30 Aralık 2012 Pazar

İçimdeki Kore Aşkı...

          Yılın son yazısı ile karşınızdayım sevgili çingular...
Adettendir bir yıl sonu yazısı yazmak. Genelde izlediklerim hakkında fikirlerimi paylaşan ben bugün size özel hayatımda bir parça anlatmaya karar verdim. Önceden uyarı da bulunayım...


          İşsizliğin dibine vuran ben başvurduğum web tasarımı kurslarından birine kabul edildim sonunda. Ve iki buçuk haftadır devam etmekteyim sevgili kursuma.
           Sabah şekeri modunda hafta içi hergün saat 1 ile 4 (pm) arası buluşuyoruz sınıfımızda, muhtemelen tamamı benden yaşça büyük kurs arkadaşlarımızla. Amacım tabiki sektör değiştirmek olduğundan dikkatlice dersleri dinliyorum. Onlar beni sessiz sakin kendi halinde bir kızcağınız zannetseler de, içten içte burnu büyük kendini beğenmiş biri olarak da görebilirler beni. Çünkü kimseciklerle konuşmuyorum. Günaydın bile demiyorum sınıfa daldığımda. Ama birşey sorulduğunda kocam gülümsem ile cevaplarımı veriyorum tatlı dilimle...
          Ah birde hapşırdığımda tanımadığım insanlar çok yaşa demese... "Hep birlikte desem" olmaz; elin kadını ile adamı ile niye hepbirlikte yaşayalım dimi? "Sizde görün" desem olmaz; "ben çok yaşacağım sende karşıdan bak aval aval demek" le aynı şey sanki...

          Tabi bu insanlar beni normal bir insan sanıyor hali ile buzdolabı kadar soğuk olsamda...

          Oysaki ben... kesinlikle bir deliyim... Az önce kurduğum sosyopat cümlede gördüğünüz gibi...

          İlk ders olarak Photoshop programını öğrenemeye başladık. Hoca birşey anlattıkça eve koşup kendime bir Siwon yapıştırma istediği fışkırdı içimden anlatamam size... Daha yapıştırma fırsatı da bulamadım ya neyse...

          Birgün resimler arıyoruz, saç rengi, göz rengi değiştirmeyi öğrenmek adına. Çann... başımı solumdaki bilgisayara bir çevirdim Aishwarya Rai... Benim hayatımda en çok beğendiğim bayan olduğu için kendileri sevgimin boyutunu varın siz düşünün artık. Anında pançak pançak oldu gözlerim. "Benim niye aklıma gelmedi, karşıma çıkmadığı" diye kahırlandım hatta. 1994 Dünya Güzeli'm Aishwarya Rai'ye "Aman bu zaten photoshoplu" dedikleri an... isyan bayraklarımı açmam için çıldırdı yüreğim ama son dakika engel oldum kendime.

          Ama bir sonraki mücadeliyi isyan bayrakları kazandı ne yazık ki...

          Bir başka gün tatlı resimleri arıyoruz netten. Web tasarımına geçiyoruz artık. Yanımdaki abi -muhtemelen en fazla benden bir kaç yaş büyük ama biz saygıyı elden bırakmayalım, mesafeyi koruyalım.- "Japon tatlılarına bakalım onlar daha gösterişli" dedi yanındaki arkadaşına.
Tabi benim kulak, göz, burun ne kadar organ varsa yüzümde direk oraya kaymaya başladı bu cümleden sonra. Hayır, gözetler duruma da geçmek istemiyorum ama içimdeki dürtüden kurtulamıyorum. 10 saniyede bir çaktırmadan bakıyorum falan. Bir tane çekik gözlü küçük kız resmine baktıkları sırada yanımdaki abi "Bunlar nasıl görüyor ya?" dedi. Ben "Görmüyorlar zaten" dedim kendimi tutamayarak. Yakalanmamak adına hemen kendi ekranıma yapıştırdım tabi kafayı akabinde. Onlarda ya duymadılar ya da salamadılar, ki bence sallamadılar. Neyse iyi de oldu. Yine saçmalayıp rezil olacaktım.

          Biraz sonra yanlışlıkla başımı çevirdim sağımdaki bilgisayara yine... Ana... Hyuna... Evet bildiğimiz Hyuna... Bizim Hyuna'nın resimlerine bakıyorlar. Tabi malum Hyuna bir sevimli ev kızı modunda, bir sexy lady tarzı dudak ısıran resimleri... Yine yanımdaki abi arkadaşına "Bu kız bir öyle bir böyle anlayamadım bende nasıl? Masum mu, değil mi insanın kafası karışıyor" dedi...ği an içimdeki canavar uyandı.
Bilinçsiz olarak şu cümle döküldü ağzımdan. "Öyle masum biri değil". (Ne dedim ben... Gangnam Styleci sanacaklar beni, boşa gitti yıllık emeklerim böhüüü....) "Sen nereden biliyorsun? Araştırdın mı yoksa" diyip yapıştırdı abi lafı suratıma. Yine bilinçsiz içimdeki canavar; "Yok araştırmadım da, Yakından tanıyorum" demez mi? (Yuhhh kızım Kübra yuhhh... Nereden yakından tanıyorsun. Askerlik arkadaşın mı, ip mi atladınız küçükken... Hayır onu bırak, gerçekten araştırma fırsatı da bulmuş değilim hala kızı... Resmen kendi düşüncem ile iftira ettim kıza, ben biliyorum havasını atmak uğruna.) İkisi de bir ağızdan "Tanıyor musun" diye hayret ünlemlerini etrafa püskürtünce "Rezilliğin dibine vurdum." cümlesi altyazı olarak geçmeye başladı beynimden.

          Hemen toparladım ama. "Yok yani tanımak değildi de çok sık karşıma çıkıyor. Öyle biliyorum" dedim. (Bu ara çok sık karşılaştım kendisi ile yalan değil şimdi.:D)
Şimdi desem ki; "Ben bir Kore fanıyım. Yatarım, kalkarım dizi izlerim, Türkçe şarkı dinlemem Korece dinlerim, Televizyon izlemem haftalık Kore dizisi takip ederim. Hatta 2,5-3 senedir böyleyim ki sonunda Korece'yi söktüm sayılır. Bak konuşayım mı?" diyemem ki.... Hayır üstüne para verselerde demem yani onlara... " Oraların yapımlarını izliyorum " diyip sıyrılmak istedim işin içinden. "Manga, anime falan mı izliyorsun" dedi bu sefer abi. Al sana Japonya ile Kore'yi bir tutan bir sıradan vatandaş daha...  "Yok onlar Japonların" desem de abi beni yine sallamadı ve "Du, ben bir film izlemiştim. Sana da önereyim" dedi. Eee öner, dedim içimden. Japon filmi izlemiyorum ne zamandır değişiklik olur.... 

          Ve Hachiko ile tanıştırdı beni. "Çok duygusal bir film. Resmen ağlattı beni" dedi. Bakıyoruz afişlere.. Tabiki o heyecanla anlattı bana, yanındaki arkadaşına ve yanımdaki ablaya filmi. "Gerçek bir hikaye. Sabihi küçükken alıyor köpeği büyütüyor. Hergün sahibi işe giderken trene kadar yolcu ediyor, işten dönüş saatinde de istasyona gelip sahibini alıyor. Sonra sahibi ansızım ölüyor. Ve o beklemeye devam ediyor. Gerçek bir hikaye bu" dedi. Ben büyük bir saflıkla "Hala bekliyor mu?" dediğim an... sınıfın arka tarafı gülmeye başladı. Meğer herkes bizi dinliyormuş. Kübra yine rezil. Ne biliyim ben; -yor eki kullanılınca bende hala yaşıyor sandım köpek, gerçek diyerek defalarca altını çizince bir de... Meğer olay 1930larda Japon sömürü zamanında yaşanmış.:D
           Neredeyse tüm sınıf bana gülse de abi ne demek istediğimi anladı ve o kısmı da açıkladı. Sonra biz abla ile tatlılarımıza geri yapıştık. Abi ile arkadaşı konuşmaya devam ettiler köpekten. Arkadaşı "Her köpek buna benzemez, bunun gibi olmaz." dedi. Abi büyük bir hiddetle "Benzemez tabi, her insan birbirine benziyor mu? " diyince ona gülmeye başladık bu kez... :D

          İçime gizlenen Kore canavarı hem beni hem abiyi millete maymun etti özetle. Ama daha çok eğlenecekmişiz gibi geliyor zamanla; bu canavar, abi ve ben sayesinde.... :))

          Tabi bu demek oluyor ki dramalar ve ben bir süre ayrı kalacağız. Bu demek oluyor ki benden beklediğiniz tanıtım yazılarına bir süre daha kavuşamayacaksınız.:))

18 yorum:

  1. En kısa zamanda hedeflerine ulaşmanı ve bizi yazılarına kavuşturmanı diliyorum cnm. Mutlu yıllar.

    YanıtlaSil
  2. Haha çok güldüm ya. Allah da seni güldürsün. :))

    YanıtlaSil
  3. <Işıkcım teşekkür ederim. Yorumu görmek beni çok mutlu etti, yılımda mutlu başladı sayende.:))

    <Sulli
    Allah hepimizi güldürür her zaman inşallah.:))

    YanıtlaSil
  4. Tanıtım yazısı yazamayacağını öğrendiğimde ne kadar üzülsemde senin adına seviniyorum bloggerim ^^
    Umarım biran önce bitirirsin kursu da yazılarına kavuşuruz bizde :)
    Mutlu Yıllar ~

    YanıtlaSil
  5. Unni-ah komik bir yazı olmuş aynı senden beklenildiği gibi...Giflerin tam oturmuş yerlerine...Bu arada tanıtım yazısı yazmayacak mısın artık? anlamadım da! (ANDWE OLMAZ NO WAY!Sen olmazsan ben nasıl dizi seçip izleyeceğim...SHİRO!!! JEBAL UNNİ BIRAKMA! HIıııı!

    YanıtlaSil
  6. Yıl bitmeden bir de yılın en iyi kdramaları listesi yapsan nekadar güzel olardı dimi ;))

    YanıtlaSil
  7. <HiLaL
    Zaten iki buçuk aylık bir kurs. Çok bekletmeyeceğim sizi...:))

    <Çatlak Agasshi
    Korkma canım bırakmıyorum, bırakamam zaten.:D Ama yarıyıl tatiline kadar yazabileceğimi sanmıyorum. Pek vaktim olmuyor çünkü. :/

    <Işık
    Hehe; çok güzel olur canım ama çok eksiğim var.:/ Onları mahrum bırakmak istemem listeden.:) Amam yeni yılın ilk ayında anketimden de yararlanarak bir liste hazırlayacağım senin için.:))

    YanıtlaSil
  8. Aman unni bırakma da ara vermeden birşey olmaz korktum bir an!

    YanıtlaSil
  9. herzaman ki gibi çok keyifli olmuş yazın tebrik ederimm:)) bu arada unni desemmi demesemmmi bilemedim yaşını bilmediğimden dolayı muhtemelen büyüksündür bendende yine de tereddüt ettim:)) zevkle takip ettiğim tek bloggersin hatta tek takip ettiğim bile diyebilirim bizi çok mahrum bırakma yazılarından jeball :)) son olarak a gentlemans dignity dizisini senin tanıtım yazın sayesinde izledim ve çok eğlendim bu tatta önerebileceğin bir dizi varmı acaba:)

    YanıtlaSil
  10. bazen banada oluyo kendimi tutamıyorum;) sonra bakmışım kelimeler ağızımdan dökülmüş bile bundan sonra dönüşü olmuyo :) kursun hayırlı olsun hayırlı seneler hepimize^^arora

    YanıtlaSil
  11. Kübracımmm, canımm sen tatlılığından ödün verme, herkese selamını ver, samimi olma sadece, Kore'yi de bolca anlat. 49 Gün'ü anlat,o dizi insanlaırn ilgisini çok çekiyor, hemen sarıyorlar Kdramaya :D

    YanıtlaSil
  12. <hicret
    Teşekkür ederim. Yaşım 22, istediğini diyebilirsin, rahatsız olma.:)) Çok ara vermeyeceğim. Yakındır bir tanıtım yazısı.Kurs mazeret aslında içimden pek yazmak da gelmiyor bu ara.:) Gentlemans Dignity bence yılın en iyi dizilerinden biri. Şimdi aklımda onun gibisi yok. Olunca söyleyeceğim mutlaka.:))

    <arora
    Teşekkür ederim.:)Tüm Kore severlerin başına gelen bir durum bu sanırım.:)

    <Ceylin'in Annesi
    Unnicim teşekkür ederim tavsiyen için.:)49 Gün çalışmalarına başlayacağım alttan alttan.:))

    YanıtlaSil
  13. Gecenin biryarı sayenizde çok güldüm:D Hemde final projem için photoshop yaparken...Allah ta hep sizi güldürsün :) Yeni meşkalende hayırlı olsun inşallah güzel şeyler başarırsın :) Ve yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyorum nede olsa tatile giriyoruz ..:)

    YanıtlaSil
  14. tamamdır:) ben unni diyeyim içim rahat etsin:)) inş. bir an önce ilham perileri ziyaret ederde keyifleniriz bizde:)bu yıla ait olması şart değil eğlenceli olsun güldürsün az biraz iyi olur:) gerçi şuan 49 days e başladım çok güzel gidiyo ama önerilerine her zaman açığım unniciğim:)

    YanıtlaSil
  15. <Zeynep
    Teşekkür ederim güzelim dileklerin için.:)) Eğlendirebildiğime çok sevindim.:)) Bende tatili güzel değerlendirmek istiyorum, kısmet olursa.^^

    <hicret
    Eğlenmek istiyorsan tavsiye de bulunabilirim hemen.:) Benim en çok sevdiğim tür komedi.:D
    Reply 1997, Big, Ma Boy, Rooftop Prince, Protect the Boss, The Greatest Love, Hello My Teacher, Pasta, Sungkyunkwan Scandal, My Girlfriend is a Gumiho, Capital Scandal benim çok eğlenerek izlediğim yapımlar... İzlemediysen tavsiyemdir.:))

    YanıtlaSil
  16. aynen bende komediyi daha çok seviyorum, kore komedisi bi ayrı oluyo:)kore dünyasında biraz yeniyim ben daha 7 tane filan izledimde hepsinin adlarını duymuştum, sende öneriyosan bakayım bunlara ben unni ko ma vo yo :) , şuan 49 days i izliyorum ama sonrasında faithi izleyeyim diyodum tanıtım senin tanıtım yazının yarısını okuduktan sonra:) bunlardan birine mi başlayayım?

    YanıtlaSil
  17. 49 çok güzel bir seçim. Benim en sevdiklerimim arasındadır. Hatta üstüne dizi tanımam. Çok dolu bir yapım, hatta abartırsam sanat eseri gözümde.:D
    Faith de seviyorum ama tarzı komedi değil. Ancak çok kaliteli bir yapım o da.:)) Tercih senin. Ben hepsini tavsiye ederim.:D

    YanıtlaSil
  18. tamamdır unni ko ma vo tekrardan :))

    YanıtlaSil