25 Şubat 2019 Pazartesi

Yeni Başlayan Diziler: Neler izlesek?

         Zaman su gibi akıp giden bir kavram. Yeni yılın ilk ayı bitti, ikinci ayı bile bitmek üzere.
Yeni dramalar da akıp gitmekte Kore Kanalları'nda. 
Sizler de dizi izlemek istiyor ama hangisini izleyeceğinize karar veremiyor musunuz?
Konusunu okudunuz, size hitap etmedi ama oyuncu kadrosunun güzelliğinden "izlenmeli mi" acaba tereddütü mü yaşıyorsunuz?
Ya da
Konu ilginizi acayip geçti ama oyuncuları tanımıyorum, sıkılır mıyım korkusu mu yaşıyorsunuz? 
O zaman bu yazı tam sizlere göre...


Romance Is A Bonus Book 

Aslında sadece bu dizi için bir izleyin yazısı yazmayı bile düşündüm.


          Öncelikle konusunu okuyunca hiç cezbetmiyor insanı söylemek istiyorum. Konusu o kadar sıkıcı geliyor ki insana. İzlerken de sıkılırım diye düşünüyorsunuz. Konu izleyiciyi resmen itiyor. 

           Drama tarihinde bir numara dizim yıllardır 49 Days ise bu tahtı en çok zorlayan dizi kesinlikle W idi. Lee Jong Suk W gibi bir proje de yer aldıktan sonra böyle sıradan bir dizide yer almamalı, kendi kariyerine darbe vurmak bu resmen diye düşündüm. Ama böyle bir hatayı kendisi yapsa bile şirketi yapmaz fikri ile özel bir şeyler olmalı bu dizide sonucuna vardım. Diziyi denemeye karar verdim sıkılırsam yarım bırakırım teşviki ile...
          İlk bölüm gerçekten sıkıcıydı. Bazı sahneleri atlayarak izledim. Ama ilk bölüm olur öyle şeyler dedim ve diğer bölümlere şans vermeliyim diye devam ettim. İzlediğim hafta ilk 4 bölüm yayınlanmıştı. Ve 4. bölüm sonundaki duygularım:
Koreantürk de yaptığım yorum olur kendileri...


            Gördüğünüz üzere sıkılarak istemeyerek başladığım diziyi çok sevdim. Özel bir havası var dizinin. Sıradan bir noona aşkı değil kesinlikle. Çok güzel anlamların duyguların yüklendiği bir yapım. Her geçen hafta-bölüm diğer karakteri de severek sahipleniyorsunuz diziyi benden söylemesi. Arka plandaki karakterlerin hikayeleri de çok şeyler anlatıyor. Hayattan bir parça hepsi ve eminim özellikle belli bir yaşa gelmiş insanlar, 30'larına yaklaşan gelen geçen kesim özellikle kendinden bir parça bulabilir karakterlerde...
          Dizi bir webtoon uyarlaması. Son dönem webtoon uyarlamaları pek moda zaten. İyi ki de moda ben seviyorum webtoonları. 

          Dizinin başrollerini Lee Jong Suk ile Won Bin eşi  Lee Na Young ssi paylaşıyor. İlk bölüme aldanıp hemen vazgeçmeyin sıkın dişinizi. Garanti veriyorum. 4. bölümden sonra zaman nasıl geçiyor anlayamayacaksınız bile. O kadar akıcı, eğlenceli ve duygu yüklü ki... Mutlaka izleyin....


Legal High:

          Jin Goo ssi'nin komedi yapacağını duymak beni yeteri kadar sevindirmiş ve izleme isteğimi uyandırmıştı zaten. Üstüne Japonya'da çok tutulan bir kara mizah olduğunu duymak; beklentimi daha da üst seviyelere çıkardı ve ilk bölümün yayınlanmasını heyecan ile bekledim. 
            İzledim ve ne yazık ki biraz hayal kırıklığına uğradım. Adam çok iyi oynuyordu ama ben hiç gülmedim neden? Sıkılmıştım da izlerken hemde, o kadar hızlı konuşup konuştuklarını bırakın anlamayı, altyazıyı bile okuyamayacak kadar hızlı konuşmasına rağmen sıkılmıştım. 
2. bölüm biraz kendini toplamış olmasına rağmen yinede beklediğim performansı henüz alabilmiş değilim diziden. 
         Tabi dizide çatlak dolu. Bir Japon uyarlaması olduğu belli. İlerledikçe seveceğimi düşünüyorum. Avukat ve yardımcısı amca karakterleri için izlemeye değer bir dizi en azından.




Spring Turns to Spring:

MBC'nin Çarşamba - Perşembe günleri yayınlanan dizisi.
          Öncelikle konusu çok güzel. Ruh değişimlerinin aksine beden değişimi söz konusu olan fantastik bir yapım. Emekli olmuş saf masum bir dizi oyuncusu ve hırslı, pis, çirkef bir haber spikerinin bedenleri bilimsel bir deney ilacı yüzünden yer değiştiriyor. Birbirine iki zıt insanın zamanı, yeri, sebebi belli olmaksızın yer değiştiren bedenleri... Düşünün banyo yapıyorsunuz sıcacık küvetinizde, o da nesi bir kaşıntı ve hapşırık ile bedeniniz bambaşka bir insanınkine benziyor. Boyunuz, kilonuz, saçınız, gözünüz, kaşınız... Hadi evdekilere açıkla bunu...
          Konusu bile eğlendiriyor ama ne yazık ki ben diziyi izlerken çok sıkılıyorum. Oyuncular özellikle Uhm Ji Won rolünü çok başarılı bir performans ile sergiliyor ama nasıl desem eğlencesi yok dizinin. Tam kahkahalara gömülmelik bir konu ama ben henüz o şekilde hiç gülmedim. 3. bölümden sonra izlemek istemedim. 3'ü zor izledim hatta.
Oysa yönetmen prodüksiyon da çok özenli çalışıyor ayrıntılar konusunda ama bilemiyorum devam eder miyim...

Haechi:

          Sırf şu yazıyı yazmak için izledim desem ve iyi ki başladım desem abartmış olmam herhalde.
Gerçekten başarılı bir yapım. Tarihi diziler ile miladi başlamış bir izleyici olarak, çok tarihi dizi izlememe rağmen çok şey öğrenmişim fark ettim. Bu konuda Kore Dizileri'ne gıpta ediyorum. Kurgulanmış hikayelerde olsalar izlerken insan Kore Tarihi okumuş gibi oluyor. Zaten izlerken oluşan merak araştırmaya itiyor insanı. O yüzden izledikçe öğreniyorsunuz.
          Öncelikle yıllardır cariyeleri ile diziden diziye konu olan Kral Sukjong'un Jang Ok Jung da gençliğini Yoo Ah In ile, Dong Yi de olgunluk yıllarını Ji Jin Hee ile, Haechi de ise son zamanlarını Kim Gab Soo ile izliyoruz. Ama dizimiz Yi San'ın dedesi olan Kral'ı anlatıyor. Kendisi alt seviyeden kadının oğlu olarak damgalanmış prensimiz bizim sevdiğimiz Dong Yi'nin oğlu yani. Aynı zamanda Joseon Tarihi'nin en gizemli olaylarından biri olan Prens Sado'nun babası... dın dın diye nasıl da dizilerle bağlantı kuruyor zihnim bende hayret ettim resmen.:D Zaten dizinin yazarı da Dong Yi ve Yi San dizilerinin yazarı aynı zamanda. Zihnimde hikayelerin canlanması çok da tesadüfü bir şey değil aslında.
           Tabi ki dizi de asıl anlatılmak istenen Haechi... Haechi adaleti sağlayan efsanevi bir hayvanın adı. Ve bu efsanevi yaratığı yozlaştırılmaya çalışılan ülkede kendine örnek alıp benimseyen adalet güçlerini anlatıyor. Ve asıl önemli olan nokta dizinin başında bir uyarı var: "Bu dizi tarihsel gerçekliklere dayandırılarak hazırlanmıştır." İnsanın izledikçe izleyesi geliyor bu yüzden.
Yani demem o ki ben sevdim, gelin beraber izleyip, yorumlaşalım Koreanturk de...:D


The Light in Your Eyes:
          Beklediğimin çok üstünde bir yapım. Daha melodram tarzında olur, sıkılırım sanıyordum ama yanıldım. Sevdim diziyi. İzlemek isteyenlere tavsiye ederim. Romantizm bulmak dizide çok zor olacak ama yer yer eğleneceksiniz garanti veriyorum. Ve tahmin edilir olduğu gibi gözleriniz dolacak, duygusal anlar yaşayacaksınız. Han Ji Min ile Nam Joo Hyuk beklenmedik biçimde uyum sağlamışlar birbirlerine. Bir ara ne güzel bakıyor bu çocuk, nasıl doğal oynuyor diye övesim geldi. Han Ji Min'i severim ben zaten. Yıllardır oyunculuğunu severek takip ettiğim bir isim.
Biraz spoil olacak ama; söylemezsem içimde kalacak. Dizinin kilit noktası olay sonucu yıllarından vazgeçmesi ile ben gurur duydum. Kendinin de söylediği gibi, gerçekten yaptığına değer bir hareketti. Keşke hepimizin elinde bunu yapma şansı olsa...

         12 bölüm zaten. Başaralı bir hikaye olacağını şimdiden anladım ben. Tavsiyem kesinlikle.





The Fiery Priest:

          Sırf KimNam Gil için izlemeye başladığım bir yapım. Ama Chief Kim'in yazarının kaleminden çıktığını öğrenince dizinin gözümdeki değeri değişti. İlk iki bölümde yer yer sıkılmış olsam da, kara mizah türünde ilerlediği için de çok başarılı ve seveceğim bir yapım olacağını düşünüyorum.
          Yazarın Kim Kacang yazarı olduğunu öğrendikten sonra tam da onun tarzında bir dizi olduğunu fark ettim. Bir kendini kötülere satmış iyi yürekli 2. başrol  var ki bu sefer ki kadın; -geçen sen bol bromance izledik. Bu sefer romantik komedi izleyeceğiz sanırım. Yine de ben Bromence tercih ederim. -
          Yozlaşmış bir şirketten yozlaşmış bir devlete geçmiş bu sefer yazarımız. İlk iki bölüm giriş olduğundan sizi sıkacakmış hissi verse de; sinirli baş karakterimizin ardında sakladığı hüzün ile sizinde içiniz yanacak ve bence ilerleyen bölümlerde kötüleri yenmesini heyecan ile takip edeceğiz.
          Lee Honey sanırım estetik yaptırmış dudaklarına, Rahatsız edici şekilde kocaman bir ağzı var. Karakteri de çok kaba pek yakıştıramadım kendisine ama bakalım. Gelecek için diziden çok umutluyum yinede. Çünkü kara mizah seviyorum...:)
          Bu da ilk bölümden sevdiğim şahane bir replik...


Touch Your Heart:


          Bu yılın en çok beklenen dizilerinden biri Touch Your Heart. Başrollerin kimyası için bile izlemeye değer bir yapım olduğu için düşünmeden izleyeceğim bir yapımdı zaten. Üstüne webtoon uyarlaması olması sebebiyle daha da izlenmeli hevesi oluşturuyordu benim için. Ve ilk bölümden beni yakalayan nadir yapımlardan biri oldu. Herşeyden önce çok eğleniyorum izlerken, ileri de daha güzel yanlarını izleyeceğiz diye düşünmelerdeyim. Daha çok romantik komedi tadında ilerliyor dizi şimdilik...
          Mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Gerçi daha 3 bölüm izledim ben ama...:)
          Bu arada dizide en çok Shim Hyung Tak ssi'yi gördüğüme sevindim. Let's Eat'ın ilk sezondaki çatlak avukatımız geri döndü. Daha çatlak bir modda hemde...

İzlemek istediklerimden bir Item'i izleyemedim.
 O da duyduğuma göre çok criminal tarzındaymış. 
The Last Empress bittirmeden başlayamam. 
Ki haftalık takip listem fark etmiş olduğunuz gibi 7'ye çıktı. 
Hafta 7 gün 8. diziyi nereye sıkıştırsam....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder