29 Mayıs 2019 Çarşamba

Color Me True




Movie: Color Me True / Tonight, At The Movies  / Tonight, At Romance Theater / 今夜、ロマンス劇場で / Konya, Romansu Gekijo de
Tür: Romantik, Fanstastik
Yönetmen: Hideki Takeuchi
Yazar: Keisuke Uyama
Prodüktör: Juichi Uehara, Miyoshi Kikuchi
Yayın Tarihi:10 Şubat 2018
Süre: 108 min.
Oyuncular: 
  • Haruka Ayase - Prenses Miyuki
  • Kentaro Sakaguchi - Makino Kenji

           Konusu: Siyah beyaz bir filmde aşık olduğu karakterle mucizevi bir şekilde karşılaşan adamın öyküsü...


           Bir sürü absürt yapımı olan Japonlar işi fantastik boyutlara bulaştırmadan da absürt eğlenceli komediler yapabilen bir millet. Bir de fantastik yapımını izleyelim dedim ve filme başladım. 
Açıkçası başlarla sona olan merakım olmasa yarım bile bırakabilirdim. Filmdeki karakterin gerçek bir insan tarafından oynandığı gerçeği beynimi dürtükleyip duruyordu çünkü. Bu kadın gerçekte nerede niye hiç sorgulanmıyor diye düşündüm. 

          Senaryonun son dönüm noktası olan yer bile benim tahmin ettiğim bir yöndeydi. Benim için şaşırtıcı değildi ama verdiği mesaj öylesine güzeldi ki filmin. Zamanla unuttuğumuz ama çok güzel bir yanına dokunuyordu film; aşk olgusunun. Dokunmadan sevebilmek; ne zor ne meşakkatli ama ne güzel ne özel bir meziyet... İstemsizce gözlerinizden yaşlar akıyor finalde; hemde çok tatlı bir mutlu sona rağmen.

          Savaş Döneminin kıyılarında geçen ama; tarihi sadece giysileri ile kendine adapte eden, diğer olaylarına bulaşmayan fantastik başlayan ama güzel duygusal bir son ile biten güzel bir Japon filmi kısaca. 
         Ama sırf bu açıdan bile film birden fazla şey anlatıyor da ben çok ara vermek zorunda olduğu için bazı şeyleri anlayamamışım gibi bile geliyor. Gelecekte tekrar bile izleyebilirim.:)

Filmi benimle buluşturan Firarice Paylaşımlar'a sonsuz teşekkürler...


27 Mayıs 2019 Pazartesi

The Dude In Me




Adı: 내안의 그놈 / Naeanui Geunom
Türü: Fantastik, Komedi, Aksiyon
Yönetmen: Kang Hyo-Jin
Yazarlar: Shin Han-Sol, Jo Joong-Hoon, Kang Hyo-Jin
Prodüktör: Kim Dong-Joon, Lee Seo-Yeol, Lee Seung-Hyo
Çıkış Tarihi: 9 Ocak 2019
Süre: 122 dk.
Oyuncular: 

  • Park Sung Woong / Jang Pan Soo
  • Jin Young / Kim Dong Hyun
  • Ra Mi Ran /  Oh Mi Sun
  • Lee Soo Min / Oh Hyun Jung
  • Lee Joon Hyuk / Man Chul
  • Kim Kwang Kyu / Kim Jong Ki

Konusu: Bir kaza sonucu ruhları yer değiştiren mafya babası ve lise öğrencisinin hikayesi...

          Konu; fark etmiş olduğunuz üzere çok bilindik bir konu. O yüzden filmi defalarca görsem de bende çoğu kişi gibi izlemesem de olur düşüncesi ile geçtim gittim. Lakin film içinden bir sahne görünce tesadüfen instagramda bir şans vermeye karar verdim boş vaktimde. 

          İyi ki o şansı vermişim. Çok eğlenceli güzel bir filmdi. Geçip giden herkese tavsiye ederim. Evet sizi yanıltan, şaşırtan bir senaryosu yok. Çok tahmin edilebilir olay örgüleri var. Ama ciddi anlamda eğlenceli ve sevimli bir yapım. Oyuncularda çok başarılı performans koymuşlar ortaya. 

          Park Sung Woong ssi genelde aksiyon sahneleri çeken tarafta olurken bu kez saklanan tarafta olması ve içine liseli kaçmış eğlenceli hareketleri... Gerçekten saygı duymayı hak eden başarılı bir rol yeteneği var.
          Filmin asıl başrolü en çok efor harcayanı B1A4 üyesi Jin Young da o kadar başarılı bir performans koymuş ki ortaya içine adeta ajussi kaçmış gibi hissettik. Bir an bile şüphe duymadık.

          Son dönemde okullarda artan şiddet olaylarına çok güzel göndermeleri de var filmin. 

          Klasik bir konudan başarılı oyunculuk ve akıcı senaryo ile güzel işlerde çıkabiliyor işte ortaya. Ön yargılı olmamak lazım. 

24 Mayıs 2019 Cuma

Happy Marriage

          Uzun zamandır bir Japon dizisi izlememiştim. Özellikle Yeppudda kapandığından beri diğer uzak doğu dizilerine ulaşmak benim için daha da zorlaştı.

           Anlaşılmalı evlilikler klasik hikayelerden de olsa benim için eğlenceli çerezlik yapımlar olmuşlardır her zaman. Çok ağır yapımlardan sonra kafa dağıtmak için güzel bir reçetedir.

           Happy Marriage 2009 - 2012 yılları arasında yayınlanmış bir manga uyarlaması.

           Gayri meşru çocuk olduğu için aşırı zengin ailesine kabul edilmeyen Mamiya Hokuto; aileye girebilmek ve şirkette görev almak için Takanashi Chiwa ile anlaşmalı olarak evlenir. Oğlumuzun tek derdi şirket iken; kızımız aşk evliği yapmak isteyen fakir ama gururunu kumarbaz babası yüzünden koruyamayan bir genç kızdır.

           Hikaye konu olarak gerçekten çok klasik. Lakin bir Japon yapımı olduğu için gereksiz sahnelerden temizlenmiş özet bir dizi. Sıkmadan kendini izlettiren, aşırı komik olmasa da aşırı dramdan da uzak duran bir yapım.

          Adına yakışır mutlu bir evliliği anlatıyor. Bir önceki neslin yani bizim anne babalarımızın görücü usulü ile evlenip, farklı hayat tarzlarına rağmen; birbirlerine destek olup mutlu bir aile kurdukları gibi kurulan bir aile izliyoruz dizide. Kıskançlıklara, kafa karıştırmak isteyenlere inat ayrılmayan ve birbirini zamanla seven tatlı bir çift.

          Diğer diziler ile karşılaştırdığımızda akıcı olmaktan ziyade durağan bir yapım. Ama geçmişe dair olan olayların bilinmezliği diziye küçük bir merak katıyor. Bu da diziyi bitirmeye teşvik etti beni.


Adı: はぴまり / Hapimari
Türü: Romantik
Bölüm Sayısı: 12
Yayın Tarihleri: 22/06/2016 -31/08/2016 (Çarşamba)
Yayınlandığı Kanal: Amazon Prime
Giriş Şarkısı Everybody Go - Kis-My-Ft2

Oyuncular:
  • Dean Fujioka / Mamiya Hokuto
  • Seino Nana / Takanashi Chiwa

OST:
1.No No No (K. Remix) - Cross Gene
2.Uroko - Hata Motohiro
3.Anata to Zutto - Cana

23 Mayıs 2019 Perşembe

Beautiful Vampire



Orijinal adı: 뷰티풀 뱀파이어 (Güzel Vampir)
Yönetmen: Jude Jung
Süre: 72 dakika
Vizyon Tarihi: 13 Temmuz 2018

Oyuncular:

Jung Yeon Joo - Ran
Song Kang - Lee So Nyun

          Konusu için; 500 yaşındaki fakir ama güzel vampirin çok tatlı bir oğlancık ile kesişen yolları diye biliriz kısaca.

          Bazı filmler vardır. Neden yapıldığını ne anlatılmak istendiğini bilmezsiniz ama izlersiniz. Beautiful Vampire filmi benim için o filmlerden oldu. Gereğinde fazla kanlı Monstrum filmini izledikten sonra kafamı dağıtacak çerezlik birşeyler izlemeliyim reçetesiydi bu film benim için. 

          Başı sonu belli olmayan romantik komedi tarzında hiç birşey anlatmayan ama filmi kendi içinde 5 bölüme bölerek birşeyler anlatacakmış havası veren bir film. Yine de ben izlediğime pişman değilim. Tavsiye etmem, izlemem, ama o an izlemek için en uygun filmde kesinlikle buydu. Monstrum dan sonra izleyelim diye yapılmış sanki.:D

İşlenişi bakımından, sonu bakımında bir dizinin giriş bölümü gibiydi aynı zamanda.


21 Mayıs 2019 Salı

Monstrum



Orijinal adı: 물괴 - Moolgwoe
Bilinen Adı: Monstrum / Strange Object
Yönetmen: Huh Jong Ho
Yazar: Huh Jong Ho
Süre: 105 dakika
Vizyon Tarihi: 12 Eylül 2018

Oyuncular:

          1527 yılında, Kral JungJong'un döneminde vuku bulmuş bir olaya dayandırılarak hazırlanmış, fantastik, aksiyon konulu bir film Monstrum. Hem gerçekliğe dayandırılıp hem fantastik türünde olması biraz garip bir his uyandırıyor konuyu okuyunca. O yüzden biraz tarihi kaynaklarını karıştırayım dedim ama aradığımı bulamadım, bulmak için de çok zorlamadım. Meraklı arkadaşlar; http://sillok.history.go.kr/search/inspectionMonthList.do linkinden Kral Jung Jong döneminde tutulmuş tarihi kayıt defterinden araştırmalarını derinleştirebilirler. :)

           1527 yılında halk arasında bir canavar söylentisi yayılır. Dağa çıkan geri gelememektedir. Dedikodular, abartılar, korkular olayın boyutunu daha da büyütür. Ülke inanılmaz bir kaousun içine girer. Korkudan kıtlık, açlık sorunları da baş gösterir. Kral çare olarak en güvendiği adamını göreve geri çağırır ve olmadığına inandığı canavarı yok etmesi için görevlendirir.

          Film inanılmaz kanlı bir film. Param parça olmuş insanlar ve dere gibi su gibi akan kanlar filmde en çok dikkat çeken özellik. Çok kanlı olmasını saymazsak aksiyonu bol ve akıcı bir film. Mantık sınırlarını zorladığı anlarda bile izleniyor.

           Man to Man ile tanıdığım ve Kore'deki sevilen sayılan aktörlerden bir olan Park Sung Woong ssi de filmde oynuyor. Kendisinin ilk kez bir filmini izledim. Kötü adamdı, sevimsizdi. :D
Haechi ile tanıdığımız ve saygımızı kazanan aktör Lee Kyoung Young ssi de bu arada katıksız ve açgözlü bir kötü adamdı.
Başrol Kim Myung Min en başarılı olan isimdi hiç şüphesiz filmde.

          Tavsiyem bir film değil. Açgözlülüğün, kibrin sonuçlarını diğer yapımlarda gördüğümüz klasik dersler ile vermiş. Edebi anlamda diğer yapımlardan ayıran özel bir yönü yok açıkçası. Lakin kötü bir filmde değil kesinlikle.
Benim izleme sebebim tarihi gerçekliğe dayandırılmasıydı.

          Bu arada Kral JungJong bizim Jang Geum'un yaşadığı dönemin kralı. Benim için Kral Jung Jong Im Ho ssi demek. Im Ho ssi'yi göremeyince Kral Jong Jung izlememiş gibi hissediyorum kendimi.:))


19 Mayıs 2019 Pazar

Esmerleşen Pembe Dünyalar - Bölüm 3

(1. ve 2. bölümü şuradan ve buradan okuyabilirsiniz.)

          Bir dizi senaryosu gibi aylardır gözlerimizin önünde, gerçek kişilerce oynanan sahneler izliyoruz. Dünyada açgözlülük, nefsine yenik düşme zaten gelmiş geçmiş en büyük insanlık sorunu. Bunun getirisi de ne yazık ki adaletsizlik oluyor.

          Adalet sistemi sadece Kore'de bozulmuş diyemeyiz. Tüm dünyada gerçek adalet ne yazık ki yüz yıllardır sağlanamıyor. Bir çok suçlu elini kolunu sallayarak gezerken, nice masum suçluların üzerine yükledikleri yükler ile yaşamak zorunda kalıyor.
          Kadınlar yıllardır erkeklerin gözünde cinsel obje olarak görülüp aşağılandı. 2. sınıf görülüp aşağılandı. Tarihte insanların takip ettiği felsefik öğretiler bile kadını 2. sınıf anlatabiliyordu. Adaletli olmayı öğreten felsefik öğretiler; insanı sınıflara bölüyor, köleleştiriyor, erkekleri kadından üstün görüyordu. Tarihte bir çok defa bu suçlar ne yazık ki kendini tekrar etti bu zihniyetten. İlk değil, son değil bu olaylar ne yazık ki...

          Bu bahsettiğimiz ünlüler de, kadınlara gizlice uyuşturucu içirtip tecavüz etmekle suçlu, bu adice eylemi gerçekleştirdiklerini kanıtlayan görüntüleri gizlice kameraya almakla suçlu, bu görüntüleri paylaşmak ile suçlu.
          Kimisi gencecik yaşta kızları pazarlamak ile suçlu. Kadın pazarlayanlara Türkçe ne deniyor söylemeye gerek yok bence, hepimiz biliyoruz. Bizzat yapmasalar dahi yapıldığını biliyorlardı, bu insansızlığı yapanlar ile yakınlık kuruyorlar, yardım ve yataklıkta buluyorlardı. Yardım ve yataklık kanuni bir suç olmasının yanında, gerçekleştirdikleri herhangi bir eylemin; kanunda yazılı emsalleri bulunmaması olayın suç olmadığını ifade etmez. Ahlak kurallarını; kanun değil vicdan belirler, arkadaşlar bunu unutmayın. 

          "Küçük bir çocuğun babası" savunması yapan eş, anne olan Park Han Byul bile beni hayal kırıklığına uğrattı bu olayda.

           Bu olay ile görüyoruz ki para sandığımızdan daha çok insanları ele geçirmiş durumda, yazık...
Mantık çerçeveleri içerinde baktığımızda; bu işin içinde bir iş olduğu çok belli. Kafalarda bir sürü soru işareti oluştu tabi ki. Kimisi hemen emekli olurken, kimisi hemen paketleme tekniği ile hızlıca içeri alınırken, kimileri tutuklanmıyor.
Parası olan ile parası olmayan arasındaki ayrımı çok net bir şekilde gördük. Arkası sağlam olanlar ile hemen vazgeçilecek olanları gördük.
Ama en kötüsü yüzlerindeki o pişman olmayan ifade idi.

            Tüm bunlar izlediğimiz bir hukuk dizisinin senaryosu gibi adeta. Herşeyin, herkesin para ile satıldığını bize anlatan Kdrama senaristlerini buradan tebrik ediyorum. Bize gerçekleri anlatmışlar; biz dizi deyip geçmişiz, yok artık o kadarı da olmaz deyip sinirlenmişiz. Hakkınıza girmişiz özür dilerim. Dünya bu kadar kötü bir yer, unutuyoruz.

          Olaya fanlar açısından bakarsak; insanlar adeta ikiye ayrıldı. Bir tarafta yazık oldu yıllarıma, emeklerime şoku yaşayan insanlar, yıllarının boş bir kabuğa dönüştüğünü hisseden insanlar; diğer tarafta yapmadı, yapmaz, güveniyoruz, inanıyoruz savunmasındaki insanlar.

          Yazımızın ilk bölümde de bahsettiğimiz gibi gereğinden fazla pembeleşen bu dünya sonunda yandı işte. Birşeyi aşırı sevmenin sonucu her zaman bu oluyor sanırım. Evet büyük bir hayal kırıklığı yaşatmış olsa da o kandırılma odaklı pembe dünyanın patlaması kesinlikle iyi oldu. Gerçekleri görmek her zaman yalanlar ile kandırılmaktan iyidir. Savunan arkadaşlara şunu söylemek istiyorum ki yanlışın arkasında duruyorsunuz arkadaşlar, güveniyorum derken birinin vebaline giriyorsunuz belki. Dünyada savunulacak daha güzel insanlar, daha gerekli mevzular varken, sadece ekrandan tanıdığınız adamları savunmayın.
          Hiç birimiz bilemeyiz gerçekten olanları, gerçekten masum da olabilir ya da masum sandıklarımız gerçekten suçlu da olabilir. %100 gerçekliğinden emin olmadığınız şeylerin arkasında bu kadar emin durmayın. Ama çok sevdiğim de bir atasözü var. "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz." Bile bile lades demeyelim bu olaya. Akışını takip edelim olayların. Bu insanlar babamızın oğlu değil, bizim oğlumuz hiç değil. Ama ola da bilirdi. Yuri'nin abisi gibi bizim abimiz, kardeşimiz, çocuğumuz olabilirdi. Ama yanlış yanlıştır. Yanlışı savunmak yanlış olmaktır. En sevdiğiniz bile olsa adaletli olun. Allah bize dosdoğru olmayı emretti Kur'an-ı Kerim'de.


Bu yazıyı yazmak istemiyordum, Başlamıştım ilk olaylar patladığında ama sonra yazmaktan vazgeçtim. Sonuçta ben sadece izlediği dizileri paylaşan kendi halinde bir bloggerım. 
Takip ettiğim sitelerde ben Kore netizenlerinden daha çok bizim Türk netizenleri okumayı seviyorum. Gördüm ki çok kırıcı bir şekilde hem cinslerini ile tartışıyor. Bu tartışmaya katılmak istemedim ama bazı şeyleri söylemezsem de içimde kalacaktı. Söyledim rahatladım.:)
Çok uzun olduğu içinde 3'e böldüm ki okunabilsin.
Her zaman tek dileğim gerçek adaletin yerini bulması. 
Suçlu insanları takip etmek ben vicdanen istemiyorum çünkü...

Esmerleşen Pembe Dünyalar - Bölüm 2

          Bir çok Kpop sever için FT Island, CN.Blue, BigBang ilk tanıdıkları gruplardandı, ilk göz ağrısı idi belki. You're Beautiful ile hayatıma giren CN.Blue; çok kaliteli bulduğum, yıllarca şarkılarını dinlediğim bir gruptu benim. Lee Jong Hyun'un sesini çok severdim. BigBang'in Fantastic Baby şarkıcı asla eskimeyecek şahane bir hit olarak kalacaktı her zaman. Jong Jun Hyung'un rap'ini de beğenirdim. Ben bile Kpop ile çok alakadar olmamama rağmen, bu kadar etkilendiysem; onları gece gündüz destekleyen, her zaman yanlarında olmaya çalışan, emek veren fanları nasıl yıkılmışlardır tahmin bile edemiyorum. Ama daha acı olanı 2. postaydı. Açıklanmayan diğer isimler kim merakı yayıldı bu sefer etrafa. İnsanlar bilmek istiyordu, körü körüne birini desteklemeye korkuyordu. Çünkü bu dava insan haklarına aykırı davranışların bir davası idi. 

          Daha sonra takip etmeyenlerin bile mutlaka diziler sayesinde dinlediği iki ismin daha bu grupta olduğu çıktı ortaya; Eddy Kim ve Roy Kim. Goblin dizisinin en sevdiğim şarkıların biri You Are So Beautiful da diğer şarkılar gibi elimden kayıp gitti bu isimler yüzünden. Sonra 2Am JinWoon, Super Junior Kangin isimleri patlayıverdi medyada, SM şirketinin bir mankeni ile. Polis bu açıklanan 3 ismin farklı bir Katalk grubunda olduğunu açıkladı ve ifade almalarına gerek olmadığını söyledi. Jong Jun Young onlar ile katıldığı bir program sebebi ile onlara da bir Kakaotalk grubu açmış. Pisliğini her fırsatta, her yere yaymaya çalışmış bu olay ile anlamış olduk. 

          Daha fazla Kakaotalk grupları olması işin içinde daha fazla ünlü var demek ki. Daha fazla sevdiğimiz insanlar bu pisliğin işine karışmış demek ki. Tabi antiler fırsattan istifade sevmedikleri insanları bu skandal ile anmayı ihmal etmediler. Bir çok isim yansıdı haberlere. 
          Sadece o da değil, yıllardır birlikte çalıştıkları grup arkadaşlarına da büyük bir darbe oldu bu olaylar. Herkesin aklına ilk onlar geldi. Sevenleri için; bilip engel olamadıkları düşünceleri bir yanda, umarım bulaşmamıştır dilekleri bir diğer yandaydı. 

          Hal böyle olunca eski sayfalar açıldı, eski programlar izlendi. Zico'nun bir eğlence programında Jung Jun Young ile yaptığı bir altın telefon muhabbeti geldi akıllara. Bu durum otomatikman Zico'yu da bu olayın içine dahil ediyordu. Ama Zico itiraz etti, "ben sadece rehber bakardım". Aklı başında mantıklı insanlar bu açıklamayı asla yemedi. Fakat kendisi hakkında herhangi bir suçlamada polis kanalından gelmedi. Onun beklerken Roy Kim ve Eddy Kim isimleri açıklandı.

          Olay sadece Kpop idollerini kapsamıyordu. Park Han Byul'un kocası, SNSD Yuri'nin abisi de bu grupta yer alıyordu. Utanmaz açıklamaların mimarı bir abiden bahsediyoruz. "Tüm Kore Erkekleri suçlu, bunu herkes yapıyor" deyip olayı meşrulaştırmaya çalışan utanmaz bir abi olarak kalacak her zaman tarihte. Kendi kız kardeşini düşünmeden pislik içinde yüzen insanlar olmaları olayı daha da mide bulandırıcı hale getiriyor ne yazık ki. 

          Suçlular ortadaydı, peki mağdurlar neredeydi? Kadınlar korkuyordu. Emin bile değillerdi başlarına gelenlerden. Ne diyebilirlerdi ki; toplumda dışlanma korkusu, kara lekeyi yüzüne sürme korkusu varken kim ortaya çıkabilirdi?
          İsimlerini gizlenerek ortaya çıktılar. Alınan ifadeler ile konuşmalar, resimler, videolar eşleşince korkunç gerçekler kanıtlanmış oldu. 
          Fanlarının çoğunluğu kadınlardan oluşan bu şarkıcılar, bırakın fanların onlara verdiği değeri önemsemeyi, öz kardeşlerini, annelerini bile düşünmemişlerdi. 

          Olay ne yazık ki sadece Kakaotalk bile değildi. Asıl mesele Burning Sun gece kulübüydü. Asıl hadsizlik, asıl insanlığa yönelik suçlar orada işleniyordu, uyuşturucu, tecavüz, fuhuş... Çıbanın başıydı adeta Burning Sun gece kulübü. 
          Çıban patlarsa içeriden sadece ünlüler çıkmayacaktı. Herkesin dilinde tek bir cümle vardı. "Burning Sun sadece buz dağının görünen kısmı." Arkada politikacılar, ekonomiyi etkileyen büyük şirketlerin CEO'ları var deniliyor iken;

          Birden Park YooChun haberleri patladı medyada. Önce eski nişanlısı Hana, uyuşturucudan tekrar tutuklandı. Sonra uyuşturucu kullanmaya zorlandığını söyledi. Park Yoo Chun açıklama yaptı; "O ben değilim. Gelecekte beni suçlar ise o ben değilim" dedi. Gerçekten kısa süre sonra Hana'nın ifadesi değişti ve Yoo Chun'un ismi verildi. "Yoo Chun her türlü teste, iş birliğine açığım" dedi. İlk test temiz haberleri açıktı. Sonra kanıtları yok etmekten suçlandı; saçını boyamak, tüylerini tıraş etmek sebepleri ile. Sonra ne hikmetse biraz argo konuşacağım kusura bakmayın yoklanmadık yerini bırakmadılar herhaldeki kıl örneği alındı, tekrar test yapıldı ve test 3 haftada sonuçlanacak iken bir hafta içinde sonuçlandı. Önce şirketi, sonra avukatı el etek çekti Park YooChun'dan. Başta kullanmadım diye diretse de, tekrar test isteyeceğim dese de, herkes onu terk edince sonunda kabullendi. Adeta paket yapma hızında tutuklandı ve içeri alındı. 
          İnsanlar ikiye ayrıldı. Yoochun'un masum olduğunu savunanlar, piyon olarak kullanıldığı ve tehdit edildiğini söyleyenler; Yoochun suçlu olduğu için ceza evinde sürünsün diyenler...

          Bir arada Jong Jun Hyung ve Choi Jong Hoon suçlu bulundular ve tutuklandılar. Medyayı ve kamu oyunu farklı olaylar ile bulundurmaya çalışsalar da herkesin gözü hala Burning Sun olayında ve Seungri de idi. 

          Nihayet tutuklanmayı planladıkları haberi alındı. Alaylar edildi sonunda akıl edebildiler diye. Ama dünya da hala saf insanlar var. Hala adalet gerçekleştirilebilir umudu olan insanlar var. Biz o insanlarız işte. Tüm Kore halkına ve diğer Kore severlere asıl darbeyi indirdiler bu hafta. Seungri ve Park Han Byul'un eşi tutuklanmadı. "Mahkemenin kararına saygı gösterip, tekrar tutuklama talep etmeyeceğini" bildirdi polis üstüne. 

          Adalet resmen bir kez daha öldürüldü bir yerlerde. Gelecekte neler olur bilinmez ama dileriz ki suçlular cezasını bulur. 

Peki tüm bu karmaşa bizlere nasıl yansıdı? 

Esmerleşen Pembe Dünyalar - Bölüm 1

          Kore; önce dizileri ile girdi hayatımıza. Bir avuç insandık bir zamanlar. İmkanlar dardı.
Eskiden sağda-solda, gazetede-internette-televizyonda, alakalı-alakasız bir Güney Kore haberi gördüğümüzde sevinen insanlardık biz. Huzur dolu bir ortamdı bizimkisi. Kavga yok, gürültü yoktu. Paylaşımcı insanlardık biz küçük pembe dünyalarımızda. Paylaşarak çoğalırdık bloglarda. Kimse kimseyi kırmaz hatta kırmaktan korkar, destek olurdu herkes birbirine.
          Sevdiğimiz ünlülerin rol paylaştığı kadınları biz de kıskanırdık ama yaptığımız komik yorumlar daha çok birbirimizi eğlendirmek, güldürmek içindi. Dozumuzu her zaman bilir, karşımızdakilerinde bizi bildiğini bildiğimiz rahatlıkla konuşurduk. Severdik biz Koreliler ile gerçeklikten kopmayı, orası bizim yorucu hayatlarımızda uzaklaşıp, nefes aldığımız pembe bir dünya idi. Ama her zaman orada yaşamaz kendi sınırlarımızı bilir, gerçeklikten kopmazdık biz.

          Sonra kitle genişledikçe, durumlar değişiverdi bir anda. Kpop dünyaya yayıldıkça bizde de yayıldı. Bizim paylaşmayı sevdiğimiz, öğretmeyi sevdiğimiz, öğrenildiğinde sevindiğimiz bu dünya sertleşmeye başladı bir yanda. Gençler güzel sahiplenmişti Koreli İdolleri ama kırıcı olmaya, savunurken saygısız tavırlar göstermeye başladı bir tarafta. Oysa Kore medyası bizi bir araya getiren basit bir hobiydi sadece. Sonra baktım ki senin idolün böyle, benim ki şöyle kavgaları vardı etrafta. En garipsediğim ve trajikomik bulduğum durum ise; BTS grubunu yazıldığı gibi okuyanlara verilen sert tepkilerdi. Kpop severlerin bu tavırları kendi kendilerini ötekileştirmekti adeta bence. Sonuçta burası Türkiye Cumhuriyeti ve biz senelerce fiftycent'i ellisent diye okumuş insanlardık. İngilizce dersinde hocalardan az azar yemiş insanlar olmamıza rağmen gördüğümüz her sayıyı Türkçe okuyan insanlardık. Herkes, her öğrenci İngilizce dersinde bunu yaptı, eminim ki yapmaya devam ediyor. Bu da aslında dünyanın ne kadar değiştiğini anlatıyor bize bir yerde. Olayın ne Kpop ile ne de BTS ile alakası var bence. Olay bizim birimize olan saygımızı, sabrımızı, tahammülümüzü kısacası, anlayışımızı kaybetmemizden kaynaklanıyor.

          Gençlerin deli akan kanlarından sebep biraz sert tepki görenler, olayı daha da sertleştirmeyi seçti bir anda. Özellikle kendini muhafazakar kesim olarak adlandıran bazı yaşını başını almış ama akıl alamamış insanlar çeşitli karalama politikası yapmaya başladı internet ortamında Kpop hakkında.
Cinsiyetsizlikten tutun, türlü türlü karalama cümlelerle ailelerin gözlerini korkutmaya çalıştılar bir anda.
          Biz eski grup bir yandan kızıyorduk ne dediğini bilmez, araştırmadan kendi boş fikirleri ile konuşan bu insanlara; bir yandan da gençlerin aşırılığının bir kaşınma biçimi olduğunun da farkındaydık ki savunamıyorduk. Sasaeng diye adlandırılan saplantılı fanların içinde Türklerinde olduğunu öğrenmek savunmamıza en büyük engeldi.
Bizim nefes aldığımız pembe dünyacıklar ne yazık ki sınırları aşmıştı bazıları için. Gerçeklikten koparmıştı bazılarını.
          Tam da bu gelgitlerle uğraşırken, öyle bir olay patladı ki Kore'de tüm pembe dünyacıklar bir anda esmerleşti. Herkesin biz eskilerinde yıllarca takip ettiği dinlediği sevdiği isimler bir anda çöpe döndü. Bu olay öyle bir olay ki sınırları aşan, tüm savunmaları çökerten ama en önemlisi hayal kırıklıkları yaratan bir darbe oldu Kore Medyası'na.

          Evet bahsetmeye çalıştığım şey Kakaotalk mesajları ile ortaya dökülen fuhuş, gizli kamera skandalları.
          Aslında ünlülerin dünyasının her zaman temiz olmadığı tahmin edilen bir gerçekti. İlla ki gözle görülüp, elle tutulur sebeplere ihtiyacımız yoktu bilmemiz için. Ama olabiliritesi olması ile gerçekten kanıtlanması çok farkı hissiyatlarmış anlamış olduk bu olay ile.
          Kpop bugüne kadar önümüze hep sömürü sektörü olarak yansıdı. Kölelik sözleşmeleri ile hayatları zehir edildiğine inandığımız insanların başkalarının hayatlarına eziyet olması adeta yıkılan bir gökdelen etkisi yarattı bizler de.

            Bilmeyenlere skandaldan kısaca bahsedelim. Ki hemen düzeltiyorum. Bu bir skandal değil bir suç. Kanıtlanmış bir suç.

            Şarkı yarışmalarından biri ile ünlenen şarkıcı Jong Jung Young gizli kameralar ile çektiği seks videolarını arkadaşları ile kurduğu bir Kakaotalk (bizdeki Whatsapp tarzı bir uygulama olan) Kakaotalk grubunda paylaşıyor. Ünlü bir ismin arkadaşları da ünlü oluyor tabiki... Sadece izinsiz çekilen videolar mı? Bayıltıp çekilen tecavüz videoları var aynı zamanda. Fuhuş, kumar, ahlaksızlık, edepsizlik, karaktersizlik bu davanın diğer ayrıntıları.

            Ama asıl Kpop'u sarsan isim kesinlikle Seungri. Tüm bu skandalların baş ismi; BigBang'in en küçük üyesi öyle naneler karıştırmış ki, Türkçe'de çok ağır bir kelime var P ile başlayıp k ile biten ama ben kullanmayacağım. Bildiğiniz kadın pazarlamış insanlara, Kakaotalk grubunda olması ayrı bir dava, yabancı yatırımcılara rüşvet mahiyetinde sattığı kadınlar başka bir dava... Bunları tek başına yapamayacak olması bir şirkete bağlı olduğu gerçeği ile bir başka dava. Tabi bunlar bize açıklananlar, daha neler var kim bilir...
           BigBang'in globalde aldığı ödüller ile tüm VIP ler gururla dolanırken, Seungri yüzünden hepsi utançla dolaşır oldu. Harcadıkları zamana, gösterdikleri temiz duygulara üzülür oldu.

           Ben Jong Jung Young falan bilmezdim açıkçası. Mutlaka görmüş duymuşumdur ama özellikle takibimde olan bir adam değildi.

           FT Island Kore'de tanıdığım ilk gruplardan biriydi. Grubunun tamamını bilmesem de Hong Ki her zaman sevdiğim bir isimdi İlk tanıdığım ünlülerden biriydi. Onun grubunun lideri olan Choi Jong Hoon da o karanlık Katalk grubunda imiş. Asıl acı olan Hong Ki'nin onun yüzünden bir süre halkın gözünde zan altında kalmasıydı. Hong Ki adam gibi olduğunu ondan vazgeçerek bize göstermiş oldu. Ama bizim güvenimiz o kadar sarsıldı ki bu cümleyi kurmaktan gelecekte korkabilirim düşüncesi aklımdan alt yazı olarak geçmekte artık her daim.

           Son dönemde; Cube den ayrılarak fanlarının desteği alıp kendi şirketlerini kuran Highligth'ın rapper'ı söz yazarı sevilen isimlerinden biri Yong Jun Hyung bir başka kötü isim oldu. Yapılan açılmaya göre bu isimler ile anılan katalk gurubunda yer almıyordu ama, özelden Jong Jung Young kendisine o videolardan birini atmış, o da izlemiş ve komik birşeymiş gibi gülüp, kötü yorumlarda bulunmuştu. Bu yüzden emekli oldu. Yasa dışı paylaşım yapmadığı için herhangi bir cezayı işleme tabi tutulmayan isim, gruptan ayrılarak emekli oldu. Ve bir çok şarkıcı ile yaptığı düetleri bile dinleyemez hale getirdi bizi. Gerçekten büyük bir hayal kırıklığı oldu sevenlerine.

           Sarsılan güvenlerin baş mimarlarından bir diğer isim CNBlue grubunda sesini severek dinlediğimiz Lee Jong hyun... Benim için bile hayal kırıklığıydı gerçekten. A Gentleman's Dignty dizisinin bayıldığım My Love şarkısını dinleyemiyorum artık.
           Öyle videoları çıktı bu olayın üstüne ödül törenlerinde bayan idolleri resmen taciz ettiği ama hiç birimizin uyanamadığı mesela.
           Yukarı da saydığımız 4 isim olay patlar patlamaz hemen emekli olurken bu adi askerde ses etmeden olayın kapanmasını bekliyor. Daha çok bekler. Olay kapansa da unutmayacağız bilsin.

İlk patlayan haberler böyle idi işte sevgili çingular. 
Yazının devamını şuradan okuyabilirsiniz.

17 Mayıs 2019 Cuma

Haechi

          30 Nisan'da final veren Haechi dizisi ile birlikteyiz bugün sevgili çingular.



           Dizinin baş kahramanı Jung Il Woo'un hayat verdiği Kral Yeongjo olmasına rağmen, kralın hayatı anlatılmıyor dizide. Kendisinden önce tahta geçen abisinin; 4 yılı, öncesini ve sonrası anlatılıyor. Asıl anlatılmak istenen kesinlikle kralların hayatı falan değil zaten. Adından da anlaşılacağı gibi dizi adalet arayışını anlatıyor. Politika, vicdan, aile bağları gibi kavramların yanlışları ve doğrularını nasıl manipüle ettiği anlatılıyor. (Haechi adaleti arayan efsanevi bir hayvanın adı-imiş.)
          Dünyanın gelip geçici olduğunu da çok güzel vurguladıkları halde bu dünyalarını kurtarmak için çıkarlarının peşinde koşan insanların dizisi aynı zamanda Haechi.

           Oyuncuların oyunculuklarını konuşturduğu bir dizi benim için. Adaletin hayal ile gerçek arasındaki durumunu anlatan afilli cümlelerinden ziyade ben oyunculukları ile hatırlayacağım diziyi.

          Jung Il Woo ssi'nin askeriye dönüşü rol aldığım ilk dizi olma özelliği taşıyan bir dizi kendileri aynı zamanda. Hal böyle olunca dizinin başarısı Jung Il Woo için mükemmel bir geri dönüş oldu diyebiliriz. Jung Il Woo kaliteli bir oyunculuk izletti bize elbette. Bir bakışı ile karakterin duygularını ekrana yansıtabildi.

          Diğer karakterler de çok başarılıydı. Özellikle devlet adamları.
Noronların başı Min Jin Hun öyle değişik bir karakterdi ki başlarda baya baya nefret ettirdi kendini bizden. Olaylara her türlü çomağı soktu hiç usanmadan. Sonradan yazar bu karakteri öyle güzel anlattı ki bize, öyle güzel doğru yola girdi ki adam sevdik kendisini. Elbette ki karaktere can veren Lee Kyung Young ssi'nin başarılı performansı da çok etkili bu övgülere.
Noron lideri ile Soron liderinin arasındaki dostlukta çok güzel ve derin duygular anlatan türdendi. Hem düşman hem dost gibiydiler. Sadece farklı ailelerde doğdukları için düşman olmak zorunda kalan iki arkadaşlardı. Saygılı düşmanlıkları çok güzel bir örnekti. 
           Sevdiğim bir diğer devlet adamı Lee Kwang Jwa idi. Zaten Im Ho ssi çok sevdiğim bir oyuncudur, ilk göz ağrılarımdan... Bu dizide görmek beni çok mutlu etti. Uzun zamandır izlememiştim kendisini. O diziye girdikten sonra dizi benim için daha da izlenilesi oldu sanki.😊

          Dizinin en büyük talihsizliği Go Ara'nın çok iyi giderken birden dizi setinde kaza geçirmesi oldu. Dizi; çok daha heyecanlı sahneler bize sunabilecek iken ne yazık ki herkesin eli kolu bağlandı. Kızcağız kıpırdamadan tüm sahnelerini yüksek bir şeyin üzerinde oturarak çekti. Buna rağmen profesyonellikten uzaklaşılmadan çok başarılı bir yapım koyduklarını düşünüyorum ortaya.

           Dizide başarılı bir başka performansın sahibi Jung Moon Sung ssi idi. Kendisini uzun süre Yi Tan olarak hatırlayacağım ben. Bir kaç yapımda daha görmüş olmama rağmen dikkatimi About Time dizisinde çekmişti. Acıklı hikayesine orada ne kadar üzüldüysek, bu dizi de 5000 katı nefret ettik kendisinden. Gerçekten yetenekli bir oyuncu olduğunu kanıtladı bence bu dizi sayesinde.

          Bir de çok havalı karakterimiz Park Mun Su vardı. İyi adamdı, hoş adamdı, zeki adamdı, sadık adamdı, cesur adamdı ama karakteri gereğinden fazla havalı yapmaya çalıştıkları sahnelere anlam veremedim ben. Sahte durmuş biraz. Sanki savaşa giderken zırhlarını giyen Koreli bir askerden ziyade batmobile binecek Badman havası vardı, sahne olarak olmamıştı. Oyuncu ile alakalı değil yönetmen ile alakalı abartılardı bence.

          Yi San, Dong Yi dizileri ile tanıdığımız senarist Kim Yi Yong'un kaleminden çıktı dizimiz bildiğiniz üzere. Senarist aynı olunca, insanın zihninde de bağlantılar oluşuyor bu üç dizi arasında ister istemez. Şu yazımda da bahsetmiş olduğum gibi...

          Dizi sayesinde anlıyorsun; Dünyada hiç birşey değişmemiş. İnsanlar zamanla yozlaşıp aç gözlülüğüne yenik düşüyor. Kral Yeongjo o şartlarda yeni reformalar yaparak sağladığı düzeni, yüzyıllar sonra insanlar yine bozmuş. Yine devletin güvenilir kurumları yozlaşmış. Noron Min'in de dediği gibi adil bir dünya ne yazık ki bir rüya. Tam gerçekleştirdim sandığında yine herşey eski haline dönebilir. Diziyi günümüz ile karşılaştırmamak elde değil bu yüzden. Hele ki Kore de 2019 da bu kadar kötü haberler gelirken...
          Dizi gerçek tarihten uyarlanarak yazılmıştır cümlesi ile başladığından, tarihsel mantıklara uymayan sahneler beni rahatsız etti bazı yerler. Mantık hataları vardı evet ama yazarın edebi vermek istediği mesajlar çok yerinde ve özeldi.

          Diziyi izlemeyen arkadaşlar çok şey kaçırdı diyebilirim. Tam haftalık izlemeye uygun bir diziydi. Akıcı, hiç sıkmaması, araya bir hafta girmesine rağmen sanki hiç zaman girmemiş gibi sizi içine alması bir yana, arka arkaya izlendiğinde insanı yorabilecek de bir yapımdı.

Biraz da spoiler...

 Dizinin başlarda eğlenceli sahneleri de vardı elbet.





          Böylesine bir kralın kendi oğlu Saddo'yu öldürmesi... hiç inanılası değil ama hayatta işte insanın başına ne geleceği hiç belli olmuyor. Lakin Noron Min'in bu sahnede vazgeçmek ile ilgili sözleri sanki Saddo'nun ölümünde büyük yer etmiş gibi geldi bana. Saddo filminde verilen alt metindi diye hatırlıyorum bu sözler...
"Yanlış olduklarını bildikleri halde yanlış yapabilirler... Ama önemli olan hatanın peşinden gitmek değil, hatanı anlayıp düzeltebilmektir" i öğretti bize Dal Moon bu sahnede.
Ana Kraliçe'yi bir ben mi çok sevdim acaba diye düşünüyordum ama bu sahneden sonra takdir etmeyen kalmamıştır sanırım.:)



Adı:해치 (獬豸) / Haechi
Tür: Dram, aksiyon, tarih
Bölüm Sayısı: 48 (24)
Yayınlandığı Kanal: SBS
Yayın Tarihleri: 11/02/2019 - 30/04/2019
Yayınlandığı Günler: Pazartesi - Salı 22:00 (Yarim saatlik 2 bölüm art arda)

Oyuncular:

Jung Il Woo / Yi Geum (Kral YeongJo)
Kwon Yul / Park Moon Soo
Go Ah Ra / Yeo Ji
Park Hoon / Dal Moon
Lee Kyung Young / Min Jin Hun
Jung Moon Sung / Lee Tan
Bae Jung Hwa / Chun Yoon Young (Bok Dan)
Han Sang Jin / Wi Byung Joo


OST:
1. Love Peom 순애보 - Jun In
2 .Story Conveyed By The Wind 바람이 전하는 이야기 (Rüzgarın ilettiği hikaye) - Jun Woo Sung (전우성) - Noel

14 Mayıs 2019 Salı

Absolute Boyfriend: Japonya, Tayvan, Güney Kore

          Zettai Kareshi yıllar önce izlediğim ama ne sebeple olduğunu hatırlamadığım bir durumdan ötürü sonunu izleyemediğim bir diziydi. Hikaye olarak ilgi çekici ve farklı bir konusu vardı. Japon mizahının özelliklerini taşıyan izlenilesi bir yapım diye hafızamda kalmıştı.

          Tayvanlı You're Beautiful sayesinde tanıdığım Jiro Wang araştırmalarımda karşıma çıktı dizi tekrar. Madem sonunu merak ediyorum hazır Çinçe'ye az buçuk kulağım alışmışken; Jiro Wang ile aradan çıkarayım niyeti beraberinde6 izlemeye koyuldum dizinin Tayvan versiyonunu.

          Dizinin bu yıl Kore versiyonu da yapılıyor bu arada. Başrollerini Yeo Jin Goo ve Bang Min Ah 'nın paylaştığı bir SBS dizisi olacak yakın zamanda kendisi. Oyuncular yeni nesil izleyiciye hitap ediyor gibi daha çok. Kore versiyonun fragmanına baktım da kadın karakter aşka düşman gibiydi. Tayvan versiyondan farklı olacağa benziyor. Şuan için izlemeyi düşünmüyorum ama biliyorsunuz bana belli olmaz.

          Neyse efendim Tayvan versiyona dönecek olursak Jiro Wang'a eşlik eden isim Gu Hye Sun ssi. Ben kendisini BOF ile tanıdım bir çok insan gibi. Dizinin başında bir Geum Jan Di atfı da yapılıyor kendisine zaten.

          Go Min Nam'ın salak saçma tavırlarını ne sebeple sergilendi Goo Hye Sun tarafından dizinin başında anlamadım ama beni asıl rahatsız eden Goo Hye Sun'a Çinçe dublaj yapılmasıydı. Yüzüne bakıp farklı bir ses duymak gerçekten insanı izlemek konusunda itiyor. Dahası Japon versiyonundaki kızla hatırladığım kadarıyla pek alakası yok gibiydi karakterin aynı zamanda.
İlk bölüm beni gerçekten çok sıktı bu sebeplerden ötürü. Ama olsundu, koymuştum kafama bir kere. Çok sıkılırsam atlar zıplar geçerdim bir şekilde. İzlenilecekti bu dizi.

          Nitekim de ilk bölümlerde bazı yerleri atlayarak geçtim. Ama zamanla dizi ben bir sardı anlatamam size. İzlerken adeta kendimle çelişkiye düştüm yer yer. İnanılmaz eğleniyor, dizinin robotunu inanılmaz sahipleniyordum. Anormal sahiplenişime kendi kendime gülüyordum, çok saçma diye. Ama bu beni daha çok eğlendiriyordu. Adeta o dünyanın içinde buldum kendimi. Diziyi izlerken final spoileri yemiş olmama rağmen bir ümit farklı yapabilirler de diyordu sonunu...

          Dizinin absürtlüğü hikayesinden ziyade karakterlerinde de kendini gösteriyordu ama Tayvan versiyonda büyüleyen, diziyi öylesine kendi lehine çeviren bir isim var ki. Bu dizi benim için eşittir Jiro Wang oldu sayesinde. Diğer karakterler çok sıradan kaldı.

          Jiro Wang'ın 3. dizisini izliyor olmama rağmen gerçekten çok yetenekli bir oyuncu olduğunu bu dizide anladım desem abartmış olmam. Duyguları ekrana yansıtmakta o kadar başarılıydı ki, adeta karakterin hissettiği duyguları izleyiciye de hissettiyordu bakışlarıyla. Hayal kırıklığı, şaşkınlığı, endişesi, yazılım ile yapılmış bir robot olmanın verdiğini saflığı çok güzel yansıttı her sahnede.
          Japon versiyonunda robot daha çok robot hissi veriyordu bana. Gülümsemesi ile hareketleri ile bir an bile şüphe edilmeyecek bir başarısı vardı Hayami Mokomichi'nin robotluk konusunda.
Jiro Wang'ın Nightly'ı ise asla şüphelenilmeyecek kadar insandı. Kendine ait bir altyazılım geliştirdiğinde daha da bir yüreğime dokundu bu yüzden belki de.
          Yanlış anlaşılmasın. İki Night karakterini de çok başarılı buluyorum ve birbirlerinden farklı olmalarını ayrıca sevdiğimi söylemek istiyorum.


          Dediğim gibi Jiro Wang çok insansıydı, hatta Instagramda sürekli cosplayler ile karşıma çıkan Jiro Wang'dan daha insansı göründü gözüme adeta. Rolü o kadar güzel kişiselleştirmiş işte kendi içerisinde.
Nightly'nin sevimli haylazlıklarından örnekler...

Not: Yazının bu kısımdan sonrası spoiler içermektedir.

           Bir robot olarak bir çok zorlu sınavla yüzleşen karakterimiz hem bizi çok güldürürken hem de çok sevdiriyordu kendisi. Aynı zamanda bir makine olmasına verilen değersizlik can sıkıyordu. Arkadaş eve aldığımız buzdolabına daha gözümüz gibi bakıyoruz biz. Zavallı robotu hep buzdolabı ile kıyasladıkları için söylüyorum. Ben geçen yıl yeni aldığım buzdolabına onların Night'a davrandığından daha iyi davranıyorum valla. Bizde teknoloji çok pahalı diye mi acaba?
Tabi ki saplantılı bir şekilde kız robota da aşık olsun da hemen demiyorum; o da çok mantıklı gelmiyor kabul de, yani o türlü işkenceleri de yapmalarına gerek yoktu bence.

          Dizide Night'a verilen değersizlik ile beraber insan oğlunun ne kadar kalleş ve çıkarcı olduğu bize bir kez daha anlatıldı şirketin patronu tarafından. Yok Night başarısız diye ikinci robot yollamalar, yok yedek Night ile habersiz yer değişiklikleri... Resmen robotu nasıl bozarız diye uğraştılar. Finalde hüzünle beraber bir de sinir vardı içimde. :)
Tam olarak bu sahnede vermek istediğim tepkiyi verdi adam. O yüzden içinde kalmadı haha...

Not:2.İzlemediyseniz bu kısmı okumamanız tavsiye edilir. "Final spoiler"

          Mantık çerçeveleri kapsamında baktığımızda dizi saçma görünüyor evet; mantık çerçevelerini kenara koyarsak da saçma olan sahneleri çoğunluktaydı. Lakin bu mantıksızlıklar ile robotun kendine oluşturduğu aşkı ile eğlenerek izlediğim dizi sonunda beni öyle bir yaktı ki; final sahnesinin çok başarılı yapıldığını itiraf etmek istiyorum. Güldük, eğlendik, saçmaladık ama ben ağlatacağını düşünmemiştim finalin. Kurgusu öyle başarılı yapılmış ki; sanki Night'ın gözünden izlemiş gibi olduk hayatını. Ve Night ile aramıza giren ayrılık...Anlatılmaz yaşanılır bir finaldi. Üzmüş olmasına rağmen çok başarılı olduğunu düşünüyorum.

Sonsuzluk deyince aklımıza gelen; 

Gerçekte olan;


Herkesin, herşeyin bir kendi sonu var oysa ki... 
Çok bencilce düşünüyoruz hayatı değil mi?

          Dizinin benim için böyle küçük bir konuk oyuncu sürprizi de vardı. Skip Beat dizisinden tanıdığım Jin Qin.


Adı: 絕對達令 (绝对达令) / Chueh Tui Ta Ling (Jue Dui Da Ling)
Tür: Romantik, komedi, bilim kurgu
Bölüm Sayısı: 19 (1,5 saatlik 13 bölümden oluşuyormuş. Ama ben 45 dk-1 saat aralığında 19 bölüm izledim.)
Yayınlandığı Kanal: FTV/GTV
Yayın Tarihleri: 08/04/2012 - 01/07/2012

Oyuncular:
  • Jiro Wang / Wan Ni Te
  • Goo Hye Sun / Guan Xiao Fei
  • Kun Da / Yan Zong Shi
  • Na Wei Xun / Lei Wu Wu
1- Mr. Perfect (Opening Theme)- Fahrenheit
2- 假裝我們沒愛過 Pretend We’ve Never Been In Love (Closing Theme) – Jiro Wang
3- 然後 Afterwards – Anthony Neely
4- 明明 Obviously – Olivia Ong
5- 完美心跳 Perfect Heartbeat – Jiro Wang
6- 在沒有你的世界 In A World Without You – Dennis Sun

2 Mayıs 2019 Perşembe

Empress Ki OST - 4Men - Thorn Love (Diken Aşk) Türkçe Çeviri

          Tesadüfen dinlediğim ve sözlerini ilk duyduğum anda sevdiğim bir şarkıyı çevirdim bugün kendimce. Mutlaka hatalarım vardır, affola...

          Empress Ki dizisinin ilk OST'u şarkımız. Diziyi izleyenler zaten biliyordur ama ben çok duymuş olmama rağmen diziyi izlememiştim. Bir gün izlerim belki diye listemde hep ama kısmet...

Açıklama: Kırmızı yazılı satır bir kelimesini çeviremediğim satır oldu.
 Parantez içindeki yeşil satır emin olamadığım
 ama anlam bütünlüğü sağlayan satır oldu şarkıya bence.



나는 위험하니까 사랑은
naneun wiheom hanikka nae sarangeun 
Ben tehlikeliyim aşkım
나를 사랑하면 할수록
nareul sarang hamyeon halsurog 
Beni seversen
(Beni sevmeye devam edersen)
결국 너만 다칠지 몰라
gyeolgug neoman dachil ji molla
Sonunda sadece seni yaralar mı bilmem
나를 시험하지마 사랑을
nareul shiheom hajima nae sarangeul 
Beni imtihan etme, benim aşkımı
절대 못해 못해 못해 못해 못해
jeoldae motae motae motae motae motae 
Asla yapma yapma yapma yapma yapma
위험하니까 위한 거니까..
wiheom hanikka neorwihan geonikka…
Tehlikeli senin için
 
나의 사랑엔 비밀이 있어
naui sarang en bimiri isseo 
Benim aşkımın sırrı var
제발 내게 손을 대지
jebal naege soneul daeji ma 
Lütfen bana elini sürme
나의 침묵엔 이유가 있어
naui chimmug en iyuga isseo 
Benim sessizliğimin sebebi var
제발 가까이 오지
jebal deo gakkai oji ma 
Lütfen daha fazla yaklaşma
사랑해요..사랑해요..
sarang haeyo…sarang haeyo… 
Seviyorum seviyorum
안아줄 없지만..
anajul sun eobtjiman…
sarılmışlığım yok ama


나는 위험하니까 사랑은
naneun wiheom hanikka nae sarangeun 
Ben tehlikeliyim aşkım
나를 사랑하면 할수록
nareul sarang hamyeon halsurog 
Beni seversen
(Beni sevmeye devam edersen)
결국 너만 다칠지 몰라
gyeolgug neoman dachil ji molla
Sonunda sadece seni yaralar mı bilmem
나를 시험하지마 사랑을
nareul shiheom hajima nae sarangeul 
Beni imtihan etme, benim aşkımı
절대 못해 못해 못해 못해 못해
jeoldae motae motae motae motae motae 
Asla yapma yapma yapma yapma yapma
위험하니까 위한 거니까..
wiheom hanikka neorwihan geonikka…
Tehlikeli senin için


시간이 가면 알게 될거야
shigani gamyeon alge doelgeoya 
Zaman geçince anlaşılacak
우린 어울리지 않단
urin eoulliji anhdan geol 
Bizim uyumlu olmadığımız
미안해요..미안해요..
mian haeyo…mian haeyo… 
Üzgünüm üzgünüm
위태로운 나라서..
witaeroun nara seo ..
 Riskli olan benim

나는 위험하니까 사랑은
naneun wiheom hanikka nae sarangeun 
Ben tehlikeliyim aşkım
나를 사랑하면 할수록
nareul sarang hamyeon halsurog 
Beni seversen
(Beni sevmeye devam edersen)
결국 너만 다칠지 몰라
gyeolgug neoman dachil ji molla
Sonunda sadece seni yaralar mı bilmem
나를 시험하지마 사랑을
nareul shiheom hajima nae sarangeul 
Beni imtihan etme, benim aşkımı
절대 못해 못해 못해 못해 못해
jeoldae motae motae motae motae motae 
Asla yapma yapma yapma yapma yapma
위험하니까 위한 거니까..
wiheom hanikka neorwihan geonikka…
Tehlikeli senin için

위험하니까 위한 거니까 
wiheomhanikka neol wihan geonikka 
Tehlikeli senin için
사랑하지만 절대 못해 못해 못해 
neol saranghajiman jeoldae motae motae motae 
Seni seviyorum ama asla yapamam yapamam yapamam
사랑하지 못해 떠나가.. 
nan neol saranghaji motae tteonaga.. 
Ben seni sevemem, geri dön


나는 위험하니까 너무 위험하니까 
naneun wiheomhanikka neomu wiheomhanikka 
Ben tehlikeliyim çok tehlikeliyim
나도 이런 가시같은 땜에 미칠 같아 
nado ireon gasigateun na ttaeme michil geot gata 
Bende böyle diken gibi benim yüzümden delirecek gibiyim
나를 사랑하지마 부탁이야 
nareul saranghajima butagiya 
Beni sevme rica ediyorum
절대 안돼 안돼 안돼 안돼 안돼 
jeoldae andwae andwae andwae andwae andwae 
Asla olmaz olmaz olmaz olmaz olmaz
위험하니까 위한 거니까..
wiheomhanikka neol wihan geonikka..
Tehlikeli senin için