19 Mayıs 2019 Pazar

Esmerleşen Pembe Dünyalar - Bölüm 3

(1. ve 2. bölümü şuradan ve buradan okuyabilirsiniz.)

          Bir dizi senaryosu gibi aylardır gözlerimizin önünde, gerçek kişilerce oynanan sahneler izliyoruz. Dünyada açgözlülük, nefsine yenik düşme zaten gelmiş geçmiş en büyük insanlık sorunu. Bunun getirisi de ne yazık ki adaletsizlik oluyor.

          Adalet sistemi sadece Kore'de bozulmuş diyemeyiz. Tüm dünyada gerçek adalet ne yazık ki yüz yıllardır sağlanamıyor. Bir çok suçlu elini kolunu sallayarak gezerken, nice masum suçluların üzerine yükledikleri yükler ile yaşamak zorunda kalıyor.
          Kadınlar yıllardır erkeklerin gözünde cinsel obje olarak görülüp aşağılandı. 2. sınıf görülüp aşağılandı. Tarihte insanların takip ettiği felsefik öğretiler bile kadını 2. sınıf anlatabiliyordu. Adaletli olmayı öğreten felsefik öğretiler; insanı sınıflara bölüyor, köleleştiriyor, erkekleri kadından üstün görüyordu. Tarihte bir çok defa bu suçlar ne yazık ki kendini tekrar etti bu zihniyetten. İlk değil, son değil bu olaylar ne yazık ki...

          Bu bahsettiğimiz ünlüler de, kadınlara gizlice uyuşturucu içirtip tecavüz etmekle suçlu, bu adice eylemi gerçekleştirdiklerini kanıtlayan görüntüleri gizlice kameraya almakla suçlu, bu görüntüleri paylaşmak ile suçlu.
          Kimisi gencecik yaşta kızları pazarlamak ile suçlu. Kadın pazarlayanlara Türkçe ne deniyor söylemeye gerek yok bence, hepimiz biliyoruz. Bizzat yapmasalar dahi yapıldığını biliyorlardı, bu insansızlığı yapanlar ile yakınlık kuruyorlar, yardım ve yataklıkta buluyorlardı. Yardım ve yataklık kanuni bir suç olmasının yanında, gerçekleştirdikleri herhangi bir eylemin; kanunda yazılı emsalleri bulunmaması olayın suç olmadığını ifade etmez. Ahlak kurallarını; kanun değil vicdan belirler, arkadaşlar bunu unutmayın. 

          "Küçük bir çocuğun babası" savunması yapan eş, anne olan Park Han Byul bile beni hayal kırıklığına uğrattı bu olayda.

           Bu olay ile görüyoruz ki para sandığımızdan daha çok insanları ele geçirmiş durumda, yazık...
Mantık çerçeveleri içerinde baktığımızda; bu işin içinde bir iş olduğu çok belli. Kafalarda bir sürü soru işareti oluştu tabi ki. Kimisi hemen emekli olurken, kimisi hemen paketleme tekniği ile hızlıca içeri alınırken, kimileri tutuklanmıyor.
Parası olan ile parası olmayan arasındaki ayrımı çok net bir şekilde gördük. Arkası sağlam olanlar ile hemen vazgeçilecek olanları gördük.
Ama en kötüsü yüzlerindeki o pişman olmayan ifade idi.

            Tüm bunlar izlediğimiz bir hukuk dizisinin senaryosu gibi adeta. Herşeyin, herkesin para ile satıldığını bize anlatan Kdrama senaristlerini buradan tebrik ediyorum. Bize gerçekleri anlatmışlar; biz dizi deyip geçmişiz, yok artık o kadarı da olmaz deyip sinirlenmişiz. Hakkınıza girmişiz özür dilerim. Dünya bu kadar kötü bir yer, unutuyoruz.

          Olaya fanlar açısından bakarsak; insanlar adeta ikiye ayrıldı. Bir tarafta yazık oldu yıllarıma, emeklerime şoku yaşayan insanlar, yıllarının boş bir kabuğa dönüştüğünü hisseden insanlar; diğer tarafta yapmadı, yapmaz, güveniyoruz, inanıyoruz savunmasındaki insanlar.

          Yazımızın ilk bölümde de bahsettiğimiz gibi gereğinden fazla pembeleşen bu dünya sonunda yandı işte. Birşeyi aşırı sevmenin sonucu her zaman bu oluyor sanırım. Evet büyük bir hayal kırıklığı yaşatmış olsa da o kandırılma odaklı pembe dünyanın patlaması kesinlikle iyi oldu. Gerçekleri görmek her zaman yalanlar ile kandırılmaktan iyidir. Savunan arkadaşlara şunu söylemek istiyorum ki yanlışın arkasında duruyorsunuz arkadaşlar, güveniyorum derken birinin vebaline giriyorsunuz belki. Dünyada savunulacak daha güzel insanlar, daha gerekli mevzular varken, sadece ekrandan tanıdığınız adamları savunmayın.
          Hiç birimiz bilemeyiz gerçekten olanları, gerçekten masum da olabilir ya da masum sandıklarımız gerçekten suçlu da olabilir. %100 gerçekliğinden emin olmadığınız şeylerin arkasında bu kadar emin durmayın. Ama çok sevdiğim de bir atasözü var. "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz." Bile bile lades demeyelim bu olaya. Akışını takip edelim olayların. Bu insanlar babamızın oğlu değil, bizim oğlumuz hiç değil. Ama ola da bilirdi. Yuri'nin abisi gibi bizim abimiz, kardeşimiz, çocuğumuz olabilirdi. Ama yanlış yanlıştır. Yanlışı savunmak yanlış olmaktır. En sevdiğiniz bile olsa adaletli olun. Allah bize dosdoğru olmayı emretti Kur'an-ı Kerim'de.


Bu yazıyı yazmak istemiyordum, Başlamıştım ilk olaylar patladığında ama sonra yazmaktan vazgeçtim. Sonuçta ben sadece izlediği dizileri paylaşan kendi halinde bir bloggerım. 
Takip ettiğim sitelerde ben Kore netizenlerinden daha çok bizim Türk netizenleri okumayı seviyorum. Gördüm ki çok kırıcı bir şekilde hem cinslerini ile tartışıyor. Bu tartışmaya katılmak istemedim ama bazı şeyleri söylemezsem de içimde kalacaktı. Söyledim rahatladım.:)
Çok uzun olduğu içinde 3'e böldüm ki okunabilsin.
Her zaman tek dileğim gerçek adaletin yerini bulması. 
Suçlu insanları takip etmek ben vicdanen istemiyorum çünkü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder