27 Ağustos 2013 Salı

Hayata Dair: İnanmamak

Genelde özel hayatımdan çok da bahsetmem bu blogda. Aradaya dereye sıkıştırıp derdimi döksemde, her yazının içinde bir uzak doğu çiçeği açar mutlaka.  Neden? Bazılarına göre yanlış da olsa hayatımı bu işle harmanladım çünkü ben. Başkaları tarafında asosyal olarak adlandırılsam da, yer yer küçümsensem de, laf sokmalarla aşağılansam bile zaman zaman ben mutluyum farklı kültürleri içimde barındırmaktan.

Nasıl çok kitap okuyan, şairleri ezberleyen insanlar toplum tarafından entellektüel olarak anılıyorsa, bence bizim gibi tüm emeklerini uzak doğuya yönlendiren insanlar da bir o kadar entellektüel. (Tabi durumu sadece oppacılıkla sınırlandıran yada onları eleştirmenin dozunu kaçıran kimseleri katmıyorum hesaba. Onlar ayrı konular bundan.) Oranın edebi eserlerini okuyamıyor olabiliriz, ünlü yazarlarını düşünürlerini bilemiyor olabiliriz ama neden? Kaynak eksikliğinden. Avrupalı yazarlar kadar Asyalı yazarların eserleri çevriliyor mu? Kıyıda köşede kütüphanelerde kalmış bir kaç kitap haricinde gören oldu mu hiç?

Ama en değerli sinema filmlerini izleyebiliyoruz, yinede sadece kendi çabalarımızla. Nice Bolly filmi var bir şaheser. Kafayı kültürü olmayan, olanını da yitirmiş Amerikan filmleri ile bozanlar, o şaheserlere burun kıvırınca entelletüel oluyor da biz neden garip oluyoruz. Herkes İngilizce konuşurken "gerekli"; Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca öğrenirken, biliyorum derken "vay be" ama  "Korece biliyoruz, Japonca öğreniyoruz, Hintçe anlıyoruz" diyince neden gözler "yok daha neler" diye alaycı.

"Bir Koreli görsen konuşabilirsin yani?" sorusuna, "Anlaşabileceğimi düşünüyorum" denilince, niye "tabi nasılsa görmeyeceğin için kolay kolay atıp tutarsın" bakışları ile karşılaşıyor insan.

"Konuş bakalım" diye ukala bir tavırla karşıma dikilenler ise ayrı bir olay. Sanki anlayacaksın ne diyorum. Hayır konuş deyince ne konuşacaksın, bir muhabbet dönmesi lazım ki konuşabilesin dimi? Tak diye konuş deyince insan ne söyleyeceğini afallıyor ki.

Hadi es kaza konuşsan da kimse dinlemez zaten. Herkes 2 saniye sonra ya telefonuna gömülür yada salak salak etrafına bakınır o ne giymiş, o ne sürmüş.... Sen konuş kendi kendine, sallayan yok. Oldu da biri iki saniyeden fazla dinledi, suratında garip bir buruşukluk, "Bu nasıl  bir konuşma tarzıdır" ifadesiyle "Ne dedin şimdi sen?" sorusunu yapıştırır suratına. Anlamayacaksın işte, ne diye beni deniyorsun, yalan borcum mu var sana. Biliyorum diyorsam biliyorum işte. Ha şakır şakır konuşabiliyorum demiyorum ki zaten. Çat pat anlaşırım diyorum sadece, bu ne ısrar... Kıskanmak mı yoksa için için birşeyleri...

Şu bayramları oldum olsa sevmedim ben. Herkeste meraklı, iğleneyici bir yığın laf. Anladım ki bu hayatta başarılı olmakta batıyor insanların gözüne başarısız olmakta...

Yıllarca ben derslerimde çevremdeki yaşıtlarımda daha akıllı ve daha başarılıydım. Yalnızca Allah'tan gelen bir vergiydi bu ama bana hep bela oldu nedense. Oysaki bu dünyada, bu ülkede, bu şehirde hatta bizim mahallede bile benden daha akıllı insanlar vardır ama benim çevremdekiler benden daha az akıllıydı sanırım yada aptal ayağına yattıp başkasını suçlamak daha kolay, bilemeyeceğim. Tabi işin sonunda "K gizli gizli ders çalışıyor köpek gibi..." oldu akranlarımca. Halbuki defalarca çalışmadığımı, bir kez okuduğum söylesemde, şahit olsalar bile, en yakın arkadaşlarım bile inanmadı bana. İki laflarından biri "Sen çalışıyorsun ama" oldu hep. Ulan çalışmadım işte gördün, bütün gece seninle sohbet ettim. Vampir miyim ben gece uyumadan sınava gireyim. "Yok K çalıştı ama." "Ya çalışmadım diyorum." "Aman K çalışmadım der ama yüksek not alır hep zaten. İtiraf et, biliyoruz biz seni." Allah beni senden daha akıllı yarattıysa, bana senden daha çok yardım ediyorsa benim suçum ne arkadaşım. "Yok, kesin çalıştın sen..." Gel de boğma şimdi böylesini.

"Bak gördün mü K nasıl ders çalışmış, sen aptal çalışma emi çocuğum, kal sınıfta. Aferin kızım çalış sen, olma bunun gibi..." Ama ben... "Gördün mü uyuzu bunun yüzünden biz azar yiyoruz hıh..." "Çalışmadım diyorum ya..." "Tabi öyledir canım."

"Vay K okulun en çalışkan sınıfa konulmuş." "Yok ya bizim oğlan ondan daha çalışkan. Orada yalnışlık var." "Bizimkini niye almadılar o zaman." "Aa bizim kızlarda çalışkan." "Yok yok kesin yalnış o."

Zavallı annem ilkokulda benim yüzümden az çekmedi. Ama sırf başarılı olduğum için...:)

Okuldaki başarım iş hayatıma yansımadı malesef. Bazı ailevi sağlık sorunlarının da etkisiyle işsiz kaldım 2 yıl 2,5 aydır. Kısaca 2,5 yıl diyelim. Başarısızım yani sonuçta, mutlu olun hadi. Yok bu seferde başarısızlığıma bir dolu laf. "Ne zamana kadar oturmayı düşünüyorsun evde?" "İş bulamadın dimi hala?" "Başvuru falan yapmıyorsun dimi doğru söyle." "Oturduğun yerden ararsan bulamazsın tabi." Abicim ne diyorsun sen... Kapı kapı dilenci gibi de gezsem torbilin tıngırdadığı bu dünyada iş bulunmuyor işte. Ve ayrıca sanane benim çalışıp çalışmamadan... Sana mı vereceğim aldığım maaşı, senin mi karnını doyuracağım, para benim. Yada senden para mı istiyorum, hayır. Sen mi doyuruyorsun karnımı hayır. Anam babam karışmazken bana, ey akraba sana ne oluyor söylesene...

Bende artık insanların benden duymak istedikleri cevabı veriyorum "Ne yapıyosun" denilince. "Hiç, bildiğiniz gibi." Aslında yaptığım sürü şey var. Ama senin aklın yetmez benim yaptıklarıma. Sana göre hiç birşey yapmıyorum ben. Çünkü sen benim yaptıklarımı hiçe sayıyorsun. Sen sadece para kazanmak için günlerini, haftalarını boşa harcayan ey akraba, ben sana göre hiç bana göre çok şey yapıyorum kısaca.

Bir günün 24 saat olması bana yetmezken ey akraba, sen gün geçmiyor diye sıkım sıkım sıkılmaya devam et... Sen sadece para ile hayatın yaşanılacağını inanmaya devam et. Hayat sadece mutluluk ve huzurla yaşanıyor halbuki... Sen evde oturunca 2 gün, bunalıma gir hemen. Sokaklarda deli gibi gezip onu bunu eleştirmek daha güzel değil mi sana göre? Bundan yirmi yıl önce kimse bunalım kelimesinin anlamını bilmezken, şimdi ipini koparan bunalımda... İyi ki birşey öğrenmişiz milletçe... Bayramda en sık duyduğum kelimeydi bunalım. 

Geçenlerde bir akrabamın söylediği en ilgici aslında. 'Deprosyonu yükselmiş' bayanın. Tansiyon mu şeker mi arkadaş nasıl yükseliyor bu depresyon. Hadi diyelim yükseldi, neyle ölçüyorlar özel makinası mı çıktı onunda?

Kendi sıkılıyor ya haspam evde, ailesinden... Hemen empati yapıyor evde oturanlarla. "Ben senin yerinde olsam..." Benim yerimde olsan bile sen ben olmazsın ki. Herkes farklı yapıda anlasana bunu. Kimse kimse olmaz idrak et artık, yaş geldi geçiyor, hoy... Bencillikten daha fazlası değil bu tarz bir empati. Bencillik: İnsanın her durumda yalnızca kendini düşünmesi. Enpati: İnsanın başkasının yerinde kendini düşünerek gerçekleştirdiği bencillik biçimi. Bencil olmaya fazlaca alışmış insanoğlu, bir adım ileri geçmesi gereken yere vardığını sandığında bile, başkasını anladığını sandığında bile; hala aynı yerde, yalnızca kendisinde...

Ayrıca asosyal olduğumu düşünmüyorum ben. Benimde arkadaşlarım var. Ayda bir kez buluştuğum en az. Sohbet ettiğim, yakın olduğum insanlar var. Sen onlardan değilsin diye mi bu afra tafra.

Biri de gelmiş diyor ki "Gençsin sen çık dolaş. Çay bahçeleri ne güzel, git otur." Ablacım sen evliliği anadan babadan kurtuluş olarak gördün ama umduğun gibi çıkmadı diye niye pişmanlığını benimle gidermeye çalışıyorsun. Ne yapayım kendi kendime çay bahçesinde. Ha evde oturmuş ha çay bahçesinde, tek başıma... ne fark etti şimdi.

Bu gençlikte başıma bela zaten. Ben yaratılışım gereği biraz zayıf bir bünyeye sahibim. Kilo olarak değil tabiki, çabuçak şifayı kapmak konusunda başarılı bedenim. Ama yok ben gencim. Hasta olmam ben, kan şekerim düşemez, tansiyonum düşemez, yıllın 4 mevsimi grip olmam da tamamen yalan zaten dimi... Ulan sokaklarda düşüp bayılan benim, bunu söylerken uyduruyor muyum ben? Hastalık yaşlılıkla-gençlikle madem 6 yaşındaki, belki daha küçük çocuklar neden lösemi yüzünden hayatını kaybediyor yıllardır?

Neden insanlar sadece kendine inanıyor bu hayatta? Ortada gram çıkar yokken bile neden inatla bir reddediş çabasında?

Tamam bende inanmıyorum insanlara ama ben verdikleri sözlere inamıyorum artık, kandırıldığımdan dolayı sürekli o da... Söyledikleri sözleri yürekten söylemeden, laf olsun diye söylediklerini fark ettiğimden, sahteliklerini gözlerinde gördüğümde inanmıyorum insanlara. Buna rağmen koparmadım sevdiklerimle bağımı. Sevmediklerime bile yüz çevirmedim Allah korkusundan. Ama sendeki reddediş, bencilliğin kaynağı nedir bir deyiver bana. Neden hep sen, ne getirdi seni bu hale ey toplum... Neden senin gibi olmayanları, bir tık farklı düşünenleri itiyorsun hemen kenara... Dışlıyorsun sarı değilde krem giydi diye adamı. Dikkat etmesen geçip gidecek halbuki yanından.

Tüm bunlara aldırış etmek istemiyorum ama çıkaramıyorum da aklımdan. Kimseye aldırış etmeyip tarihi değiştiren, dünyayı değiştiren insanlara bir kez daha gıpta ediyorum bunlarla. Kimse onlara inanmasa da onlar kendilerine olan güvenleri, ideallerine olan inançları ile gerçekten çok büyük işler başarmışlar. Oysa insanların topluca başarılı olduğu tek şey diğerleri diye adlandırdıklarını sindirmek bu dünyada...

Bugün dünyada olan herşeyin sebebinin temeli aslında bu inanmayış, bu reddediş... Paraya olan düşkünlük getirmiş olsa gerek insanlığı bu hale...
 

_________________________________________________________________

Bir anlık bir bunalma ile yazılmış bir yazıdır. 
Çok abarttığımı düşünenlerde olabilir söylediklerim karşısında. 
Ama insan karşısındakilerin niyetini fark ediyor ki,
bu tarz konuşaların amacı iyi niyet değil tamamiyle beni rahatsız hissettirmekti.
Başarılı oldular mı peki? Evet malesef...
Ama kendim olmaktan vazgeçiyor muyum?
Asla...
İstesemde vazgeçemiyorum ki...:D
Herşeye rağmen mutluyum elhamdülillah...:))

58 yorum:

  1. ne güzel yazmışsın. hislerini öyle güzel yansıtıyosun ki imreniyorum sana. benim düşüncelerim bir türlü cümle olmuyor:)) hayatta tek doğrunun kendi düşünceleri olduğunu sanan, en doğru seçimleri kendilerinin yaptığını düşünen en bilinçli en mantıklı insanlarla benim de sorunum var ama şimdilik onlar bunu bilmiyor:)))
    her şeye rağmen mutluyuz elhamdülillah...;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, kendimce atıp tutuyorum işte... Pek özelliği yok yazdıklarımın, karma karış cümleler...^^

      "hayatta tek doğrunun kendi düşünceleri olduğunu sanan, en doğru seçimleri kendilerinin yaptığını düşünen en bilinçli en mantıklı insanlarla benim de sorunum var ama şimdilik onlar bunu bilmiyor:)))" çok güzel cümle olmuş aslında düşüncelerin.:) Benden daha iyi şekilde yazacağını düşünüyorum bu cümleyi gördükten sonra.:))

      Sil
    2. ilham senden geldi, ondan öyle güzel oldu...;)

      Sil
  2. Ne de güzel anlatmışsın... Sırf senin güzel algın farklı olduğu için söylenen o saçma sözler, o alaycı bakışlar, sahte ilgi göstermeler benim de canımı çok ama çok sıkıyor. Bencillik ve empati hakkındaki sözlerin çok hoşuma gitti orada sen her şeyi anlatmışsın zaten. İnşallah üzerindeki nazar da kalkar. Kendin olmaktan vazgeçmediğin ve seni geriletmeye çalışanlara başarılarınla cevap vermeye devam ettiğin bir hayatın olması dileğiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dileklerin için teşekkür ederim. Yüzüme bir gülümseme yerleşti ufaktan.:) Aynı düşünceleri paylaşan biriyle karşılaşmak çok iyi geliyor insana.:)

      Sil
  3. Başkaları tarafında asosyal olarak adlandırılsam da, yer yer küçümsensem de, laf sokmalarla aşağılansam bile zaman zaman ben mutluyum farklı kültürleri içimde barındırmaktan...

    yanlız değilsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgisi farklı kültürler olan herkesin aldığı tepkiler sanırım bizimkiler. Yalnız olmadığım için mutluyum, teşekkürler.:))

      Sil
  4. Herkes İngilizce konuşurken "gerekli"; Almanca, Fransızca, İtalya, İspanyolca öğrenirken, biliyorum derken "vay be"ama  "Korece biliyoruz, Japonca öğreniyoruz, Hintçe anlıyoruz" diyince neden gözler "yok daha neler" diye alaycı.

    Tam burada aldi goturdu zaten yazi. Tam icimden gecenler, tam..

    Yazdigin her kelimeye katilmakla beraber yazdiklarin beni korkuttu da birazcik. Daha lisedeyim, ama simdiden yazdiklarinin yarisiyla karsi karsiyayim, kim bilir universite zamanlari ne olacak...

    Agzina saglik mi denir ki simdi? ~

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim.^^

      Üniversite liseye göre çok farklı oluyor. Bende çok korkuyordum alacağım tepkilerden. Ama hiç beklemediğim anlayışlarla da karşılaştım, eleştirenlerden çok. Karşılaştığın yada arkadaşlık ettiğin insanlara göre değişebiliyor bazı şeyler. Şimdilerde aramız açık olsa da, bir arkadaşım vardı ünideyken, kız benim Hintçe şarkıları anladığımı gururla savunurdu, bana garip garip bakanlara.:))

      Allah herkesi anlayışlı insanlarla karşılaştırsın inşallah.

      Sil
  5. Bütün söylediklerine içtenlikle katılıyorum , özellikle "Herkes İngilizce konuşurken "gerekli"; Almanca, Fransızca, İtalya, İspanyolca öğrenirken, biliyorum derken "vay be" ama "Korece biliyoruz, Japonca öğreniyoruz, Hintçe anlıyoruz" diyince neden gözler "yok daha neler" diye alaycı. " cümlesi beni anlatıyor... Ben bu yaz dönemi dışında amerikan-ingiliz dizileri izlerdim hep, o zamanlar arkadaşlarla, abimle oturur her dizinin kaç saat muhabbetini yapardık... Şimdi abim geliyor, "yine mi kore?! ne anlıyorsun bunlardan?" sanane?! ben senin komiklik yapmaya çalışırken ahlak ögesini yerle bir eden, zeki bi karakteri her seferinde atesit yapan, türkleri dünyada yoksayan amerikan-ingiliz dizilerine bişey diyo muyum?! abim yazın başında eve ilk geldiğinde küçük bi hata, sakarlık felan yaotığında "oopss" diyip duruyodu, hani şu amerikalıların lafı, hani super junior'ın şarkısı... o kadar sinir oluyodum ki... sadece bi kere "abi artık söyleme şunu.." dedim, o da herşeye söylemesinden bıktığımdan... Ha tabi amerikan özentisi bi abim olması hoşuma gitmiyor ama ağzımı da açmıyorum yani onu söylemeye çalışıyorum...

    şunu da söyliyim, böyle kore dizilerine önyargılı bi arkadaşım, hatta benimle kore dizisi izliyorum diye dalga geçip, "kore özentisi olup da dillerini felan öğrenme" diyen bi arkadaşım birlikte kore dizisi izledikten bi hafta sonra gelmiş bana korece bildiği kelimeleri sayıyordu... yani aslında hiçbişeye karşı önyargılı olmamak gerek :)tükürdüğümüzü yalıyoruz sonra :D

    "Ayrıca asosyal olduğumu düşünmüyorum ben. Benimde arkadaşlarım var. " biz neden asosyal oluyoruz ki?! anlamıyorum önüne gelen bana asosyal diyo... o.O ben internet sayesinde kaç şehirden arkadaş ediniyorum hepsiyle sohbet ediyorum... nasıl asosyal oluyorum ki? :D hadi onu geçtim, benim okuldan bir sürü yakın arkadaşım var, bana asosyal diyen abim, kendi arkadaşlarına benim arkadaşlarıma güvendiğim kadar güvenmiyordur... ama yok, yazın evde oturup internette takıldığım için, akrabalarla dolu bir evde iki hafta kalmak istemediğim için asosyal oluyorum. halbuki ben de arkadaşlarımla buluşuyorum yeri geldiğinde... Okul olduğu zaman hergün sohbet ediyoruz herşey hakkında konuşuyoruz, gülüyoruz, eğleniyoruz... Beni gıdım tanımayan insanlar, asosyal diye yapıştırıyor üzerime. Hani biliyorum biraz çekingen bi yapım var öyle ha dedin mi herkesle içli dışlı olamıyorum ama bu asosyallik değil ki...

    "Bende artık insanların benden duymak istedikleri cevabı veriyorum "Ne yapıyosun" denilince. "Hiç, bildiğiniz gibi." ben de bu bayram farkettim insanlar aslında "hayat nasıl gidiyor", "neler yapıyorsun?" "nasılsın?" diye sorduklarında bile bekledikleri tek cavap "iyi işte nolsun?" zaten soruyu sormaktaki amaç laf olsun torba dolsun... Dolmasın arkadaş, gereksiz yere yormayalım ağzımızı... :)

    Bu yazıyla yarama tuz bastın resmen çingu :) tekrardan; yazdığın herşeye harfi harfine katılıyorum :) yorumumu bu kadar uzatmamdan anlayabilirsin bunu gerçi :D

    ellerine sağlık, çok güzel yazmışsın... :)

    "Allah herkesi anlayışlı insanlarla karşılaştırsın inşallah." inşallah :) ben de umarım herkes önyargılarından kurtulur diyeyim bari :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu blogu bu yüzden seviyorum işte. Düşünceleri paylaştığımda beni anlayan, benimle aynı sorunları yaşadığında benim gibi düşünenlerin varlığını bilmek insanı çok rahatlatıyor.:))

      Bende senin düşüncelerine katılıyorum, harfi harfine.:D
      Yazının eksik kalan kısımlarını tamamlamışsın adeta.^^

      Bana göre sen hiçte asosyal değilsin. Belki tanışalı bir kaç hafta oldu ama sanki uzun süredir tanışıyormuşuz gibi hoş sohbetlerimiz var bu blogda.:)) Sahte gülücüklerle, saygılı olacağım diye rahatsızlıkla geçereceğim akrabalı iki haftadansa bende evde oturup asosyal diye anılmayı tercih ederim. Bende girdiğim ortamda hemen insanlarla kaynaşamam senin gibi. Ama çekingen olmak asosyal olmak değil bencede. Ortada ne söylediğini bilmeyen boş görümlü insanlardan olmaktan sessiz sakin bir köşede oturmayı tercih ederim. Haa özenmiyor değilim, düzgünce sohbetler edip ortamı yumuşatan sıcak kanlı insanlara ama... Beterin beterin var. Bence biz orta yoldayız, diyip rahatlatayım içimi...:D

      Sil
    2. ben de senin blogu çok seviyorum :D umarım bir gün benimki de böyle olur :) ve umarım bir gün benim yazılarım da seninki gibi güzel olur :)

      "Yazının eksik kalan kısımlarını tamamlamışsın adeta.^^"
      bu cümle beni çok mutlu etti, haberin olsun :D

      bizim sohbetlerimiz hem saygı çerçevesinde hem de eğlenceli, aynı şeylerden hoşlanıp, aynı dilden konuşuyoruz :) ama akrabalarla olan sohbetlerde söylemen gereken belli şeyler var, ve sürekli gülümsemelisin. memlekete gittiğimizde teyzemde kalıyoruz, internet yok onlarda, biraz suratımı asınca "ayşe'de sıkıldı..." "bu kız internetten başka bişey bilmiyo..." diyorlar... hayır yani bi insan sürekli nasıl gülebilir ki? özellikle de benim gibi bir yüzü varsa :D ben normal bi şekilde durduğumda insanlar benim sinirli veya üzgün olduğumu düşünüyor da :D 32 diş sırıtmadığım sürece mutlu olduğumu anlayamıyorlar... :D
      (bu arada bu yaz teyzemle oturduk boys over flowers seyrettik birlikte :D aslında ben haftasonunda geceleri açıyodum trtokul'u, teyzemde biraz tv bağımlısıdır o da baya dizi izler, açık olunca teyzem de izliyodu.. sonra bi gece biz başka bi akrabaya gitmiştik teyzemin evine de baya geç döndük bi baktım açmış bof'u izliyo o.O :D teyzeme bile bulaştırdım kore dizilerini :D )

      ben de özeniyorum ortamı ısıtan, sevimli, güler yüzlü insanlara... ama onlardan değilim işte kabullendim çekildim köşeme... sohbet bana uğrarsa katılıyorum, uğramazsa köşemde hayal kurmaya devam ediyorum :) aslında ben farkettim de birçok insandan küçüğüm burda, lisedeyim daha :) ve ben arkadaşlarımla birlikte okuldan da kaçıyorum, sinemaya da gidiyorum, onlarla da çok güzel bi şekilde eğleniyorum ama eğer internette film - dizi izleme, sevdiğim grupların gittiği programları seyretme şansım varsa onları da seyrediyorum :)

      bence de biz orta yoldayız :D gerçekten beterin beteri var yani :)

      Sil
    3. Ahh liseye giderken bende okuldan kaçar, gezer eğlenirdim. Üniversitede mutlaka okuldan sonra birşeyler yapar yada hiç derslere girmezdik. Nasıl kötü örnek oluyorum şuan:D Herşey dozundaydı ama hatta dozun bile altında sayılır.:D
      Ama okul bitince, yani öküz ölüpte ortalık bozulunca herkes ister istemez farklı bir yönlere doğru yürümek zorunda kaldı. Hala en samimilerle görüşüyorsun ama eskisi gibi olmuyor. İş, güç, koca, nişanlı, sevgili derken herkes kendi hayatına çekilmek zorun kalıyor bir nevi...

      "akrabalarla olan sohbetlerde söylemen gereken belli şeyler var, ve sürekli gülümsemelisin." o sürekli gülümsemek yok mu? Sahte bir maskeyi suratına takıp iki yüzlüyü olmak zorunda kalmaktan başka birşey değil benim için. Ama tüm bayram o salak maskeyle dolaştım, mecburi...:))

      Sil
    4. hehe yok yok kötü örnek olmuyosun merak etme :D bana kötü örnek olan olmuş zaten o konuda :D
      ee tabi haklısın, :) (öküz ölünce ortaklık biter konusunda :D) :) bi arkadaş okuldan ayrılırken 15 yıl sonra nasıl olacağımızla ilgili yazılar yazdık... herkes, işte, eğlenceli şeyler yazmıştı, kimini amerikaya göndermiştik kimini hamile yapmıştık felan :) benim yazımda da giden arkadaş 5 yıldır hiçbirimizden haber almamış oluyodu, çocuğu felan vardı :D arkadaşlar da "yok artık daha neler en azından facebook var, evlendiğini de öğreniriz heralde" dediler ama.... açıkçası ben birçoğunun evlilik haberini bile alamayacağıma eminim :)

      ben de aynen tüm bayram o maskeyi taktım yüzüme :) artık yanaklarım ağrıyordu zoraki gülmekten :)

      Sil
    5. Evlendiklerinin ve çocuklarının haberini kesin alırsın. Ah şu Facebook yok mu? İnsanlar hayatlarını oraya sermeye ne meraklı... Sana çok ilginç birşey anlatayım bak.:D içimden geldi.:D
      Ortaokulda bir arkadaşım var. Aşırı yakın değildik ama yine de aynı grubun içindeydik. Lisede aynı okula düştük. Benimle aynı sınıftaydı. İlk günden sınıfını değiştirdi. Oysa ben yalnız kalmadığım için ne kadar sevinmiştim onu görünce. Sonrasında kız yüzüme bile bakmadı 4 yıl. 4 yıllık üniversite hayatında da bir gün bile görüşmedik. Ama bu yaz evlenirken beni Faceden düğüne çağırdı, "mutlaka gel canım balım." :S
      İnsanlar böyle acayip işte. Sizde bir birinizi öğrenirseniz Facebook faaliyette olduğu sürece, demem o ki.:))

      Sil
    6. haha facebook'un gazabı :D :D benim de daha önceden aramızda çok farklı olaylar yaşanan bi arkadaşım, şimdi geçiyo karşıma canımlı cicimli konuşuyo hiçbişey olmamış gibi :D hani, bu konu hakkında konuşsak, aramızı düzeltsek, anormal olmazdı da :D arayı da düzeltmedik yani, ne oldu kıza hiç anlamadım :D :D

      yani ben onu düşünürken 15 yıl sonraya face mi kalır diye düşünmüştüm :D ama kaladabilir yani belli olmaz tabi :D :D

      hehe bu arada çingu aldığım son, ama kesin olmayan bilgilere göre Siwon Ssi gelmemiş music bank'a o_O :D :D dualarımız mı tuttu ne?! :D ama üzüldüm valla konsere gidenler için ne yalan söyliyim :D :D

      Sil
    7. Son dakika geldi falan diyorlardı. Ah Ayşe moralim acayip bozuk elinden şekeri oyuncağı alınmış çocuk gibiyim. Aklım iyice yerinden oynatım sanırım sonunda.:D Benimde vicdanım izin vermiyor sevinmeme gidip Siwon görmek isteyenlere yazık... Ama nefsim gelmesinnnn demeye devam ediyor. Kesin delirdim.:D
      Siwon senin yüzünden kişiliğim bölümdü, çift kişilikli oldum resmen, duyuyor musun beni. Duymuyor tabi...:D

      15 sene sonra facebook olmasa başka bir sosyal paylaşım sitesi olacaktır. Sevmediği otlar başında bitermiş insanın. Bir fırsatını bulur bazıları sinir etmek için her zaman. Sevdiğin de uzakta bitermiş... Bak Siwon... :D:D Herşeyi Siwona bağlıyorum, benim bugün pc başında olmam çok sağlıksız...:D

      Sil
    8. yok ya son dakikada nasıl gelsin?! yok. yok... gelmemiştir o! :D yanlış görmüşlerdir, sahte siwon'dur o.... :D :D
      hehe benim de kişiliğim bölündü biraz... bi yanım yukarıda yazdığım gibi gelmesine tamamen karşıyken diğer yanımda, sanki adam bizim beddualarımız yüzünden gelmemiş gibi, kendini kötü hissediyor :D :D
      hehe duymaz o zorlama, şimdi istanbulda olsa duyardı belki de, değil :D yani değildir heralde... :D yok yok değildir.. :D neyse baştaki konuya bağlamıyım tekrar :D :D

      olur ya elbet bi site :) haklısın :)
      haha ben de dademin bi kaç music bank istanbul videosu izledim kalktım başından güya ders çalışıcam diye ama duramadım telefondan senin cevap yazıp yazmadığına baktım :D hemen damladım geri bilgisayara :D ama benim için de çok sağlıksız çünkü her music bank haberi gördüğümde depresyona bağlıyorum :D :D

      Sil
    9. HongKong dan gelecekmiş güya Siwon o yüzden gruplarla gelememişmiş. Sonradan gelmişte provaya katılmışta katılcakmışta... bir sürü haber. Bakmayım, bakmayım diyorum, dayanamıyorum. Baktıkça bende deprosyana giriyorum.:D Adam gibi kim sahneye çıktı, sıra kimde yazmıyor ki kimse de. İzleyemesekte bilemelim demi, aynı gökyüzü altında aynı saati yaşıyor öyle yada böyle.:D Bence Suju en son çıkar. Son dakikaya kadar bizde gelme, gel çatışması ile cebelleşir.. Ay ne diyorum ben ya.:D:D

      Nefret ettim 7 Eylülden özetle, zaten sevmezdim keratayı.:D
      Bu arada çok güldüm yoruma. "Sahte Siwon" "değil :D yani değildir heralde... :D yok yok değildir.. :D" haha...

      Sil
    10. evet aynı gökyüzü altınfa aynı saati :D :D ben dademin derin bi nefes aldım, donghae'nin aldığı havayla aynı havayı ciğerime çekmek adına :D :D :P
      instagram.com/musicbankistanbul
      burda var kısa kısa videolar :) zaten bitmiş artık :D
      kbs de bi iki gün sonra youtube'a hd kalitede koyacakmış bütün konseri :)
      he he tabi siwon hong kong'dan geliyodur... :P bunlar saçma fan uydurmaları çingu takılma sen :D :D
      hehe yok ya ben öyle nefret etmedim, 7 eylüle de yazık onun ne suçu var :D
      hehe sağol :D gülmene sevindim :D

      Sil
    11. Ayy mutluyum, mutluyum, üzülen vicdanım sen sus.:D Yavaş yavaş mutluluğum artıyor. Saydım Sorry Sorry de 7 kişilerdi. Siwon olması için 8 olmaları lazım.:D Hele Siwon 'un kesin gelip gelmediğini öğreneyim. Bak o zaman neler döktürüm burada. En sizofrenik duygularımla bütün takipçileri kaçıracağım hahah.:D
      Çok teşekkür ederim link için, kıvranışlarım bitti hele Siwon göremeyince, şükür moduna geçmek üzereyim şuan. :D:D

      Sil
    12. haha ben senin en çok şizofrenik duygularını okumayı seviyorum :D bütün takipçiler kaçsa ben demirbaş olarak burdayı, merak etme :D :D
      ben de seydım siwon yok olarak heapladım ama bu suju'da işler o kadar karışıkki emin de olamadım yani.. :D içimde hep bi şüphe, ya yanlış saydıysan?!?! :D
      önemli değil, her zaman :)

      Sil
    13. Aynı şüphe bende var ama iki videoda daha saydım %90 yediler. Yada benim gözlerim Siwon u orada görmeyi red ediyor bilemiyorum.:D
      Gidememenin verdiği üzüntü az da olsa hafifledi vallahi. Çok kötü biri oldum hepsi Siwon yüzünden.:D
      %100 emin olduktan sonra, patlattığım şizofrenik duygularımın ardından gözlerim hep yolunu gözleyecek, demirbaşım olarak sana güveniyorum.:D

      Sil
    14. haha olabilir yani bizim gözlerimiz red ediyor olabilir :D ben beklerim benim gözümden :D zaten bilgisayar başında dura dura onları bozdum diye çok kızgınlar bana :D
      benimki de baya hafifledi ya.. :D ama kaç ay önce yaptığımız o konuşmaları hatırladıkça gülüyorum :D hehe "belli olmaz belki eylüle kadar bi dizi işi felan çıkar :D" biz geleceği mi görüyoruz ki acaba?! ?! o_O yani dizi çıkmadı ama sonuçta siwon da gelmedi :D :D

      ben şimdi çıkıcam ama yazını ilk gördüğüm an yapıştırırım benim uuuuuupuuuuzun yorumlardan bi tane :D güvenebilirsin bana :D :D hehe bundan sonra buranın demirbaşıyım :D büyük sorumluluk var üstümde :D bu sorumluluğu büyük bir sevinç ve gururla taşıyacağıma emin olabilirsin :D

      Sil
    15. Düşündükçe bende gülüyorum, aptal bana malum oldu herhalde dizi işi, HongKong'da film çekimleri var diyorlar şimdide.:D
      Aslında herkes yanlış biliyor, asıl sebep benim. Siwon'a ben gidemiyorum Music Bank'e dedim. O da sen gitmiyorsan ben hiç gitmiyorum hayatım, senin olmadığın yerde benim ne işim var, dedi.:D:D
      Şaka bir yana az önce konser hakkında yazılan bir yazıyı okudum. Acayip kıskandığımı itiraf etmeliyim. Şahane bir gösteri olmuş adeta. Türkçe yapılan jestler, beni bile kalbimden vurdu. Hele Donghae yine yapmış yapacağını, hayranların kalbinde taht kuracak işler yapmış resmen. Ama en çok mutlu edeni beni, programın sonunda Eunhyuk "Super Show da görüşürüz" demiş... Ahh inşallah... bizde gideriz, Siwoncum da gelir... Oh.. Düşüncesi bile beni hayal dünyasına sokuyor. :D

      Sil
    16. hmm ben de duydum film çekimlerini :D
      tabi canım asıl sebep sensin.. :D aslında hepimiz biliyoruz da çaktırmıyoruz çingu :D :D
      hangi yazıyı okudun? ben de okumak isterim :) eğer linkini atabilirsen memnun olurum :)
      donghae'nin yeri benim kalbimde level atladı zaten.. :D başka bişey diyemiyorum :D
      inşallah gelirler de biz de gideriz :) ben şu üni sınaıvı olayını bi atlatsam... :D ondan sonra rahata kavuşucam inşallah da... :D :D

      Sil
    17. http://safirmavisi.blogspot.com/2013/09/70913-music-bank-istanbul.html
      burada okumuştum ben.:)
      Tekrar gelirlerde kavuşuruz inşallah...:)

      Sil
    18. ben de şimdi okudum :)
      gerçekten super junior kısmını okurken ben de baya kıskandım yani :D aslında başka bi yazıda elf olmama rağmen ftislan da diğer gruplarda daha çok eğlendim suju çok coşturamadı diyodu.. ama bu yazıyı okuyunca da .... :D bence baya bi coşturmuş yani!!.. :D keşke orda olsaydık :)

      inşallah tekrar geldiklerinde gitmek için önümüzde bi engel olmaz :) :)

      Sil
  6. benim arkadaşlarım benimle dürmadan dalga geçti kore dizileri izliyorum telefonum muzik resim vs.leri var diye
    anime izliyorum diye sen çizgi film izle dediler
    japonları izliyorum diye kahkaha attılar ama bn aldırıs etmedim ve de hala mutluyum niye onlar one direction sevince benim dalga gecme hakkım olmuyor anlamadım ama onlara gore one direction ingilizmi amerikalımı ne b.k ise aynı içimdekileri yazmışsın tebrik ederim süper bie yazı
    bes yıldız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yıldızlar için.:)) Onlar kendi kaçırdıklarına yansınlar bir. İkinciside herkesin mutlu olduğu alanlar bir olmak zorunda değil, bizim memnunuz halimizden.:)
      Animenin Türkçe karşılığı en basit haliyle çizgi film olabilir. Ama bir pepe değil yani sonuçta hiç biri. Ne sanıyorlar bilmem. Cahillik olarak görüyorum ben animeleri eleştirenleri. Ecchi olan bir anime nasıl çocuk filmi olabilir bana söylesin.
      Yani demem o ki üzme sen o tatlı canını değmez.:)

      Sil
    2. Biliyomusun bi gun sevdigim cocuk bana dediki sen git cizgifilmini izle cauilyu(yanli olabilir) daha iyi anlarsin altyazi sana zor gelir bende dedim ki meram etme bn senin gibi s.laklari anliyorum bana altyazimi zor gelr
      Unni sinilerimi bozuyolar yaa ondan sonra bidaha konusmadim zaten ama animeye devam bu manyaklardan banane haksizmiyim yaa

      Sil
    3. Haklısın canım, eminin onun hoşlandığı bazı şeylerde senin ilgi alanına girmez ama kalkıp onun gibi alay etmez, aşağılar gibi laf etmezsin. İnsanlar çok bencil, hele ki erkekler...
      Hele sevdiğin birinden böyle bir şey duymak eminim seni çok üzmüştür. Sen hak ettiği cevabı vermişsin ama.:)

      Sil
  7. 25 yıllık hayatımda ilk kez bir yorum bırakıyorum internet dünyasında,samimiyim. Bu kadar olur, ben kendimi okudum sanki.Satırlar belki iç döküntüsüydü;ama o kadar güzel yazlmıştı ki ben inan yüzümde bir gülümsemeyle okudum hepsini. Bayramları sevmeyiş, akrabaların pervasız sohbetleri, çık gez demeler,arkadaşlarımın tatsız kaprisleri, üniversiteden mezun olmamın üzerinden geçen yıllara rağmen işsiz olmam ve tabii şifa kapmaktan yana pek bi muzdarip olmam...Hepsine ben de, ben de diye cevap verdim.Bununla ilgili çokça düşündüğümden buraya da yazmak istedim. Ve evet dediğin gibi, entelektüel olmak,bir alanda kendini geliştirmek, ilgi ile yoğrulur ancak. Bir çok bilim böyle gelişmiş gitmiş dünyada. Fazlaca da uzatmadan demek istediğim, evde oturup Korece, Japonca diziler izlediğim için ben de kendimi çok suçladım. Ama Türkçeye olan yakınlıklarıyla anlayıp, hatta bugün yeni siteler de bulup öğrenmeye başlayınca iş güzelleşti benim için. Bundan sonrasında bence Asya'ya dair olan bu birikimlerimiz belki de Batı'nın bize merakından "oryantalizm" alanının doğması gibi bir sonuç doğurur. Tabii batının baktığı gibi olmak zorunda değiliz, biz de insanlara Hint'in, Japonya'nın ya da Kore'nin ne kadar sevilesi ve enterasan bir kültürü olduğunu anlatırız. Olmaz mı ? :) Bu güzel yazı için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim bu güzel yorum için.:))
      Bayramda öyle bir noktaya getirdiler ki beni işsizliğimi, onlara göre hiç birşey yapmayışımı yüzüme vuruşları.. Sorgular oldum bende "bu dünyada benim gibi insanlar var mı?" diye. Ama bu yazı ile gördüm ki benim gibi olanlarda var. Ben acayip bir uzaylı yada bu kadar çok eleştirleri onların sandığı kadar hak etmiyorum demek ki...:)
      Dünya değişiyor ve batının kendi sığılaşmasının farkına varışı ile doğunun popüleritesi daha da artar oldu aslında dünya genelinde son yıllarda... Birgün dediğin öyle farklı bir alan doğabilir ve bugün küçümsenen bizler mumla aranan insanlar haline geliriz belki. Ne olacağı hiç belli olmaz.:))

      Sil
  8. Unniiiğğğğ!!!!! POGOPAYOĞĞĞ!!!!!!

    Unniim Çok haklısın!!! Dediğin herşeye,kelimesi kelimesine katılıyorum...Ayrıca bende farkındayım İngilizce,ispanyolca yada İtalyanca lüks diller lüks insanların dilleri olduğu için insanlara da hoş geliyor... İnsanlara koreceye ilgi duyuyorum diyince hepsi aynı aynı ağızla ne yapacaksın koreceyi İngilizce almanca öğren diyip duruyorlar...Allah'tan ailem beni hep destekleyen kişilerden oluşuyor...Etrafında seni destekleyen birilerinin olması insanları manevi olarak güçlendirir...Unniğğğ Bende destekliyorum!!!! FİGHTİNG!!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Agasshicim nerelerdesin sen, özlettin kendini.:))
      Hepsi Avrupa ülkesi, dili, olduğu için tamamiyle bir göz boyası bence. Yabancı dil, yabancı dildir. Ama anlayan beyin sayısı az beni üzen bu.:)) Ailemde şaşırıp kalıyor bana öğrendiğim diller karşısında, takdir ediyorlar ve destekliyor. Dediğin gibi güç veriyor insana.:))
      Desteğin için teşekkür ederim canım. Benimde desteklerim her zaman seninle ailen kadar yakın olamasam da sana.^^

      Sil
    2. Unniiiiğğğğğ ben buralardayım sen yoksun bloğumda yorumlarını görmemek çok üzüyor beni!!!!! Unniiğğğ yeni yazılarımı okudun mu? Okuduysan ilerleme kaydetmiş miyim bir baksana! Jebal!!!
      http://myhyunjoongkim.blogspot.com/

      Sil
    3. Okuma listeme yeni yazıların güncellenmediği için görmedim canım. En kısa sürede gelip hepsinin altına yorumlarımı bırakacağım inşallah.:)

      Sil
  9. Dayanamadım bende yorum yazim dedim :)Cok doğru seyler söylemişsin sana katılmamak mümkün değil .. Bende evde oturan ve evin vede laptop un kullanış biçimine göre insanlara kattığı bi çok şeyden faydalanıyorum ve gittikçe inanılmaz sekilde bilgi birkimim oluşuyor.. Amerika özentileri yada su an cok ii bir işte çalışıp ve yahut üni de okuyan insanları topla bi soru sor afallarlar dimi bunun örneklerini cok görüoruz sadece bak ben okuourm catla die aslında sevmediği ama sırf ezilmemek için başka insanların hayatını yaşayan insanların ülkesindeyiz .. Sen ve tüm Asya sevenler masumluğu samimyeti seviyosunz die izleiosnzdur Kore dizilerini ben bu yüzden izliorum cünki onlarda unutulmuş saflıklar var ve bu bana mutluluk veriyo ve hayaller kurduruo .. Hayaller gerçek olur inananlar için belki en uçuk hayal bile .. O yapamazsın diyenler korktukları için bunu dio bskası ondan daha başarılı olur die ben artık hiç umursamıorum insanları cünki onlar hep konuşur tek yaptıkları bu cünki.. Asosyal ve sosyal günümzde asosyal evde oturan evi seven ailesini seven ve değer veren hanım insanlara(laf biraz garip oldu ) denio Sosyaller ise evi otel gibi kullanıp o cafe benim bu bilmem nere senin dolanan erkek arkadaşsız duramayan insanlar olmuş Bence .. Bunu kendi tecrübelerimden yazıorum Cünki lise dönemim böyleydi aslında bende cok gezen oo hadi asalım okulu yuppi diyen biriydim cünki yakın çevrem böyleydi ve bazen ayak uydurmak zorundasınız haa gezdim tozdum lisem tam bi maceraydı hergün bi çılgınlık tabe aşırıya gitmeden mütavazı bi şekilde .. Ama noldu lise bitti ortam finish ee ne var önümde bana ne katkısı oldu sıfır mı hayır bana cok şey kattı insanların ne kadar gaddar kötü olduklarını gördüm pişmanmıyım hayır cünki insanlar karsısındaki insanları kendi gibi iyi sanar dostlukta benim gibi herşeyini feda eder ama kimse buna değmez deneyimlerim bana bi çok şey kattı ve ben evi seçtim (Seçtim diorum mecbur kalmadım istesem aynı hayat devam ederdi Seçmek ) ev bence müthiş bişy evde otrup dizi izlemek çekirdek çitlemek .. Hrika :D Evde kendimi keşfettim aslında ben kitap okumayı film izlemeyi ne bilim bi çok şeye merak duyan bilmek öğrenmek isteyen biriymişim aslında ben şimdi benmişim .. Birde varmı acaba senin gbi duygularını bu kdr güzel bi şekilde açıklayabilen yazabilen kaç kişi var ki .. Kimse kimseyi sevmek zorunda diil ama Saygı duymak zorunda .. Sunuda söylyim sizi dinlemeyen fikirlerinze saygı göstermeyen sadece işi düştüğü için size iyi davranan insanları ailenize değişmeyin cünki aile hiç bişeye değişmez... .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her yorumda ama her yorumda şu cümleyi kurdum okurken. Son yorum senin olduğu için tekrar söylemek istiyorum. "Bu dünyada benim gibi insanlarda varmış oh bee..." Evi sevmek, aileyi sevmek normal birşeymiş oh bee... Yani öyle bir noktayı getirdiler ki beni. "Acep ben ciddi ciddi uzaylı mıyım?" falan düşünmeye başlamıştım.:D İyiki yazmışım bu yazıyı.:))

      "Asosyal ve sosyal günümzde asosyal evde oturan evi seven ailesini seven ve değer veren hanım insanlara(laf biraz garip oldu ) denio Sosyaller ise evi otel gibi kullanıp o cafe benim bu bilmem nere senin dolanan erkek arkadaşsız duramayan insanlar olmuş Bence .." şu cümlenin her harfine katlıyorum Buurcu.

      Yaşım çok da kemale ermediği halde bende ailenin ne kadar önemli olduğunun bilincini taşıyorum. Bugün günlerini onlardan uzaktan geçirmek için bahane üretenler birgün çok pişman olacak. Çünkü kimse ailen kadar senin değil, en güvendiğin bile sana sırtını dönebilir, istemediği bir olayla karşılaşırsa. Ama aile senin tüm zıtlıklarınla, herşeyene kızsa da kabul eder. Belki kabullenmes süresi değişebilir herkeste ama aile olmanın anlamı budur. Tabi aile olmaktan bir haber olanlarda var ama konumuz onlar değil.:))

      Sil
  10. 2008 yılında My Girl ile tanıştığım Kore dünyasında o zamandan beri Kore ile ilgili blogları takip ediyorum. ilk defa bir yazıya yorum yapıyorum. Anlattıklarında kendimi buldum. Geçirdiğin tüm süreçleri okul dönemindeki üstün başarılar, çevrendekilerin tepkisi, işe giremediğinde gelen yorumlar hepsini yaşadım hatta zayıf bünye kısmı bile aynı :) Yaşadıklarım karşısındaki düşüncelerimde her zaman seninkilerle eşdeğer olmuştur. Yalnız olmadığı bilmek güzel bir his ancak başkalarınında bunlaı yaşaması bi okadar da üzücü.
    Biliyor musun bu durum, insanların bu davranışları ne olursa olsun devam edecek. 2 yıl sonra işe girdim il değiştirmek zorunda kaldım. Şimdide "yerini yurdunu bıraktı gitti bak görüyormusun, kamuyada atanamadı özelde çalışıyor buralarda iş bulamadı" şeklinde oldu. İnsanoğluna yaranılmaz. Hoş hiçbir zaman yaranma çabasında da olmadım. Ama insanlar böyle, Başkalarının hayatı daha fazla ilgilerini çekiyor. Halbuki bizim hayatımızla uğraştıkları kadar kendi hayatlarına baksalar daha düzgün birer birey olup hem kendilerine hem çevrelerine yararlı olabilirler.
    Yazının sonunda yazdığın gibi sen kendin olmaktan vazgeçme Rabbim her zaman kendini bilenin, içinde kötülük olmayanın yanındadır. Hayatında başarılar :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, güzel dileklerin ve güzel yorum için.:)
      Yalnız olmamanın verdiği güzellikle, başkalarının da aynı sıkıntılarla boğuştuğu gerçeğini fark edememiş. Şimdi söyleyince içime bir kırıklık çöktü.
      Eminim iş bulduktan sonra da devam edecektir eleştiriler. Adım gibi biliyorum, fitne sokacak, rahatsız edecek birşeyler bulacaklar yine. İş bitse evlilik başa dert olur, evlilik bitse, çocuk dert olur, çocuk olsa onun yaptıkları dert olur insanlara. Yıllarca devam eden bir kendini görmeyip başkası yerme saçmalığı tüm hayatımıza bulaşıp gelecek bizlere.:))

      Sil
  11. Merhaba.. :)
    Sayfanızı yeni keşfettim sayılır.. İzlediğim bir kore dizisini araştırırken gördüm.. İyiki de görmüşüm.. Beni tutan şeyler oldu sayfanızda, bunlardan biri insanlarla olan iletişiminiz,tebrik ederim.. :)
    Ayrıca çok beğendim, gerçekten emek sarfetmişsiniz,.. :)
    Kaç kez bir yerlere yorum vs yazmak sesimi duyurmak istedim lâkin beceremedim ve bu isteğimden vazgeçtim. Ta ki bugün hislerinizi yazdığınız bu yazınızı okuyana kadar.. :)

    Kendimden esintiler buldum vesselâm... Yüreğinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. :))
      Yorumlarınızı her zaman beklerim.:)
      Bu arada insanlarla olan iletişimim için ilk kez tebrik alıyorum. Genelde bu konuda hep yerilirim halbuki. Şaşırdım biraz bu yüzden.:))

      Sil
    2. :) Yanlış hatırlamıyorsam ya Playful Kiss ya da You're Beautiful dizisine bakarken rastlamıştım sayfanıza.. Diziler hakkındaki görüşleriniz ve yorum yapan üyelere verdiğiniz cevaplardır beni böyle düşündüren.. Yanıldığımı sanmıyorum.. Şaşırmayın.. :)

      Yalnız sayfanızda Love Rain hakkında bir bilgi göremedim.. Ben şu an onu izliyorum ve izlediklerim arasında en iyisi diyebilirim.. Ya da her izlediğim için bu cümleyi kurmuş da olabilirim :) Onun hakkındaki görüşlerinizi de merak ettim..

      Sil
    3. Güzel düşünceniz için teşekkür ederim, karşımdakileri kırmadan güzel bir iletişim ile sevdirebiliyorsam blogumu çok mutlu olurum.:))

      Love Rain'in çok methini duydum, listemede aldım izlemek için ama henüz izleme fırsatı bulamadım. O yüzden onun hakkında yazı yok blogda. Gerçi son izlediğim dizileri yazamadım pek bloga ama birgün izleyip, yazacağım düşüncelerimi inşallah..:)

      Sil
    4. Evet, benim bloğunuzu sevme ve takip etme sebebim budur.. İletişiminiz.. :)

      Bu arada çok kore dizisi izledim diyemem, sanırım 6 tane izledim; ancak Love Rain'den sonra birşey izleyebileceğimi sanmıyorum... :) Vee bloğunuza yorum yazmadan durabileceğimi de sanmıyorum :))

      Biz teşekkür ederiz efendim, selâm ve duâ ile.. :)

      Sil
    5. Yorumlara kapımız her zaman açık. Bir blog yazarı olarak çok severim yorumları.:) Her zaman beklerim, hiç durmazsınız inşallah.:))

      Sil
    6. O zaman bir hediyem olsun.. :)

      http://www.youtube.com/watch?v=w6kDM0-UUYw&feature=youtu.be

      Love Rain'den, sizin de hoşunuza gideceğini düşündüğüm bir parça..

      You're Beautiful müziklerini sizden edinmiştim.. :)

      Sil
    7. Love Rain OST albümünü indirmiştim, 'K'ore Günlükleri Drama Ödülleri için. Ama hepsini doğru düzgün dinlememiştim. Şarkının adını görünce Tiffany'nin söylediği şarkı sandım. Ama dinleyince farklı bir söylüyormuş. Bu sesle daha çok beğendim şarkıyı teşekkür ederim.:))
      You're Beautiful'un ostlarını hala severek dinliyoum ben. Sizinde sevmiş olmanıza sevindim.:))

      Sil
    8. :) Evet benim de ilk dinlediğim Tiffany'dendi.. Lâkin bir arkadaşımdan görerek dinledim ve ben de sizin dediğinizi dedim.. Yani bu sesle bu yorumla daha güzelmiş ama kim olduğunu bilmiyorum.. Bu arada rica ederim.. :)

      You're Beautiful dinleme listem diye sizin yazdığınız listeyi direkt kendime almıştım :) İnternetten bulabildiklerimi dinlerim hala.. Özellikle Demeden – 9th STREET çok hoşuma gidiyor..

      Kendime bir rumuz bulmalıyım.. :) Başka yerlere de yorum yazmak istiyorum yazanın benim olduğumu bilmeniz için... :))

      Sil
    9. Şarkıyı seslendiren Na Do Kyun. :)

      Demeden şarkısı benim en sevdiğim şarkılar biri. Park Shin Hye versiyonu, 9th STREET versiyonun, Jang Geun Suk versiyonu ayrı ayrı seviyorum.:))

      Rumuz bulmanız beni çok sevindirir. Adsız yorumları ayırt etme imkanım olmuyor ve adsız bir yoruma cevap vermek benim için havaya cevap vermek gibi, belirsiz...:))

      Sil
    10. Hmm.. Rumuz bulmak çok zor imiş... :) Haydi bakalım buluruz İnşaAllah.. :)

      Sil
  12. yazının bir kısmını okudum geri kalanı çok uzundu diye okumadım açıkçası :) ama sana şunu söylemeliyim yazının başında bahsettiğin mankafalı gerizekalı sadece sosyal statüsünü yükseltmek için başkalarını aşağılayan insanlar her zaman her yerde olur mutlaka ortaokul biter kurtuldum dersin ama lisede aynı tür gerizakılar yine karşına çıkar lise biter bu sefer aile yani akraba başlar bitmez yani. Diğer bir mesele ise çalışıp çalışmadığın önemli değil önemli olan başarıp başarmadığın sen çalışmadan başarılı olabilirsin ama onlar da başarılı olmak istiyosa çalışmalı onlara bunu söyle "sende çalışsaydın sende başarılı olurdun" bazen bende karşılaşıyorum bu insanlarla çalışırsam çalışırım sanane. bence sen sevmediğin veya düşüncelerinin uymadığı insanların düşüncelerini veya saçma sapan laflarını dinleme duymazlıktan gel biliyorum bu çok zor ama en azından dene.sorun akrabalarsa onları düşünme bile emin ol benim akrabalarım seninkinden de beter ama sen sinir oluyosan duyma onları çünkü benim akrabalarıma göre neyle ilgilendiğim değil ilerde ne kadar para kazanacağım bir meseleği seçiceğimdir. Ayrıca böyle internet günlüğü gibi bir şey yapmışsın çok hoş olmuş bende çok isterdim düşüncelerimi yada hissettiklerimi bir blogda paylaşmayı çok şanslısın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğrudur herkesin katlanamayacağı kadar uzun yazıyorum genelde.:)
      İç dökme yazısı olduğu için çok önceki yıllarımdan bahsetmiştim ilk bölümde diğer kalan bölümse ise işsizliğimden bahsetmiştim. Ortaokul, lise, üniversite, işsizlik yada iş hayatı insan ömrünün her vaktinde eleştiriliyor, bunları bizzat tecrübe ettiğim için biliyorum. Bende duymazsan geliyormuş gibi davranıyorum, çoğunu belli bir zaman sonra unutuyorum zaten. Çok bunalımdaymış hissi vermemiştir umarım bu yazı. Yoksa yazıyı yazdıktan bir süre sonra yapmam gerekenlere dalıp unuttup gittim zaten.:) Aslında blogum internet günlüğü değil. İzlediğim yapımlar hakkkındaki düşünceleri paylaştığım bir blog, nadiren özel hayatımda olan düşüncelerimi paylaşıyorum, onlardan biri bu.:)
      Şansla alakası yok aslında, çok zor değil dilersen bir blog sahibi olabilirsin.:)

      Sil