattı
11. İki Kalp (두 개의 심장)
12. Beraber (함께…)
13. Özel Görev (특수임무)
14. Hüzünlü Hava (슬픈 하늘)
15. Gülen Gün (웃는날)
16. Acı Aşk (아픈 사랑)
17. Sevimlisin
18. İhlal
19. Gözlerini Kapatırsan Eğer (눈을 감으면)
20. Yanan Kalp (타는 마음)
21. Kaygan
22. Tembel
23. Kara Mesaj
24. Parlak Gün
25. Yeni başlangıç (새로운 시작)
Bu yazıyı tam yayınlıyordum ki,
önizleme sırasında kafayı yiyen blogspot yazdığım herşeyi sildi.
Sinirden ölecektim az kaldı.
Herşeyi tekrar yazmak zorunda kaldım.
Allah'tan önizlemede yazılar çıkmıştı.
Böylece tekrar yazmak kolay oldu.
Yoksa hayal oluyordu bu yazı.
Kıymetini bilelim bu yüzden.:))