27 Mayıs 2013 Pazartesi

Barfi !


          Aşkın ne kadar özel olduğunu anlatan, aşkın kalpten geldiğini anlatan, görünürde sadece aşkı anlatan ama altında onunla birlikte binlerce cümle kuran, sessiz- sakin özel bir film... Barfi...

          Her zaman savunmuşumdur, "Neden hint filmleri?" diye soranlara hep aynı cevabı vermişimdir; onlar gerçek aşkı anlatıyor. Aşkın varlığını anlatıyor, derinliği anlatıyor, anlatmakla kalmıyor, hissettiriyor, yüreğinizi bir parçasını, sizinle kilometrelerce alakası olmayan bir aşka bağlıyor... Tıpkı Barfi gibi...

          Belki hiç anlayamayacağımız, hayatın koştumacasında asla yaşamadan aklımızın ucuna gelmeyecek bir dünyanın renginiyle boyuyor aşkı. Herkesinkinden daha özel, daha parlak, daha ayrıcalıklı...

          Bir çokları tarafından üzerinde durulmayan kıyıda köşede kalmış hayal kırıklıklarının yarattığı mecburiyetler, mecburiyelerin getirisi alışkanlıklar, alışkanlıkların fark etttirmeden oluşturduğu bağlar... O bağların bütünleşip saf aşkı oluşturması... Zorlama olmadan, çaba gerektirmeden, fark etmeden, fark ettirmeden, kendiliğinden hayata gelip yerleşen, aşk...

          Hakkında hiç birşey söylemek istemediğim ama çok şey söylemem gereken bir film. Ne yapmalıyım bilmiyorum, bildiğim tek birşey var tekrar izlemek istediğim. Herkes izlemeli bence bu özel filmi...:))

           İzlemeye doyamadığım, ağlamaya doyamadığım bir film.... Ağlattığı halde yüzünüze kocaman bir gülümse yerleştiren, bir film. Güneş ile ayın bir arada olduğu tek zaman, tutulma anıdır. Göz yaşları ile gülümsemenizi bir araya getirecek bu film, yüreğinizde bir tutulma gerçekleştirecek. :))

      

          Hikaye kadar, akış hızı kadar oyuncularda çok başarılı. Ranbir Kapoor çok yetenekli, tanıtımlarda bahsedildiği gibi dedesi Raj Kapoor'un kanını taşıdığı için değil; Allah onu yetenekli yarattığı için, torun olarak değil Ranbir olarak başarılı genç bir isim. 2000 Dünya Güzeli Priyanka Chopra ise en iyi performansı ile karşımızda. Priyanka'nın 10'dan fazla filmini izlemiş biri olarak söylüyorum ki en başarılı olduğu filmi. Belki de ikiside çok özel karakterlere can verdiği için böyle ama her yiğidin harcı değil diye düşünüyorum bu film.

          Herkesin gündeminde olacak bir filmi bloguma taşımak istemezdim aslında. Fakat uzun süredir aşkın bu kadar güzel anlatıldığı bir film izlememiş. Yolculuk yaptığım metro, rayların üzerinden değil benim üzerimden geçiyordu sanki filmden eve dönerken.:))


           Bir 2012 filmi Barfi; Türkiye için çok geç kalınmış bir film aslında. Buna rağmen Bollyseverler tarafından fazlaca reklamı yapılmış bir film. Öyle ki Başrol Ranbir Kapoor'un Google çeviri modunda Türkçe konuştuğu bir tanıtım videosu bile var.:)

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Gu Family Book

          Bu hafta sizleri SBS 'in pazartesi salı kuşağının yani Jang Ok Jung Living In Love 'ın rakibi MBC'nin Gu Family Book 'u ile tanıştırmaya geldim sevgili çingular....



          2012 yılına damgasını vuran fantastik dizi yığılmasından sonra bu yılın ilk dikkat geçen fantastik dizisi MBC'nin Gu Family Book dizisi oldu. Baş rollerini Lee Seung Ki ve Bae Suzy'nin paylaştığı tarihi, fantastik dizi akıcı, heyecanlandıran senaryosu ile yüksek reyting oranları almaya devam ediyor her hafta. Şu ana kadar 14 bölümü yayınlanan dizi SBS'in Jang Ok Jung dizisi ile aynı saati ve aynı bölüm sayılarını paylaşıyor.:)


          Dizinin konusu aslında bize çok tanıdık ve dahası bizim -en azından benim- çok sevdiğim konulardan biri. Kore'nin ve diğer Uzak Doğu Ülkeleri'nin en bilindik efsanelerinden biri Dokuz Kuyruklu Tilki, yani Gumiho hakkında.:)) Gumiho ve Lee Seung Ki kelimeleri yanyana iken herkesin aklından geçeni biliyorum. Ama bu kez Gumiho, Seung Ki can'ın kendisi. Yarı insan, yarı Gumiho olan Choi Kang Chi ve dramını kimi zaman göz yaşları, kimi zaman sinirden sımsıkı olan yumruklarınız ile ama her daim büyük bir merakla izliyorsunuz.

           Gözümüzün önünde bir nesil değişiyor sevgili çingular... Farkında olmadan zaman neler görütüp neler getiriyor... Dizinin kadrosu genç isimlerle dolu. Genç olmalarını rağmen tanıdık yüzler hepsi....

          Lee Seung Ki ile Suzy 'nin başrol paylaşacağını duyduğumda, çok da uyumlu bir çift gibi görünmemişlerdi gözümde. Seung Ki neyse de Suzy'nin bu rol için fazla toy olduğunu düşünmüştüm. Ama izlerken herhangi bir uyumsuzluk yada yetersizlik hissetmedim. Çok başarılı olmasa da Suzy'de oyunculuk konusunda yavaş yavaş başarılı bir ilerleme kaydediyor... :)

          Lee Seung Ki'ye diyecek lafım yok zaten. The King 2 Hearts izledikten sonra Lee Seung Ki ssi'nin artık piştiğine, olduğuna karar vermiştim ben. Gumiho olmanın da başarı ile altından kalktığını inanıyorum. Özellikle ağlaması gereken sahnelerde çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Öyle içi ağlıyor ki benim bile gözlerim doluyor bir anda.:) Ee benim gözümde bir oyuncu ağlayabiliyor, ağlarken ağlatabiliyorsa oyuncu olmuştur demektir. :)
          Çok da sıkı çalıştığını öğrendim Lee Seung Ki'nin. Öyle ki 4. bölümde elinde yararlandığı halde çekimlere devam etmiş, vücudunda morluk olduğu halde aksiyon sahnelerini kendi çekmek konusunda her zaman ısrarcı  imiş. Ama aksiyon sahnelerde pek de havalı görünüyorlar canım. Bencede kendisi çekmeye devam etsin.:))

           Dizinin bir diğer tanıdık yüzü Lee Yoo Bi. Nice Guy izleyenler hemen hatırlayacaktır kendisini. Gumiho'nun annesinin kaderine çok benzer bir kadere sahip bir karakter olarak karşımıza çıksa da Park Chung Jo... ondan çok daha hırslı ve bana göre daha kötü bir kaderi var.

          23 yaşındaki oyuncuda dikkatimi geçen iki ayrıntı var. Biri yaşından küçük göstermesi, öyle ki Suzy ile el ele koştukları bir sahnede Suzy ablası- o kardeşi gibi görünüyordu ki, Suzy ondan 4 yaş küçük...:) Bir diğer yarıntı ise Dae Jang Geum ile tanıyıp sevdiğim Kyun Mi Ri 'nin kızı olması...:)


        Yoo Yeon Suk ssi ile ilk tanışıklığımız. Kendisinin rol aldığı pek çok dizi olsa da tanışmak bu güne kısmet imiş.:) Park Chung Jo'nun abisi Park Tae Seo... Dağılan ailenin ardından yediği hipnoz ile hayatı double kararan tek taraflı aşık, hata üstüne hata yaptığını düşünüp kahrolan zavallı Tae Seo...



          Lie To Me ve Shut Up Flower Boy Band dizileri ile sevdiğimiz 1990'lı Sung Joon ssi. Gizliden gizliye sevdiği, ancak buna hakkı olmadığını düşündüğü agassi'ni her daim korumak isteyen Gun...


          Tahmin edin bakalım bu şebek gülüşlü sevimlilik abidesi kim? Choi Jin Hyuk ssi'yi Panda and Hedgehog izleyenler hemen tanıyacaktır. Ya da It's Okay, Daddy's Girl dizini izleyenler... (Ben henüz izlemeden ama izlemeye karar verdim kendisinin başrol olduğunu öğrendiğimde.:)) Hiç olmadı Pasta'yı izlediyseniz mutfağın yakışıklı şeflerinden biri olduğunu hatırlatmak isterim kendisinin.:))

           Dizinin benim için en önemli noktaların biri olduğunu düşündüğüm bir karakteri canlandırıyor Choi Jin Hyuk  ssi... Melez Gumiho'muzun babası hakiki Gumiho olur kendileri.:)) Saf, temiz insanoğlunda bile olmayan iyi niyeti ile aşk için hayatını değiştirmeyi göze alan ama sonunda hiç birşeye sahip olamayıp herşeyini kaybeden, yüreciklerimizi dağlayan bir karakter Gu Wol Ryung...

          Diziyi ilk bölümden sevmeme sebep olan Gu Wol Ryung bana göre dizinin kırılma noktaların biri ve ileri ki bölümde de bir kırılma noktası oluşturacak ümidi ile izliyorum her bölüm.:))


          Bir başka tanıdık yüz ise Playful Kiss 'in oğlunu evlatlıkdan red edip, gelinini nüfusuna geçirecek sandığımız can kaynanası Jung Hye Young ssi. Giseng evinin soğuk bakışlı baş gisengini canlandırıyor bu kez.
          Bir diğer tanıdık yüz ise Sungkyunkwan Scandal'ın iyilik meleği kralı Jo Sung Ha ssi. Garip bir kaderin başını kılıcı ile geçen savaş sanatları ustası... Aynı zamanda Dam Yeo Wool (Suzy) 'un babası.



         Ve dizinin ümüğü sıkılası kötüsü, çırk kötüsü, merhametsizi, vicdansızı, sapığı; gözünü para bürümüş, güç bürümüş pisliği; masum insanlara iftarlar atıp aileler dağıtan, canlarından eden, namuslarına göz diken şerefsizi Jo Kwan Woong... Kendisi izlerken iğrenecek, sinire gark olacak, bir an önce geberse de imtikamızı alsak diye dualara bürüneceksin. O kadar kötü biri işte. Bu herifin karşısında Gumihocuklarıma canavar diyen diller utansın bence dizide.:))

          Adi-pislik (eh ne hareket ettim behh...:D ) Jo Kwan Woong karakterine Daisy filmi ile tanıştığım Lee Sung Jae ssi can veriyor. Karakterden nefret etsemde Lee Sung Jae ssi başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Özellikle garip sesler çıkarması sinirden çizgilere gark olan suratımı yumuşatıyor hafiften.:))



          2013'in en iyi dizilerin biri olduğuna ve olmaya da devam edeceğini düşündüğüm bir dizi Gu Family Book. Heyecanlı ve akıcı senaryosu sayesinde zamanın nasıl geçtiğini hissettirmeyen bir dizi. Efekler ve aksiyon sahneleri, güzel manzaraları ile göz zevkinizi de hitap ediyor adeta. Ben izleyin derim pişman olamacaksınız. Özellikle benim gibi romantik komedilerin standartlarından sıkılanlar için, her melodramın kasvetine dayanamayanlar için ilaç niyetinde bir dizi. Ben severek izliyorum. Çevirisi de çok hızlı üstelik, hala ne bekliyorsunuz gidin başlayın hemen.:))

- SPOiLER -



          * Şu çifte bayıldığımı söylemezsem gözüm açık gidebilir.:) Özellikle Gu Wol Ryung o kadar tatlı ki... resmen yazık oldu çocuğa. Kadir kıymet bilmez karısı ise sinirimi bozmadı desem yalan olur hani. Gumiho'da olsa canavarda olsa, kurtardı kızım seni, sevdi seni, sahiplendi, nasıl ihanet edersin kalleş...:( Yine de Choi Jin Hyuk ve Lee Yeon Hee hoş bir çift olmuşlar bana göre. Doyamadık kendilerine... KDrama sektöründe pek mümkün değil ama inşallah ileride bu ikisini tekrar bir arada görmek nasip olur. :))

          * Baba gumihonun hikayesi kalbimi büzüp, göz yaşlarımın şıpırdamasına neden oldu. Sevdiği kadın ona ihanet ettiği halde, kalbimi söküp kendini kurtaramadı kıyamam. Aşk böyle birşey işte...

          * Choi Kang Chi'nin gumiho olduğunu öğrendikten sonra Cheon Jo'nun aptal tepkisine karşılık Dam Yeo Wool sahiplenişi, çok sevimli ve bir o kadar da samimiydi. Kimlerin gerçekten sevdiği ortada gibi... :)

          * Dizinin göz yaşlarımı şıpırdatan bir diğer sahnesi YüzYıl Hanı'nın sahibi  Park Moo Sol'un öldüğü sahneydi. Çok iyi kalpli bir adamın ailesinin önünde ölümü, son sözleri, sevgisi, Kang Chi ile aralarındaki özel bağ... ağlamamak mümkün değil....:))

          * 12. bölüm çok heyecanlı bir yerde kaldı. Japonlar ile gelen gizemli kadın kim? Baba Gumiho uyanınca neler olacak? Malum kendisinin cezası 1000 yıllık kötü olmak. Oğlunu tanıyacak mı? İntikamlarını alabilecekler mi? Dahası bu şerefsiz ne zaman ölecek... Merakla beklemekteyim.:))

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Jang Ok Jung Living In Love

          Evet, 'K'ore Günlükleri'nin sevgili takipçileri... Ne demiştim üç beş gün önce ben? "Bir Hint dizisi izliyorum bu ara, hemi de çok güzel. Gerçek aşkın belki de en güzel işlendiği hikayelerden biri...
          Ama gelin görün ki bir tutarsızlık almış başını bende gitmiş bugünlerde. Sizi 2 aylık yarim ile değil de, 3 günlük maceram ile tanıştıracağım bugün.... Karşınızda Jang Ok Jung Living In Love...

          2013 sezonu melodramlar ile başlasa da yerini yavaş yavaş tarihi dizilere bırakıyor bu ara. Ki bu tarihi diziler geçen yılların aksine oldukça kısa. Bu da izleyici çeken en önemli etkenlerden biri. Şahsen benim hepsine el atasım var şu an..:)) Bunun yanında asıl dikkatimi geçen başka birşey var ki o da 2013'ün uyumsuz çiftleri... İlk duyduğumda pehh diyip burun kıvırdığım çiftler biri de Yoo Ah In ve Kim Tae Hee çifti.


          İlk görüşte böyle düşünmüş olsam da, iki isimde oyunculukları ile o kadar güzel doldurmuşlar ki rolü - özellikle Yoo Ah In - göze batmadığını dahası hikayeye çok uyumlu olduğu anladım aralarındaki farkın.


İnsanlıktan önce sınıfınların geldiği bir dönemde ülkenin en üstündeki adamı ile en dipteki kadının aşk hikayesi. İki ayrı dünyanın aşka yenik düştüğü gerçek bir hikaye... Bu resim öyle güzel özetliyor ki bu durumu... bayıldım.:)
         
          Dizi Kral Sukjong'un ilk yıllarını anlatmakta. Çok yakından tanırız biz Kral Sukjong'u Dong Yi (2010) izleyenler. (Gerçi ben yarısına kadar izlemiştim ama.:)) Ji Jin Hee Sssim can vermiştir o zamanlar Kral'a, ki izlediğin en şebelek, en sevimli ve bir o kadar dengesiz kraldır kendileri. Zaten tarihte gizli gizli kralın dengesizliğinden bahsetmez mi? İşte o kralın genç yılları Yoo Ah In ssi'nin elinde şekilleniyor bu dizi ile.

          Yoo Ah In ssi'ye tarihi karakter olmak ayrı yakışıyor anladım ki. Fashion King kabusundan sonra beklediğim performansı gördüm Yoo Ah In'den. Kim seçti, kim yerleştirdi onu bu role bilmiyorum ama yüzyılın doğrusunu yapmış adeta. Sevgili Ji Jin Hee ssimden sonra o karakteri böyle doldurabileceğini hiç tahmin etmezdim. Ah In'in bakışları, ses tonu, imalaraı çok yerinde. Sanki yakışıyor gibi sahiplenmiş Sukjong'u. Tabiki arada küçük hatalar var Kim Tae Hee ile karşı karşıyken ama yine de iyi kurtardığını düşünüyorum ben.

          Yakışıklı, karizmatik, çekici, kibar, akıllı, yaramaz, hırçın, zengin, güç sahibi, otoriter, tüm hatunlarının hayalleri süsleyen kralımızın kalbini çalan tek bir kadın vardır ki o da Jang Ok Jung. Kim Tae Hee hayat veriyor bu kez karaktere. Kim Tae Hee'yi ilk kez tarihi bir dizi de görüyorum ki zaten ilk tarihi dizisi kendisinin. Başta garipsemiş olsam da güzelliği ve oyunculuk yeteneği ile hemen kabullendim kendisini.:) Jang Ok Jung'un kibirini, dik başlılığını, güzelliğini, bencilliğini, kendine güvenini hakkını vererek yansıtıyor Kim Tae Hee.


          Dizinin kadrosu tanıdık yüzlerle dolu. Onlardan biri de Kraliçe In Hyun rolü ile Hong Soo Hyun. Lie To Me izleyenler hemen hatırlayacaktır kendisi. Benim bildiğim Kraliçe InHyun's çok iyi kalpli, erdemli, çok tatlı, mazlum bir eşti. Ama Hong Soo Hyun ssi fettan bakışları ile benim bildiğim InHyun'dan farklı bir InHyun oluveriyor adeta.



          Dizinin en sevdiğim elemanların biri, tanıdığımız bir diğer yüz Lee Sang Yeob yani Nice Guy'daki mazlum avukatımız. Deli dolu tavırları, aşık bakışları ile tekrar kaybetmeye mahkum ikinci adamımız. Kendisine tarihi karakter olmak çok yakışmış. Çok başarılı buldum burada.


 
          Dizinin asıl ikinci adamı ama ortalarda hiç gözükmeyeni, (yani 10 bölüm yayınlandı, 10'un da da yok.) Jae Hee ssi tanıdığımız bir diğer yüz. 10 bölümden sonra ben dizide oynadığı ümidimi kestim ama SBS hala oynuyor diye idda ediyor göreceğiz ne olacak ileri de.



         KARA'nın  Han Seung Yeon ise dizinin bir başında görünmüş, bir daha da gözükmemiş diğer tanıdık yüzü... Dong Yi olacak kendisi ileri de alıverecek Jang Ok Jung'un aşkını elinden.:))

          Tanıdığım yüzler haricinde ilk kez tanıdığım yüzlerde mevcut. Onlardan biri Kral'ın ilk eşi Kraliçe InKyung karakteri. Hem karakter olarak hem de oyuncu olarak ilk kez karşılaşmış olsamda, oyuncuyu bilmem ama karakteri çok sevdim. Dürüst, kalbinden geçeni diline hemen vuran, masum, iyi yürekli ilk kraliçe InKyung... İyi kalpliliğin yanında yürek burkan hikayesi ise ağlatmaya en muhtemel sahnelerin içeriyor. Dünyada onun gibi nice aşkı ile toprak olmuş mazlum kadın var.:)

          Dizi heyecanlı akıcı senaryosu, oyuncuların karakterleri sahiplenişi gibi artılar ile gözüme girmeyi başardı. Bu taze çıtır çıtır Ah In'i aman diziyi diyecektim izleminizi tavsiye ederim. Zamanın nasıl geçtiği anlayamacaksınız bile o kadar hızlı akan bir hikaye.:)


- SPOİLER -
         * Diğer diziler gibi karakterlerin çocukluk dönemleri ile başlamak yerine ilk bölüm asıl kararkterlerle tanıştırılıyor seyirci. 2. bölüm de çocukluk dönemlerinden bahsedip hemen özüne dönüyor dizi. Bu da benim en beğendiğim özelliklerden biri. Klasik dizi girişinden kurtulmuş bir dizi olarak artı puan alması kaçılnılmazdı.
         * Bir diğer beğenimi kazan durum dizide iyi karakterlerin olmayışı. Diğer dizilerdeki her şeye göğüs gereken saf kan iyilerin yerine gerçek hayattaki insanlar gibi, insanın asıl doğası gibi her karakterin hem iyi hem kötü yanları var. Her birinin karşılaştıkları zorluklar ile iç dengelerini alt üst edip nasıl kötüleştiklerini göreceğiz ileri ki bölümlerde gibi.:)
          * Tarihi dizi olsa da, tarihi prosedüre, mantığa uymayan çok şey var dizide. Saygının diğer dizilere göre daha az ön planda olması, aşırı romantik sahneler gibi. Örneğin; koskoca Kral'ın sarayda başı boş gezmesi, o başı boşlukta Ok Jung ile karşılaşması, sonrası bir dizi romantik dakikalar... Hadi bunları görmezden geldim de; Kral koskaca sarayda, herkesin kralı izlediği bir sarayda, bir kadını öpecek ulu orta kimse görmeyecek, amcasından başka. Mantıklı mı sizce. Ben yemedim yani, yiyen varsa ehh midesiz... :) Romantizim yapacağız diye abartmışlar resmen.
          * Buna rağmen kralın terzihanede Ok Jung'un elini tutması çok sevimli, ama Ok Jung'u atın önünden kurtarması, üstüne bir de kafayı patlatması çok abartılı idi. Cidden böyle bir şey olmamıştır gerçekte herhalde.
          * Dizinin en çok beni kendine bağlayan kısmı Kraliçe InKyung idi. Masum, sadece aşkı bekleyen bir genç kız, ilk görüşte aşık olduğu kocası, ona duyduğu hasret, herkesin küçümsemelerime katlanarak terk edildiği küçük arka odasından mutluluğa kavulaşamadan gencecik yaşında göçüp gitti hayattan. Onun sahneleri, onun acısını göz yaşları olmadan izlemek ne mümkün...


          * Krala komplo kuracak her karakter kralı kaplana benzetiyor ve önemli betimlemeler de bulunuyorlardı. Yandaki sahneden sonra neden kaplan benzetmesi yediğini anladım kralın. Kaplan gibi atladı Kim Tae Hee'nin üzerine Yoo Ah In... Ben korktum bir an ne olur diye.:))




          Her Pazartesi - Salı SBS ekranlarına olan dizinin 24 bölümlük dizinin çevirisi de çok hızlı... Bence izleyin sizde...:))


2 Temmuz 2013 Tarihli Final Güncellemesi

          Dizi nihayet bitti. Aralarda çok sıkıldım ve dizinin temposu çok düştü. Az kaldı yarım kalan dizilerimden biri olacaktı. Ama kralın numaradan hastalandığı sahneden sonra dizi düşürdüğü kalitesini geri kazandı. Kim Tae Hee'nin düşen performansı bile o bölümler normale döndü. Kraliçe Inhyun'un hastalandığı ve Ok Jung ile konuşmasından itibaren bir göz yaşları sel olma moduna geçtik. Ve dizinin son dakikasına kadar bu mod ile izledim diziyi. Oyuncular gerçekten başarılıydı, beni ağlatabilecek kadar. İçime bir acı çöktü, yazık Kral Sukjong'a hayatı ne kadar acı doluymuş. Joseon'un en başarılı kralı olmuş ama nafile mutlu olamamış adam. Öldürmeyen acı güçlendirmiş olsa gerek dizide de sık sık söyledikleri gibi.
          Jang Ok Jung Living In Love aynı isimli bir kitaptan uyarlanma imiş. Finalde aynı kitaptaki gibi oldu. Kitabı nereden mi biliyorum. Korean Turk'e bir arkadaş yorumlara yazmış, öyle öğrendim.:)
          Diziyi henüz bitirmediyseniz ve benim sıkıldığım yerlerdeyseniz, azmedin ve bitirin derim. Çok güzel toparladılar, ben beğendim.:)) 
           Bu dizi bende Dong Yi bitirme istediği uyandırdı. Zira oradaki iyileri özledim.:)
          Ama Yoo Ah In ve Kim Tae Hee bir romantik komedide görmek istiyorum artık. İkisine de romantik komedi çok yakışıyor. Özellikle Ah In ssi  vazgeçsin artık şu melodramlardan, yüzünün güldüğü görelim şu çocuğun yahu...:)

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Dediği Belirsiz Yazı: Sorular ve Fikirler... "Neler Düşünmüş Yine Bu 'K'..." :)

Merhaba sevgili çingular... Nasılsınız? Nasıl gidiyor Kore Dramalar ile hayat? :)

          Son günlerde şunu fark eder oldum ki Kore fanlarında bir artış var. Boys Over Flower etkileri diye düşünüyorum çünkü BOF yazımın altına aldığım yorumları takip edemez oldum. Çok sevildi BOF Türkiye'de. Çok geç kalınmış bir sevgi bu bana göre. 4-5 yıl kadar bir geç kalınmışlık...:))

           Eee fanlar artınca benimde kaşılaştığım soru sayısı bir ara çığrından çıktı. Yoruldum inanın aynı cevapları vermekten. Toptan fikrimlerimi açıklayayımda bitsin bu çile...:))

          Günlerde haftada bir karşıma çıkan ve artık beni sinir eden bir soru var. "BOF'un ikinci sezonu çıkacak mı?" 50.ciye söylüyorumdur herhalde bilmiyorum arkadaşlar. Ama sanmıyorum da çıksın. Hatta istemiyorum da ben çıksın. Peki neden?
           Çıkmaz çünkü 2009'dan bu yana çok sular aktı o köprünün altında. Herkes aldı başını gitti. Hepsi bambaşka yollarda ilerliyorlar aynı kadroyu toparlayamazlar bir araya, mümkünatı yok. Farklı bir kadro ile yeni bir BOF çekilir mi? Evet çekilir. Bunun örnekleri var. Full House'un 8 yıl sonra ikinci sezonu çıktı. Peki kadro aynı mı? Kesinlikle değil, konuk oyuncu bile yok eski kadrodan. Tad aynı mı? Tabiki değil, nerede Full House'un o sıcaklığı, samimiyeti... İki dizi ayrı dünyanların insanı adeta... Dream High 2 çekildi hemde 1 yıl kadar kısa bir sürede. Tat aynı mı? Kesinlikle değil. Kadro aynı mı? Alakası yok... Goong nerede? Goong S nerede? Birbirinin devamı niyetine çekildiler ama ilk sezonun tadı yok kesinlikle... Bunun gibi bir çok örnek daha var. Gelen gideni aratır derler, vazgeçin ikinci sezon sevdasından bence. Böyle kabul edin ve önünüzdeki dizilere bakın derim ben. İzlenecek çoook dizi var daha. Saplanıp kalmayın bir BOF'a, zamanla daha da kaliteliler çıkacak karşınıza zaten garanti veriyorum. İzlediğiniz ilk 20 diziyi kesinlikle çok seveceksiniz. Benim öyleydi çünkü...:))

          BOF sevgisinin yanında Lee Min Ho sevgisinde bir artış var bugünlerde. Minozların sayısı gün geçtikçe artıyor ülke topraklarında. Hoş oğlan MinHo ssi, yakışıklı.... yolun başında olsa da yetenekli, her yıl biraz daha pişirecek kendini belli...

Ama...

           Geçenlerde Facebook'da dolaşırken bir soru gördüm. Kore Dramaları izlemeye başlamış yeni biri, bir soru sormuş. "Kore'nin Shahrukh Khan'ı kim?" Altında "Lee Min Ho olabilir" cevapları yazıyordu ama ben aynı fikirde değilim. Bilir misiniz sevgili çingular Shahrukh Khan kimdir? Shahrukh Khan nam-ı diğer King Khan. Bollywood'un kraldır kendileri... DDLJ filmi ile 1995'de yıldızı parlamış, karşına aldığı her hatunu bakışları, öldüren cazibesi ile kendine hayran bırakmış, eritmiş bir isimdir. Shahrukh Khan karaktere bürünmez rol yaparken, karakterler Shahrukh Khan olur. Filmlerde adı Rahul olur, Raj olur, Devdas olur, Don olur ama hepsinde yalnızca Shahrukh'u görürsünüz. Adamın öyle farklı bir büyüsü vardır işte. Bu yüzden üzülerek söylüyorum ki sevgili Minozlar, Min Ho ssi Shahrukh olabilmek için daha çok yolun başında. İkisi en azından şimdilik ayrı dünyaların insanı... Belki bir Shahid Kapoor olur ama Lee Min Ho'dan ama Shahrukh zor yani... Yine de "Kore'nin Shahrukh'u kimdir?" sorusuna benimde verecek bir cevabım var. Kang Ji Hwan...

          Tam Shahrukh Khan olamasa da (Shahrukh bir tanedir çünkü, türünün son örneği... :D) onda da vardır biraz Shahrukh'luk... Kang Ji Hwan'ı da izlerken tıpkı Shahrukh izlerken gibi yalnızca Ji Hwan görürsünüz. Bunu ancak Ji Hwan yapabilir. Bu tepki ancak ondan çıkabilir, ancak ona yakışır bu davranış diye düşünürsünüz. Tanımıyor musun hala Kang Ji Hwan'ı. Yazık çok şey kaçırıyorsunuz bence. Koşun başlayın hemen Capital Scandal'a ardından bir Hong Gil Dong patlatıp, bir filmine göz atayım edasıyla My Girlfriend is an Agent de izlediniz mi bitti bu iş! Anlayacaksınız ne demek istediğimi.:))

          Ve dizi önerileri...
Bana "onun gibi, bunu gibi dizi önerir misin?" diye sorulunca kalıyorum taş gibi. Her dizi kendine özel bence. Onun gibisi, bunun gibisi yok. Türleri aynı olan dizilerin içerikleri de benziyor. Ama onun aynısı yok yani o bir tane. Vazgeçin aramaktan aynısı... :))
          Ama kalitesine güvendiğim dizileri sorarsanız hemen arz edeyim sizlere. Tavsiyem olsun...
49 Days, The Greatest Love, Sungkyunkwan Scandal, Pasta, Capital Scandal, Dae Jang Geum, Queen Seon Duk, The King 2 Hearts, Bad Love, Coffee Prince, Queen InHyun's Man, Faith, A Gentleman's Dignity, Reply 1997, Goong (ama altyazılısı.:), My Princess, Protect The Boss, Rooftop Prince...

          Son günlerde Kore Fanlığı'ndaki artışın yanında sevdiğim bloggerlar da hep Hint Filmleri ile karşılaşır oldum. KDrama severler bu hobiyi hayatlarına yeni mi dahil ettiler yoksa hep vardı da seslerini mi çıkarmıyorlardı bilmiyorum ama bu durumdan fazlaca memnunum.:) Çünkü bir zamanlar benim uzmanlık alanım Bollywood'du. :D Aşırı sevdiğim, çok sahiplendiğim, acuvumun içi gibi bildiğim, bilemediğim yerlerini saniyeler kadar kısa sürede öğrenebileceğim sağlam kaynaklarımın olduğu bir alandı benim için. Koreliler hayatıma yerleşince kendilerini terk etmiş olsam da kalbimdeki yerini her zaman korumuştur Hint Filmleri. 10larca film arşivim, 1000lerce şarkı arşivimin bulunmakta, sayı her geçen gün artmaktadır hatta..

           Hatta ve hatta bugünlerde blogcuğumun terk ediş sebebim de yine aynı sektördür. Evet KDramaları terk ediş sebebim olan bir Hint Dizisi ile yaşıyorum bu ara. Yaşıyorum çünkü son 2 aydır sırf onları izliyorum. Eee Kore Dizileri gibi 16 bölüm değil tahmin edersiniz ki. Ama bir bölüm KDrama izlemek yerine aynı süre zarfından 3 bölüm izliyorsunuz. Bu kadar kısa süreli bölümlere, bir Hint Filminin saatler sürdüğü hesabını katınca dizinin 398 bölüm oluşuna şaşırmazsınız umarım. :) Ben şu an 302'deyim. 225'e kadar Türkçe Altyazısı hazırlandı ama ben 210 dan beri alt yazısız izliyorum ve neredeyse tamamını anlayabiliyorum. Yılların verdiği film izleme alışkanlığım nihayet meyvelerini verdi ve konuşacak kadar olmasa da anlayacak kadar ilerlettim Hintçe'mi...:D

           Yakında, hakkkındaki fikirlerimi sizlerle de paylaşacağım, Iss Pyaar Ko Kya Naam Doon ekibiyle tanışmaya hazırlayın kendinizi demem o ki...:)

          Bir ne dediğü belirsüz yazımızın daha sonuna geldik sevgili çingular... mere dostlar... Ben IPKKND dünyama geri dönüyorum... Ahh Arshi... ahhh... :))

















7 Mayıs 2013 Salı

Eee Yesung da Asker...

          Kuzey abuk sabuk denemeleri ile Güney'e savaş açacağım, açıyorum, açtım diye medyayı meşgul ededursun Güney Kore'nin idolleri sırayla askeri görevlerini duyurmaya devam ediyor. Ne yapsın adamlar el mahküm, vatani görev...
          Adları junior olsa da bu yıl sekizinci yıllarını dolduracak sevgili Super Junior'ımız yavaş yavaş asker ediyor üyelerini. Heechul ve Leeteuk henüz askerden dönmeden sessizce Yesung kaçtı bugün askere. Kaçtı, evet, çünkü kimseciklere görünmeden, görünmek istemeden gidip teslim olmuş bugün birliğine. Sessiz sakin gitmek istediğini, kimsenin gelmemesini istemiş. Yine de bugün fanlar onu yalnız bırakmamış... O da Twitter'dan teşekkürleri göndermiş hemen fanlara...
            93'lü Yoo Seung Ho 'nun askere gidişinin şaşkınlığını üstümden atamadan ben Kim Hyun Joong'un gelecek yıl asker olacağını haberi ile çift katman şaşkınlığa uğrarken, aniden Super Junior Yesung'un da asker olduğunu öğreniverdim bir anda. Bunun tek açıklaması var, bizim nesil yaşlanıyor. Bizde, bizimle birlikte idollerimizde...:)) Şimdi bilmeyenler  genelde askere 20 yaşında gidilen Türkiye ile olayı kıyaslayıp ne diyor bu kız demesin sakin. Kore'de askerlik 20-30 yaş arası... Ve ünlüler genelde sınır yaşa kadar bekliyor askere gitmeyi.:))

          Bu arada Heechul Ağustos'da tamamlayacak askeri görevini ve süper hızla grup aktivitelerine geri dönecek. Heyecanla bekliyoruz. Kendisi çok özledim zira. Ve Yesung'u da çokz özleyeceğim, çünkü Leeteuk da çok özledim.:)) Onlar bir bütün gözümde ayrılamazlar asla.:))





       Yakın bir gün gelecek ve uri Siwon ssi do gidiverecek askere... Sonra bekle anacım geçsin günler...:)) 

Bu günlerde ne çok boşladım değil mi blogu? Bunun sebebi KDramaları da boşlamam sevgili çingular, bu haberi de blogun adedi haline gelen ... Asker de serisi için ve Yesungcuğumu dışlamamak için paylaştım. Bugünler de çok farklı alemlerde dolanmaktayım. Onu anlatmanın da sırası gelecek bekleyin...:))